Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediğini, şirket müdürünün azlini gerektirecek hiçbir durumun olmadığını, davacının gerçek dışı beyan ve taleplerle bunu istediğini, şirket Müdürünün azli ile ilgili davacı yanca genel kurulda veya resmi bir talepte bulunulmadığını, şirket müdürünün işlemlerinin hukuka tamamıyla uygun olduğunu, şirket müdürünün haklı sebeple azil davasında husumetin, azli istenen müdüre yönlendirilmesinin gerektiğini, şirketin faaliyette olduğunu, yasal olarak işbu davada kayyım atanması ve ihtiyati tedbirlere ilişkin şartların oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Şirketin davalı olarak yer aldığı işçilik alacağına yönelik davalarda kayyum T7in eşinin vekil olarak yer aldığı, bu durumun kayyum tarafından mahkememize bildirimde bulunulduğu, ancak kayyumun onay ve denetim kayyumu olması ve şirket tarafından alınacak bir karar olmaksızın, kayyumun herhangi bir tasarrufi yetkisi olmaması sebebi ile belirtilen dosyaların varlığı, kayyumun dosyadaki görevine devam etmesine engel görülmemiş, nitekim şirket yetkilisi ve vekilinin yer aldığı sulh sözleşmesi kapsamında ödeme yapılmıştır....
nin şirket yetkilisi olan Hasan Gökçakıroğlu'nun yargılama aşamasında vefat ettiği ve şirketi temsil yetkisi sona erdiğinden şirkete temsilci atanması için süre verilmesi yeni temsilci atanması durumunda yeni temsilcinin davaya dahili veya bu hususta vekaletnamenin ikmali ile yargılamaya devam edilmesi gerektiğinden kaldırıldığı, Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda mahkemece 03/11/2021 tarihli oturumun 2 nolu ara kararında "davacı şirkete temsilci atanmasına yönelik Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmak için 2 haftalık kesin süre verilmesine" şeklinde yine mahkemenin 26/01/2022 tarihli oturumunda da " 1 numaralı ara karar yerine getirildiğinden yeni yetkili temsilcinin davaya dahil edilmesi için taraflara 2 haftalık kesin süre verilmesine" şeklinde ara kararı kurulduğu, mahkemece oluşturulan ara kararlarda davacı vekiline şirketi temsilci atanması için kesin süre verilmediği, kaldı ki kesin süre verildiği kabul edilse bile kesin sürenin sonuçlarının açıklanmadığı, bu nedenli verilen...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi SAYISI : 2021/198 Esas, 2021/1019 Karar HÜKÜM : Kabul Taraflar arasındaki müdürlükten azil ve kayyum atanması davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece bu yönler gözetilmeden karar verilmesi isabetli olmadığı gibi hukuki görüş sunan kişinin kayyum olarak atanması kayyumun tarafsızlığına ve bağımsızlığına uymadığından usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 09.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda iki ortak arasında husumet bulunduğundan mahkemece, öncelikle şikayetçi ortağa şirkete kayyum tayin ettirmesi ve kayyumun da icazetini sağlaması için süre verilip, verilen süre içinde kayyumın icazeti sağlanmadığı takdirde şikayetin husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir gerekçesiyle bozulduğu, bozma üzerine şikayetçiye şirkete kayyum tayin ettirmesi ve kayyumun da icazetinin sağlanması için süre verildiği, şikayetçi tarafından 17.05.2016 tarihinde kayyum tayini hususunda müracaatta bulunulduğu ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/320 Esas sayılı dosyasının halen derdest olduğu, mahkemece bu dosyanın sonucu beklenmeden ve bozma gerekleri yerine getirilmeden şikayetin husumet yokluğundan reddine karar verildiği görülmüştür. O halde mahkemece, hükmüne uyulan Dairemizin 24/11/2015 tarihli bozma ilamı doğrultusunda, kayyum tayinine ilişkin ... 2....
