WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE : Dava, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkindir, TMK'nın "Temsil" başlıklı 426. maddesinin 3. bendinde "Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa" ve TMK'nın "Yönetim" başlıklı 427. maddesinin 4. bendine göre ise;"Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa" kayyım atanabilir. Sunulan belgelerden ...'nun davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu ve 19.02.2021 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Kayyım olarak atanan ...' şirketi münferiden temsile yetkili olup görev süresi 22.10.2021 tarihinde sona ermiştir. ... 12. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... esas sayılı mirasçılık belgesinden davacının ve kayyım olarak atanan ...'nun, ...'nun mirasçıları oldukları görülmüştür....

    TMK'nın 403/3 ve 431. maddeleri uyarınca vasinin atanmasına ilişkin hükümlerin, aksi belirtilmiş olmadıkça kayyım atanması hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Vesayet işlerinde yetki TMK'nın 411. maddesine göre; " Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir" şeklindedir. Temsil kayyımı atanmasında yetkili mahkeme TMK'nın 430/1. maddesinde; "Temsil kayyımı, kendisine kayyım atanacak kimsenin yerleşim yeri vesayet makamı tarafından atanır" şeklinde belirtilmiştir. Kayyım atanmasına ilişkin davada kesin yetki söz konusu olup, bu yön kamu düzenine ilişkindir. Dosya kapsamında, kısıtlının daha önce Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 04/10/2000 tarih 2000/1144 Esas, 2000/1733 Karar sayılı kararıyla vesayet altına alındığı ve bu mahkemece takip edildiği, kısıtlının yerleşim yeri değişikliğiyle ilgili olarak vesayet makamının izni bulunmadığı anlaşıldığına göre uyuşmazlığın Adana 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümlenmesi gerekmektedir....

      Maddesi uyarınca T3 kayyım olarak atanması talep edilmiş olup talep edildiği, bu haliyle dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup, anılan Kanunun 1. maddesinde amaç, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek şeklinde açıklanmış; 2. maddesinde ise, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin...

      Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükmü öngörülmüştür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 431. maddesi uyarınca vasinin atanması usulüne ilişkin kurallar, kayyım tayin edilmesinde de uygulanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382/b-19. maddesinde vesayet işlerinin çekişmesiz yargı işi olduğu, 385. maddesinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği, 388. maddesinde kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlenmiştir. Somut olaya gelince, kayyım atanmasına ilişkin kararın çekişmesiz yargı işi olduğu ve çekişmesiz yargı kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği düzenlemesi karşısında kararın kesinleştirilmemiş olması nedeniyle kayyımla idare süresinin başlamayacağı sonucuna varılması doğru değildir....

        Mahkemece, dava konusu taşınmaz paylarına kayyım atanmasına ilişkin kararın kesinleşmediği, söz konusu payların kayyımla resmen yönetilmesine henüz başlanmadığı, taşınmazın tapu sicilinde buna ilişkin bir kayıt da bulunmadığı, bu nedenle TMK 588/1. maddesi gereğince on yıllık kayyımla idare şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 2325 parsel sayılı taşınmazın ... ve ... ile dava dışı başkaca paydaşlar adına kayıtlı olduğu, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/108 esas 2004/194 karar sayılı 18/03/2004 tarihli kararı ile dava konusu taşınmaza kayyım atanmasına karar verildiği, tapu kaydında bu hususta bir şerh bulunmadığı, eldeki davanın 11/09/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/779 KARAR NO : 2023/315 DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : 12/10/2022 KARAR TARİHİ : 29/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile şirketin %50 hissedar ortağı oldukları, davalının münferit yetkili müdür olduğu, davalının kendisi ve ailesinin menfaatine işler yaptığı, şirketin ---- adı altında faaliyet gösterdiği, davalının davacıdan parayı aldıktan sonra davacıyı iş yerine sokmadığı, iş yerinde başka bir şirkete ait pos cihazı olduğu, şirketin zarara uğratıldığı, bu pos cihazının ----- ait olduğu, bu şirketin de davalının kayınvalidesine ait bir şirket olduğu, bu hususta savcılığa şikayette bulundukları, aynı zamanda noter ihtarı gönderdikleri, davalının ------ de ortak olduğu, bu iki şirket arasında davacının ortak olduğu şirketi borçlandırıcı işlemler yapıldığı...

            Şirkete kayyım atanması kural olarak şirketin organsız kalması halinde talep edilebilecek bir tedbir niteliğindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmadığından talebin Türk Medeni Kanunu'nda yer alan kayyıma ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekecektir. TMK 427/4 maddesinde "Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa" kayyım atanacağına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Mahkememizce davalı şirketin sicil dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; şirket ortaklarının ... ve ... olduğu, ...'ın ... tarihleri arasında şirketin münferiden yetkilisi olduğu, dosyada mevcut veraset ilamından 08/09/2020 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak ..., ... ve ...'ın kaldığı, mirasçılar adına pay tescili için yapılan başvurunun ......

              Fıkrası gereğince; bir kimsenin uzun süreden beri bulunmaması ve oturduğu, yerinde bilinmemesi halinde vesayet makamınca yönetim için kayyım atayacağının hükme bağlandığını, tüm bu nedenlerle şahıslara kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, Lapseki Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/506 esas sayılı dosyasında T4" isimli kişiyi temsilen 3561 sayılı Yasanın 2/1 maddesi gereğince Lapseki İlçesi Malmüdürü T3 kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden kayyım adayı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; kayyım atanılan kiranın uyarlanması davası yönünden Hazine menfaati bulunmadığını, bu durumda Mal Müdürü'nün TMK.'nun 427.maddesi uyarınca kayyım atanamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

              kayyım olarak atanması yerinde bulunmamıştır....

              DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : 27/02/2024 KARAR TARİHİ : 27/06/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2024 Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: KAYYIM TALEP EDENİN vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkili kısıtlı ...'ın kayyım tayini istenen şirketin tek pay sahibi ve temsilcisi olduğunu müvekkilinin vasisinin ... olduğunu , kayyım tayini istenen şirketin .... Mahallesinde kain tapunun ....parsel numarasında kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine inşaat yapımı hususunda birlikte çalıştığı şirketten alacağı bulunduğunu kısıtlanma sebebiyle şirketi de faaliyetlerine devam edemediğinden alacakları atıl durumda kaldığını, şirketin daha fazla zarar etmemesi ve alacaklarının zaman aşımına uğramaması adına şirketi dava ve takip yetkisi verme ve avukat/vekil seçme kabiliyetine haiz şekilde kısıtlının vasisi ve eşi olan müvekkil ...'...

                UYAP Entegrasyonu