E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı Kayyım vekili tarafından istinaf edilmiştir. Kayyımlığın kaldırılmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.) Kayyım atanması (kaldırılması) istemine ait davalar kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın gerekli araştırmayı yaparak karar vermek durumundadır. Kayyım atanan tapu malikleri ile davacıların miras bırakanlarının aynı kişi olduklarının tespiti, kayyımlığın kaldırılması bakımından zorunludur. İlk derece mahkemesince yapılan araştırma ve inceleme kayyımlık kararının kaldırılması konusunda karar verilmesine yeterli değildir. Kayyımlık kararı kaldırılırken mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekmektedir....
DAVA KONUSU : Kayyımlık (Kayyımın Kaldırılması) KARAR : Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 12/12/2019 tarih, 2019/1238 E., 2019/1323 K. sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; DAVA: Dava dilekçesinde özetle; Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Konaklar Mahallesi 1851 ada, 3 parsel nolu taşunmazın hissedarları olan İsmail, Hüseyin, Mahbube, Kemal, Zekiye, Hikmet, Nimet, Fatma, Safiye, Hasan, Mevlüde, Zehra, Tevhide isimli şahıslara Trabzon 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27/03/2019 tarih ve 2018/1191 E., 2019/365 K. sayılı ilamı ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürü T3 kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, kayyımlık görevinin mahallin en büyük mal memuru olan Trabzon Defterdarı olduğunu belirterek T3 hakkında verilen kayyımlık kararının kaldırılarak, yukarıda ismi geçen şahıslara temsil ve yönetim kayyımı olarak Trabzon Defterdar vekili T1 atanmasına karar verilmesini istemiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/09/2016 NUMARASI : 2016/1950 ESAS- 2016/3554 KARAR DAVA KONUSU : Kayyımlık (Kayyımın Kaldırılması) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İstanbul İli, Zeytinburnu ilçesi, Kazlıçeşme Mah. ada 763, parsel 3 sayılı taşınmazın maliki taşınmazın 2/12 maliki bulunan Uraniya Silvestrol'un adına kayıtlı iken Bakırköy 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/2434 Esas, 2015/477 Karar ve 17/02/2015 tarihli ilamı ile İstanbul Defterdarının kayyım tayin edildiğini, davacının kayyım atanan malik Uraniya Silvestrol'un mirasçısı olduğunu belirterek kayyım atanmasına ilişkin kararın kaldırılmasını dava ve talep etmiştir. Davalı vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının mirasçı olduğunu nüfus kayıtları ve veraset ilamıyla kanıtlaması gerektiğini, mahkemenin bağlantıyı sağlayacak her türlü delili araştırması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....
kararını da kaldırmadığını, mevcut kayyımlık ilişkisi devam edeceğini, Mahkemece davalı kayyım lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, burada kayyımın yasal hasım olduğunu, arada gerçek manada husumet ilişkisi bulunmadığını, kaldı ki bu davanın açılması dahi Adana Kayyımlık Bürosu Başkanlığın talepleri doğrultusunda gerçekleştiğini, bu nedenle davalı görülen kayyım lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin yerinde olmadığını, mahkeme kararının bu gerekçeyle de kaldırılmasını talep ettiklerini, Görüleceği üzere 3561 sayılı Kanun ile ilgili yönetmelik gereği kayyımlıkla yönetilen T5’ye ilişkin Medeni Kanunun 588. maddesi gereğince Hazine'ye devir şartlarının gerçekleştiğini, söz konusu mal varlığı 10 yıl boyunca herhangi bir hak sahibi çıkmaksızın idare edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesi gerekmekte iken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Arz ve izah ettikleri üzere, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının istinaf dilekçesi ile belirttikleri gerekçelerle...
ve diğer esaslarını düzenleyen ve TMK'na göre daha özel bir kanun olan 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 1. ve 2. maddeleri incelendiğinde de mal memurlarının kayyımlık türünün yönetim kayyımlığı olduğu açıkça anlaşıldığını, konuya dair daha ayrıntılı hususları düzenlemek için 3561 sayılı yasanın 2. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 16/05/2009 tarihli 27230 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mal Memurlarının Kayyımlığı Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesi incelendiğinde de mal memurlarının kayyımlık türünün temsil kayyımlığı değil yönetim kayyımlığı olduğunun açıkça anlaşıldığını, tüm bu açıklamalar ışığında Sürmene Malmüdürünün kayyımlık türünün yönetim kayyımlığı olduğunun ortada olduğunu, T.M.K'nın 477. maddesinde yönetim kayyımlığının sebebin ortadan kalkması, yani olayda taşınmazın malikinin gelmesi, yok olması ya da satılması gibi durumları olması, ya da kayyımın görevinden alınması halinde sona ereceği düzenlendiğinden ve maddi olayda...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, kayyımlığın kaldırılması istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Türk Medeni Kanununda temsil kayyımlığı (TMK. m.426), yönetim kayyımlığı (TMK. m.427) ve isteğe bağlı kayyımlık (TMK. m.428) olmak üzere üç tür kayyımlık düzenlenmistir....
Kayyımın ... avukatını vekil tayin etmiş olması da ... adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle davalıların taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açılan bu davada 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de, burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkeme hükmü davalılar ... vd. kayyım vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, temyiz harcı ödenmemiştir. Bu noksanlık, HUMK'nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle giderildikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kayyımın Hazine avukatını vekil tayin etmiş olması da Hazine adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir.Bu nedenle; davalının taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açılan bu davada 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de, burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle mahkeme hükmü davalı kayyımı vekilince süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, temyiz harcı ödenmemiştir. Bu noksanlık, HUMK'nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle giderildikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 27/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kayyımın Hazine avukatını vekil tayin etmiş olması da Hazine adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle davalının taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açılan bu davada 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de, burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkeme hükmü davalı kayyım tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, peşin yatırılması gereken harç ödenmemiştir. Bu noksanlık, HUMK'nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle giderildikten, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kayyımın Hazine avukatını vekil tayin etmiş olması da Hazine adına hareket edildiğinin kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle davalının taşıdığı kayyımlık sıfatı ile açılan bu davada 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de, burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkeme hükmü davalı kayyım vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, HUMK. nun 2494 sayılı Kanunla değişik 434/3 maddesi uyarınca temyiz harcının süresinde yatırılması için muhtıra tebliğ edilip, harcın yatırılmaması durumunda 434/son maddesi uyarınca işlem yapıldıktan, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....