"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, velayetin kaldırılmasına ilişkin olup, davacı dede tarafından anneye karşı açılmıştır. "Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine" göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde çocukların, adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön sorun görmektedir (Söz m. 4). Davada, davalı anne ile davaya konu küçük çocuklar arasında menfaat çatışması vardır....
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre kayyımın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMKnun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 24.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı büyükbaba tarafından velayetlerin davalı annelerinden kaldırılması, çocuklara vasi atanması talebi ile açılan davada, adı geçen çocuklardan. .. ve ... 'ın velayetlerinin davalı anneden kaldırılmasına ve çocuklara vasi tayin edilmesi için ihbarda bulunulmasına karar verilmiştir. Davada, velayet sahibi anne ile çocuklar arasında menfaat çatışması vardır. Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4. ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince küçükleri davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocukları temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp soncu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava velayetin kaldırılmasına ilişkin olup, küçüklerin anneannesi tarafından davalı anneye karşı açılmıştır. 17.11.2011 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile küçüklerin velayeti davalı anneye bırakılmıştır. Dava küçükler üzerindeki velayetin kaldırılmasına ilişkin olduğuna göre velayet kendisine bırakılmayan babaya husumet yöneltilmeden karar tesisi doğru bulunmamıştır. 2-Davada, davalı anne ile davaya konu çocuklar arasında menfaat çatışması vardır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 28.02.2013 tarih 2012/1466 Esas 2013/338 Karar sayılı ilamı atanan kayyımın görevinin sonlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"... Somut olayda kısa ve gerekçeli kararda "davanın kabulüne" denildiği hâlde kayyımlık kararının kaldırılması isteği yönünde olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamıştır. Hâl böyle olunca, HMK'nun 297/1-c ve 2. maddesine uygun biçimde karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır." gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...................'...
Sözleşmesinin 4 ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince küçükleri davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocukları temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.12.2016 (Prş.) .......
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının davalı eski eşi... tarafından yanıltıldığını, davacının evlat edinme tarihinde ehliyetsiz olduğunu belirterek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını istemiş, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 319. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. 1-Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 317 ve devamı maddelerine dayalı olarak evlat edinilen tarafından açılan evlatlık ilişkisinin kaldırılması talebine ilişkindir. Aynı Yasanın 319. maddesinde evlatlık ilişkisinin kaldırılması davası hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Buna göre; "Dava hakkı, evlâtlık ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl geçmekle düşer." şeklinde düzenlemiştir....
Nitekim Yüksek Mahkemenin konu hakkındaki verdiği kararlarda da kayyımın şahsına ve atanan kayyımın değiştirilmesine yönelik taleplerin itiraza tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 28.09.2022 tarih ve 2022/6023 Esas 2022/7575 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06.12.2021 tarih ve 2021/8051 Esas 2021/9121 Karar sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle istinaf dilekçesi tayin edilen kayyımın değiştirilmesine yönelik olduğundan talebin itiraz olarak değerlendirilmek suretiyle yukarıda açıklandığı üzere bir karar verilmesi gerektiğinden istinaf dilekçesinin reddine ve dosyanın mahalline iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir....
Ayrıca bu tür davalarda kayyımın doğrudan taraf olarak değil de, ilgili kişi yani ihbar edilen olarak yer aldığını, 3. Kayyımın eldeki davada hukuken menfaati bulunduğundan davaya katılımının sağlanmasının gerektiğini, 4. Kayyımın da bu nedenle davaya katıldığını belirterek kararın bozulmasıni talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 20.06.2022 tarihli ve 2020/142 Esas, 2022/1044 Karar sayılı kararında belirtilen; "...davanın hasımsız olarak açılması nedeniyle yargılamanın görülebilirlik koşulu olan taraf teşkilinin sağlanmadığı, bu nedenle davanın kayyıma ihbar edilmesinin ya da kayyımın davaya dahil edilmesinin de kayyıma taraf sıfatı kazandırmayacağı..." gerekçesiyle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1....
Davalı şirketin yetkili temsilcisinin görev süresinin olması üzerine şirkette organ boşluğu meydana geldiğinden ve TTK'nun 636/3 maddesi gereğince mahkememizce davalı şirkete yönetim kayyımı atanmış olup kayyımın yasal mevzuata uygun olarak görevini yürütmesi,şirketin durumuna ve tarafların taleplerine ilişkin olarak rapor sunması ve asli müdahilin ileri sürdüğü sebeplerin kayyımın azlini gerektirecek nitelikte olmaması nedeniyle asli müdahilin kayyımın görevine son verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir...." İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı asli müdahil vekili istinaf etmiş ve itiraz dilekçesindeki tüm talepleri tekrar etmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava; şirketi kayyım atanması, fesih ve tasfiye istemlerine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....