GEREKÇE: Her ne kadar kayyım adayı olarak Baro başkanlığı tarafından ismi bildirilen ancak kararda kayyım atanmayan kayyım adayı Mustafa Başün, tarafına bu davada vekalet ücreti verilmesi gerektiğini beyan etmişse de; TMK'nun 457. Maddesinde "vasi vesayet altındaki kişinin mal varlığından olanak bulunmadığı takdirde hazineden karşılanmak üzere kendisine bir ücret verilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki geçit hakkı kurulması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı kayyım vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosyanın incelenmesinde; dosya içerisinde hükmü temyiz eden davalı kayyım vekili tarafından temyiz harcı yatırıldığına dair makbuza ve kayyım atama kararına rastlanmamıştır. 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2. maddesinde sözü edilen harçtan muafiyet kuralı kayyım tayin edilen mal memurunun doğrudan Hazinenin hak ve menfaatini ilgilendiren işlemleri hakkında söz konusudur. Geçit hakkı kurulması davalarında 3561 sayılı Kanundan doğan nedenlerle paydaşa mal memurunun kayyım tayin edilmesi durumunda harçtan muafiyet söz konusu olmayıp harcın gerçek yükümlüsü davada kayyım marifetiyle temsil edilen paydaştır....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/129 Esas sayılı dosyasında tapu maliki Mehmet oğlu Muharrem'e T3 Defterdarı'nın kayyım olarak tayin edildiğini ve kararın kesinleştiğini, ilgili mahkeme ara kararı ile menfaat çatışması sebebi ile Muharrem isimli kişiye T3 Defterdarlığı dışında bir kayyım atanması için kendilerine süre verildiğini bu sebeplerle Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 25/06/2018 tarih ve 2017/129 Esas - 2018/794 Karar sayılı T3 Defterdarının kayyım olarak tayin edilmesine ilişkin kararın kaldırılması ile Muharrem isimli kişiye T3 Defterdarı dışında bir kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Kayyım T3 Defterdarı vekili sunmuş olduğu dilekçesinde özetle; Mehmet oğlu Muharrem'e kayyım olarak atanmış olunan Gebze 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kayyım atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kayyım adayı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, ... oğlu ...'e Türk Medeni Kanunu'nun 648. maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece; ...'ye 648.madde uyarınca Çanakkale Defterdarının kayyım atanmasına karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davacı vekilinin ... oğlu ...'e kayyım atanmasını istediği, mahkemece, bu yönde yargılama yapılarak kararın gerekçe kısmında .... oğlu ...'e kayyım atanacağı belirtildiği halde hükümde ...'ye kayyım atanmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Kayyım vekili duruşmadaki beyanında; yasada aranan şartların oluştuğunun tespiti halinde Kocaeli Defterdarının ilgili davada kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Her ne kadar davacı tarafça gayrimenkulde ismi geçen şahsa 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 427/1. Maddesi uyarınca kayyım atanması talepli dava açılmış ise de, ilgili şahsın mirasçıları bulunduğu ve kayyım atanmasının gerekmediği anlaşılmakla davanın reddine, karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kayyım atanması talebine ilişkin davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi ve .... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: Dava, küçüğe kayyım atanması istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince kendisine kayyım atanması istenen ...'nin "... .../..." adresinde ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. .... Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise, ... için kayyım talebinde bulunulmadığı, küçükler ... ve ... için kayyım talebinde bulunulduğu ve küçüklerin "... .../..." adresinde ikamet ettiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince 2010/260 Esas, 2010/635 Karar sayılı kararı ile kendisine kayyım atandığını, kararın kaldırılmasını istemiş, kayyım vekili, 21725 ada 5 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ...’a ortaklığın giderilmesi davasında yapılan aramalara ve ilanlara rağmen ulaşılamadığından kayyım atandığını, davacı ile kayyım atanan...’ın aynı kişi olup olmadığının ispatı gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuş; Mahkemece, davanın kabulüne ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 - 2010/635 sayılı kayyım atama kararının kaldırılmasına karar verilmiş, karar kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kayyım atama kararının kaldırılmasına ilişkindir. Kayyım vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmemiştir. Kayyım atanmasına ilişkin ......
Kendisine kayyım atanması istenilen borçlu ...; dava hasımsız açıldığından ve tarafına tebligat yapılmadığından beyanda bulunmamış ve duruşmalara da katılmamıştır. Kayyım Adayı ...; ön inceleme tahkikat tutanağında kayyım olarak atanmayı kabul ettiğini bildirmiştir. Mahkemece;davanın kabulüne , ortaklığın giderilmesi davasında davalı borçlunun hak ve menfaatlerini korumak üzere kayyım atanmasına karar vermiştir. Karar; süresinde kendisine kayyım kayyım atanması istenen borçlu ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava; kayyım tayinine ilişkindir. TMKnun 426. maddesinde; “Vesayet makamı,..... bir kişi, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda değilse, Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa, Yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engel varsa. ilgilisinin isteği üzerine veya re'sen temsil kayyımı atar, ” hükmü öngörülmüştür....
Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulduğunu, yerel mahkeme tüm bu açıklanan hususları göz ardı ederek küçüğe kayyım atamadığını ve davayı usulden reddettiğini, soybağının reddi davası açmak için kayyım atanması şartı gerekirken kayyım atayacak vesayet makamının öncelikle soybağının reddi davasının açılması gerektiğini belirtmesi kanunun amacıyla çelişkili ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, kaldı ki Kdz. Ereğli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/1642 Esaslı küçüğe kayyım atanması talep edilen dosyada saybağımın reddi davasının açılmasını dava şartı olarak aramadığını ve küçüğe kayyım atanmasına karar verdiğini, (Karar aynı mahkemenin başka bir hakimi tarafından verilmiştir) Hal böyleyken mahkemenin kendi içinde çelişkili kararlar verdiğinin ortada olduğunu, aynı mahkemenin 2016/1127 Esaslı 2017/483 Karar sayılı kararında da soybağının reddi davası açılmamış olmasına rağmen küçüğe kayyım atandığını, belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmıştır. 04.12.2015 tarihli tutanakta kayyım adayının engel halinin olmadığı tespit edilmekle kayyım adayı ile yapılan görüşmede kendisine kayyım tayin edilmesi istenilen yerleşim yerinin kendisinin adresi olduğunun teyit edildiği yazılmıştır. Bunun üzerine mahkemece 05.04.2016 tarihinde yeniden adres araştırma formu çıkarılmış olup küçük ...’nın yerleşim yeri ... /... olarak tespit edildiginden mahkemece bu durumun araştırılması istenilen Emniyetten gönderilen 10.05.2016 tarihli tutanakta şahsa ulaşılamadığı, adreste Suriye uyruklu kişilerin oturduğu belirtilmesi üzerine mahkemece 04.12.2015 tarihindeki müzekkereye istinaden kayyım adayı ...’ın alınan adres araştırma formuna göre kayyım atanması istenilen küçüğün yerleşim yerinin kayyım adayı ... ... yerleşim yeri olan ... Mah....Sok. No: 6 iç kapı no: zemin .../... adresi olduğu kanaatine varılmış ve 13.06.2016 tarihinde mahkemenin yetkisizliğine dosyanın ......