aleyhine davalar açıldığı, bu davalar sebebiyle şirket müdürlerinin temsil ve idare yetkileri kısıtlanarak şirkete kayyum atandığı, toplantı çağrısı için müdürlere ihtarname keşide edildiği ve sonuçsuz kaldığı, yasada öngörülen şartların tahakkuk ettiği gerekçesiyle, davacı tarafa davalının ortaklar kurulunu toplantıya çağırması için yetki verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, TTK 538/2-3 maddeleri gereğince davalı limited şirket ortaklar kurulunun toplantıya çağrılmasına izin verilmesine ilişkin olup, davalı şirkette %80 pay sahibi olan davacı mevcut müdürlerin azledilmesi ve yeni müdürlerin seçimi gündemi ile şirketin toplantıya çağrılmasını talep etmiştir. Dosya içerisinde bulunan davalı şirketin ana sözleşmesine göre ortaklar kurulu tarafından azli istenilen müdürler ana sözleşme ile müdür olarak atanmıştır....
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı (tasfiye memuru) ... vekili temyiz etmiştir. 1- Asıl ve birleşen dava, davalı şirkete atanan diğer ortak tasfiye memurunun azli, yeni tasfiye memuru atanması yahut mevcut tasfiye memuru ile davalı şirket ile aralarındaki davalar nedeniyle şirkete temsil kayyımı atanması istemlerine ilişkindir. Dava şartları, karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde düzenlenmiş olup, hukuki yarar dava şartı olarak öngörülmüştür. Somut olayda, asıl dava davacılarının, davalı şirkette ortaklık sıfatını taşıdıkları sürece, tasfiye memurunun azli, yeni tasfiye memuru atanması yahut temsil kayyımı atanması istemli dava açmada, hukuki yararı haiz oldukları, buna bağlı olarak aktif hak ehliyetlerinin de var olduğu kabul edilmelidir. Bu husus bir dava şartı olup, HMK 115 hükmü gereği, istinaf safhası da dahil, yargılamanın her aşamasında ve re’sen nazara alınmalıdır....
, şirket ortaklarından ----------- vefat ettiğini, dolayısıyla yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğini, bu durumda genel kurul tarafından yeni yönetim kuru üyesinin seçilmesi gerektiğini, TMK M.426 kapsamında her bir pay sahibini ve tüm ilgililer mahkemeden şirkete kayyum atanmasını talep edebileceğini, atanacak kayyumun TTK M.530 kapsamında organ eksikliğini, gidermek için şirketin genel kurul toplantısını yapmak üzere görevlendirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin faaliyetlerinin aksamaması ve ileride imkansız zararların meydana gelmemesi için yönetim kurulu seçiminin yapılması, bu seçimin içinde şirket genel kurulunun düzenlenmesi gerektiğini, ayrıca bu kapsamda genel kurula çağrı yapılmak üzere müteveffa şirket hissedarının mirasçılarının tespitinin gerektiğini, müvekkili şirketin olağan faaliyetini devam ettirmesinin sağlanması amacıyla şirketin genel kurulunun düzenlemesi işlemleri için müvekkili şirkete kayyım olarak iki ortaktan biri olan ve çoğunluk hissesine sahip olan şirketin...
ve kayıtların incelenmesi gerektiğini, mahkemece ortaklıktan çıkarma talepleri hakkında bir karar verilmediğini, şirketin devamı için şirkete kayyum atanması talebinin reddedildiğini, bu durumun isabetsiz olduğunu, kesilen faturalarla davalının şirketin içini boşalttığını, şirket müdürlüğünden davalının azline karar verildiğini, şirketin %50 ortağı olan davalının katılımı olmadan şirkete yeni müdür atanamayacağını, bu nedenle şirket müdürlüğünden azli kararı ile birlikte şirkete kayyum atanmasına karar verilmesi gerektiğini, bu taleplerinin ek karar ile reddedildiğini, şirkete kayyum atanmadığından şirketin borçlarının arttığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının ve ek kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, şirkete yönetici olarak kayyum atanmasına karar verilmesini istemiştir....