Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bilgi ve belgeler okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Tapu maliki ....in veraset ilamında yer alan ...in veraset ilamı tarihi gözetilerek sağ olup olmadığı konusunda araştırma yapıldıktan sonra sağ olduğunun tespiti halinde gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin kendisine tebliğ edilerek temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesi; ölü olduğunun tespiti halinde veraset ilamının ilgilisinden temini ile dosya arasına alınmasından ve davada taraf olmayan mirasçılara gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, adı geçen davalının nüfus kaydı gertilerek sağ olduğunun tespiti halinde mahkeme kararının da yöntemine uygun tebliğ edilmesinden, şayet ölü ise mirasçıları tespit edilerek mahkeme kararı ve davacı tarafa temyiz dilekçesinin yine yöntemine uygun tebliğ edilerek cevap ve temyiz sürelerinin beklenmesinden, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Medeni haklardan yararlanma, yani hak ehliyeti tam ve sağ doğum koşuluyla ana rahmine düşme anında başlayıp, kişinin ölümüne kadar devam eder (TMK m. 28). Bu nedenle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda taraflardan birinin ölümü hâlinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar davanın erteleneceği; bununla beraber hâkimin, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebileceği öngörülmüştür (HMK m. 55; HUMK m. 41). Ne var ki, Kanun'da ölü kişiye karşı dava açılması halinde nasıl davranılacağı gösterilmemiştir. Kural olarak ölü kişi adına ve ölü kişiye karşı dava açılması olanağı bulunmamaktadır. Aynı şekilde kural olarak ölü kişi aleyhine dava açılması halinde davanın mirasçılara yöneltilmesine de olanak yoktur. Zira yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ölü kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır....
Köyü, 257 ada, 2 parsel (eski 3453 parsel) sayılı taşınmazın müvekkiline ait olduğunu, oysaki tapu kaydında ¼ hissesinin "..." isimli kişi adına da kayıtlı görüldüğünü, böyle bir kişi olmadığını veya varsa bile bu kişinin hakkının bulunmadığını beyan ederek; öncelikle bu kişinin tespit edilmesini, böyle bir kişinin bulunmadığının tespiti halinde "..." adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı ... Belediyesi: "..." isimli kimsenin gerçekte var olup kadastro mahkemesindeki davanın tarafı olduğunu açıklayarak, davanın reddini savunmuştur. Davalı Hazine vekili: Tapuda isim tahsisi istemiyle açılan davanın Tapu Sicil Müdürlüğüne yönetilmesi gerektiğini, dava dilekçesi içeriğine bakıldığında davanın tapu iptali ve tescil istemli olup tapu iptal ve tescile yönelik koşulların ise oluşmadığını beyan ederek; davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında, ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içerisinde mevcut tapu kaydına göre kamulaştırılan taşınmazda ... tapu maliki gözükmekte olup, sağ olup olmadığının tespit edilmesi; ölü olduğunun tespiti halinde ise mirasçılık belgesinin temin edilerek dosya içerisine konulmasından sonra gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
dosyada mevcut nüfus kaydında sağ görünüyor ise de ölü olduğundan bahisle hükmün kendisine tebliğ edilemediği dosya içeriğiyle anlaşılmaktadır. İlgiliye ait nüfus kaydı getirtilerek sağ mı, ölü mü olduğunun belirlenmesi, sağ ise aleyhindeki mahkeme hükmünün 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Nizamnamesi uyarınca yöntemine uygun şekilde tebliği, temyiz süresinin beklenilmesi, ölü ise tüm mirasçılarını gösterir nüfus aile kayıt tablosunun ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmesi; 2-Davalı... mirasçıları ..,....,....,....,....,...,....,....,’e aleyhlerindeki mahkeme hükmünün tebliğini içeren belgeler dosyada bulunmamaktadır....
nın sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için adı geçen kişilere 3561 sayılı Yasa uyarınca Ankara Defterdarının kayyım atanmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ... Mahallesi 28 parseldeki taşınmazın ..., ..., ..., ... ve ... adına hisseli olarak 15.03.1951 tarihinde kadastro tesbitinden dolayı tapuya tescil edildiği, 21.11.2012 tarihli zabıta tutanağında adı geçenlerden bir kısmının öldüğü ve mirasçılarının bilinmediği, bir kısmının mirasçılarının belli olduğu, ... isimli üç kişinin bulunduğu, ancak hangisinin hissedar olduğunun bilinmediğinin belirtildiği, tapu ve nüfus müdürlükleri cevabi yazılarında ise 31.12.1971 tarihinde hükümet konağında yangın çıktığından ilgili bilgilere ulaşılamadığının bildirildiği, dosyada ilgili kişiler hakkında başkaca bir bilginin bulunmadığı, bu nedenle taşınmaz hissedarları ..., ..., ..., ... ve ...'...
köyü 56 ve 57 parsellerde 48/240 payın tapu maliki ölü Fatma; Mehmet kızı kaydı ile belirtilen kaydın, Mersin 10 Noterliğinin 15/04/2015 tarih ve 07575 yevmiye sayılı mirasçılık belgesinde 09/02/1960 tarihinde vefat eden Toprak Mehmet kızı 01/07/1889 d.lu Fatma Ay olduğunun tespiti şeklinde mülkiyet tespit kararı verilmesini ve tapuda Ölü Fatma Mehmet kızı olarak belirtilen malik ile , Toprak Mehmet kızı Fatma Ay'ın aynı kişi olduğunun tespit ve tesçiline karar verilmesini talep etmiştir....
in ölü olup olmadıkları araştırılıp, sağ iseler kendilerine,, ölü iseler mirasçılarını gösterir veraset ilamı temin edildikten sonra varsa tebligat yapılmamış olan mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı ile davacı idarenin temyiz dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilip temyiz süresi de beklendikten, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre mal memurunun kayyım tayin edilebilmesi için tapu kayıt malikinin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının yönetilmesi gereklidir. Buna göre somut olayda veraset ilamı istenen kişinin gerçekte kim olduğunun tespit edilemediği, sağ mı, ölü mü olduğunun bilinemediği ve 3561 Sayılı Kanun'a göre kayyım atanması gereken kişi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı hazine vekili tarafından 3561 Sayılı Yasa kapsamında kayyım atanması yerine Emine'nin kim olduğu belirlenmeden ve ölü olup olmadığı tespit edilmeden, kim olduğu tespit edilemeyen bu kişinin son mirasçısının hazine olduğundan bahisle veraset ilamı istenmesi hatalıdır. Bu durumda mahkemece davanın reddi doğru olup, HMK.353/1- b-1 maddesi gereğince istinaf incelemesi duruşma açılmadan, dosya üzerinden sonuçlandırılarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....