Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve dava etmiştir....

    İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı hazırlandığını, müvekkilin kaza sonrası hastaneye kaldırılması sonucu kaza tespit tutanağının yanlı tanık beyanları ile düzenlendiğini, mahkemece yeniden keşif yapılması gerektiğini, kazanın davalı tarafın kusuru sonucu oluştuğunu, tanıklarının dinlenmediğinden bahisle, mahkemece verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

    İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hatalı hazırlandığını, müvekkilin kaza sonrası hastaneye kaldırılması sonucu kaza tespit tutanağının yanlı tanık beyanları ile düzenlendiğini, mahkemece yeniden keşif yapılması gerektiğini, kazanın davalı tarafın kusuru sonucu oluştuğunu, tanıklarının dinlenmediğinden bahisle, mahkemece verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

      Davacı, kazaya karışan motorsikletin sürücüsü olup, kaza tespit tutanağının koruyucu tertibatlar bölümünde davacı bakımından kaskın takılı olmadığı tespiti yapılmıştır. Davacının kazadaki yaralanması nedeniyle oluşan maluliyet oranını belirleyen 21.06.2016 tarihli uzman doktor bilirkişi heyeti raporuyla, kafaya alınan darbe ve yüzde oluşan yara izleri nedeniyle de maluliyet belirlendiği için, İHH tarafından tazminattan müterafik kusur indirimi uygulanması yerinde görülmüştür. Ne var ki; Dairemizin yerleşik uygulamaları ile müterafik kusur nedeniyle yapılacak indirimin oranı % 20 olarak kabul edildiğinden, İHH tarafından yapılan % 15 oranındaki indirim düşük görülmüş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

        Bu durumda mahkemece tarafların delillerinin toplanması, aynı olayla ilgili hazırlık soruşturması veya dava dosyası olup olmadığının araştırılması ve mercilerinden getirtilmesi, davacı tarafından bildirilen tanığın usulüne uygun olarak dinlenmesi ve daha sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek kaza tespit tutanağı, hazırlık ifadeleri, hazırlık evrakı veya ceza dava dosyası, tanık beyanı ile önceki bilirkişi raporunun da irdelendiği ...Üniversitesi veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan tarafların olaydaki kusur durumları yönünden ayrıntılı, açıklamalı ve denetime elverişli, kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi gideren bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Bu itibarla mahkemece, davalıların kaza tespit tutanağındaki kusur belirlemesine itiraz ettikleri, kazaya ilişkin tanık dinletme talebinde bulundukları, kaza tespit tutanağının, aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge oluşu ve aksinin ispatlanmasının her zaman mümkün olduğu da gözetilmek suretiyle; konusunda uzman makine mühendisi refakatiyle, kaza mahallinde keşif yapılıp davalı tanıklarının kesif mahallinde dinlenilmesiyle, bilirkişiden, tarafların kazadaki kusur oranları konusunda ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. 2-Davacı taraf, davacının kazadaki yaralanması nedeniyle, tedavi süresince çalışamayıp kazanç kaybına uğradığından bahisle, geçici işgöremezlik tazminatı ve tedavi yol gideri talebinde bulunmuş; mahkeme tarafından, davacının yaralanmasının mahiyetine ve davacının yol giderlerine ilişkin sunduğu belgelere...

            Davacı vekili alacak talebini ıslah ettiğini bildirmiş, 1.000,00TL'lik maddi tazminat taleplerini 10.078,79TL artırarak 11.078,79TL'lik maddi tazminat talebinin kaza tarihi olan 15/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Taraflar hakkında sosyal ve ekonomik durum araştırması yaptırılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; 15/10/2013 tarihinde yaya olan davacıya davalı Feti'nin malik ve sürücüsü bulunduğu ... plakalı aracın çarpması sonucu davacının yaralandığı sabittir. Kazadaki kusuru durumu çelişki giderilmek suretiyle tespit edilmiştir. Davacının kaza sebebiyle geçici iş göremezlik dönemi ve kalıcı maluliyeti (iş göremezliği) tespit ettirilmiştir....

              Davalı vekili, kazanın oluşunun yanlış aksettirildiğini, kaza sonucu her iki aracında burun tarafları hasarlandığı halde davacı tarafça bu kaza ile ilgisi olmayan parçalarında kaza ile ilişkilendirildiğini, tespit raporunu kabul etmediklerini, hasar miktarının fahiş olduğunu, kusur irdelemesi yapılmadığını, davacının taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağını imzalamadığını, sigorta şirketine bildirim yapılmasını engellediğini, kusurun davacıda olduğunu belirterek davanın trafik sigortacısına ihbarını ve reddini savunmuştur....

                Davaya konu ------ kaza tespit tutanağının incelenmesinde, davaya konu kazanın --- sayılı araç sürücüsünün kusuru ile meydana geldiğinin tespit edildiği görülmüştür. Makina mühendisi ve trafik bilirkişinden --- tarihli raporda, davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde --- sayılı araç sürücüsünün %75, davalı tarafa ait ----- sürücüsünün %25 kusurlu olduğu, hasar onarım bedelinin --- kaybının ---, kira kaybının ---- olduğu belirtilmiştir....

                  Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesinde tespit davasının açılabilmesi için gereken şartlar belirlenmiştir. Buna göre; tespit davası açacak tarafın dava açmakta korunmaya değer güncel bir yararının olması ve bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun tespitini istemesi gerekmektedir. Öte yandan, maddi vakıalar tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamazlar. Bu genel açıklamadan sonra somut olaya bakılacak olursa; Eldeki dava, davalı sigorta kusur belirlemesinin iptali ve kusursuzluğun tespiti isteğine ilişkin olduğuna göre davaya bakma görevi adli yargı merciilerine aittir. Ancak, davacı vekili tarafından talep edilen kusursuzluğun tespiti istemi maddi vakıaya ilişkindir. Şu halde; az yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca tespit davasının konusunun maddi vakıalar olamayacağından hukuki yarar şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacının istinaf talebinin reddi gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu