"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı, çekişmeli taşınmazın niteliğinin belirlenmesi ve taşınmaz üzerinde sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin başlangıç tarihi ile ekonomik amaca uygun olarak sürdürülüp sürdülmediğinin tespiti için gerekli olan hava fotoğrafları getirtilip yöntemince uygulanmadığı açıklanarak; tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Dairemizin 20/10/2014 tarihli ve 2013/14137 Esas, 2014/20352 Karar sayılı bozma ilamı ile “tescile esas bilgi ve belgelerin dosya kapsamına getirtilmesi, olay yerinde sanat tarihçi ve inşaat mühendisi ile yeniden keşif icra edilerek, öncelikle yapılan izinsiz uygulamaların tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığının, niteliğinin ve yapıda zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanıkların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1. cümlesi uyarınca cezalandırılmaları...
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davayı e devlet üzerinden öğrendiğini, davacı bünyesinde şehir içi taşımacılık yapan halk otobüslerinde şoför olarak çalıştığını, davaya konu olan kazanın gerçekleştiği tarihe kadar çalıştığını, davacı tarafından hiçbir yasal hakkının ödenmeden haksız ve hukuksuz bir şekilde kazanın sebep gösterilerek işten çıkarıldığını, 13/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen zararların talep edildiğini, bu kazanın görevini ifa ederken meydana geldiğini, kasıtlı bir hareket olmadığını, zararın öncelikle kazaya karışan diğer araç sürücüsü sigortasından talep edilmesini, bu nedenle diğer araç sürücüsünün sigortası olan Allianz Sigortaya Davanın İhtarını talep ettiğini, görevi gereği araç kullanırken trafiğe çıktığında kaza yapma riskinin olduğunu, riskin varlığını öngören davacının aracı kasko sigortası kapsamına aldırması gerektiğini, kazanın kasta değil kusura dayandığını, ayrıca davacının zararını kasko sigortası ve de...
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davayı e devlet üzerinden öğrendiğini, davacı bünyesinde şehir içi taşımacılık yapan halk otobüslerinde şoför olarak çalıştığını, davaya konu olan kazanın gerçekleştiği tarihe kadar çalıştığını, davacı tarafından hiçbir yasal hakkının ödenmeden haksız ve hukuksuz bir şekilde kazanın sebep gösterilerek işten çıkarıldığını, 13/05/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen zararların talep edildiğini, bu kazanın görevini ifa ederken meydana geldiğini, kasıtlı bir hareket olmadığını, zararın öncelikle kazaya karışan diğer araç sürücüsü sigortasından talep edilmesini, bu nedenle diğer araç sürücüsünün sigortası olan Allianz Sigortaya Davanın İhtarını talep ettiğini, görevi gereği araç kullanırken trafiğe çıktığında kaza yapma riskinin olduğunu, riskin varlığını öngören davacının aracı kasko sigortası kapsamına aldırması gerektiğini, kazanın kasta değil kusura dayandığını, ayrıca davacının zararını kasko sigortası ve de...
olup olmadığı konusunda esas alınamayacağı, bir işle uğraşanların o işle ilgili bir belgenin sahteliğini farketmesinin belgenin aldatıcı olmadığını göstermeyeceği, aldatıcılık niteliğinin Mahkemece yukarıda açıklanan şekilde tespit edilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında; Mahkemece aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığı her beş belge bakımından ayrı ayrı belirlendikten sonra iki farklı günde kullanılan belgelerin aldatıcılık unsurlarının bulunduğunun anlaşılması halinde 5237 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanabileceğinin göz önüne alınmaması, 3....
Haksız bir fiil sonucu zarar oluştuğu iddiasıyla ilgili bir talepte bulunulması halinde, kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsur olup, sorumluluk belirlenecek duruma göre tespit edilmelidir. Somut olayda, davacı taraf kazanın oluşumunda T7 de kusurlu bulunduğunu beyan etmiş, davalı sigorta şirketi kusur durum ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini bildirmiş, davalı T7 ise kazanın oluşumunda idareye yüklenecek bir kusur bulunmadığını savunmuştur....
Haksız bir fiil sonucu zarar oluştuğu iddiasıyla ilgili bir talepte bulunulması halinde, kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunun belirlenmesi esaslı unsur olup, sorumluluk belirlenecek duruma göre tespit edilmelidir. Somut olayda, davacı taraf kazanın oluşumunda Karayolları Genel Müdürlüğü'nün de kusurlu bulunduğunu beyan etmiş, davalı sigorta şirketi kusur durum ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini bildirmiş, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü ise kazanın oluşumunda idareye yüklenecek bir kusur bulunmadığını savunmuştur. Olaydan sonra düzenlenen 28/10/2012 günlü kaza tespit tutanağında; Kığ istikametinden Karakoçan istikametine seyir halinde olan sürücü ...'...
Somut olayda, davacının talebi davalının sorumluluğunda olan araçla sigortalısına ait aracın karıştığı trafik kazası sonucu araç maliki sigortalısına yaptığı ödemeden kaynaklanmaktadır. 22.03.1944 tarihli 37 E. 9 K. sayılı YİBK'da da belirtildiği üzere bu davanın sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi değerlendirilerek görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Davacı sigorta şirketi halefiyet hakkına dayalı olarak bu davayı açtığına göre, halefi olduğu sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin mahiyetine bakılarak görevli mahkeme tespit edilecektir. Davacının sigortalısı ile davalı arasında TTK'da düzenlenen sigorta ilişkisi mevcut değildir....
olmayan yasal düzenlemelerle davalı müvekkiline %80 oranında kusur atfını kabul etmenin mümkün olmadığı, işyerinde meydana gelen iş kazaları nedeniyle işverenin hukuki sorumluluğunun niteliği Yargıtay’ın kararlarında benimsediği görüşe göre kusura dayandığı, İsviçre ve Türk Hukuk Sistemi’nde özel bir düzenleme söz konusu olmadıkça asıl olan kusur sorumluluğu olduğu, kimsenin kaza tarihinde yürürlükte olmayan bir yasal düzenlemeden dolayı sorumlu tutulamayacağı, davalı müvekkili ve davacının kusur belirlenmesi yönteminin hatalı olduğu, Adli Tıp Kurumu tarafından davacı için belirlenen 13,1 maluliyet oranın yüksek olduğu, davacının iyileştiği, halen inşaatta çalıştığı, belirlenen maluliyetin iyileşmiş olduğundan yeniden belirlenmesi yönündeki itirazların dikkate alınmadığı, davacı işçi kazanın soruşturmasının yapıldığı Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/2275 Esas sayılı soruşturma dosyasında kazanın kendi ihmal ve kusur ile meydana geldiği, kimsenin kastı ve sorumluluğu olmadığını...
(KAPATILAN) ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; eldeki davada, Hazine taraf olup, çekişmeli taşınmazların sınırında orman parselinin bulunduğu ve taşınmazın orman tahdit hattına doğrudan komşu olduğu, Mahkemece orman yönünden araştırma yapılmış olmakla, uyuşmazlığın çözümü ve taşınmazların niteliğinin belirlenmesi için yöntemince orman araştırma yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 07/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....