Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 12.11.2013 tarih 753/793 sayılı kararı ile İstanbul Defterdarının yeniden kayyım olarak atandığı gözetilerek, kayyım hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verildiği, bu kez yapılan incelemede anlaşılmakla, Kayyım vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 05/05/2015 tarih 2015/4261 – 9973 sayılı düzeltilerek onama ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ile kayyım vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1)Taşınmaz maliklerinin gaip olması nedeniyle, Şişli 3....
Kayyım tayin edilen mal memuru, Hazine avukatı bulunan yerlerdeki dava ve icra işlerinde vereceği yetki belgesi ile Hazine avukatı tarafından temsil olunur..." şeklinde düzenlenmiştir. 3561 Sayılı Kanun uyarınca kayyım atanmasına ilişkin davalarda re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. (6100 sayılı HMK 385/2. mad.) Ayrıca, bu davalar da mahallin en büyük mal memuru yönetim kayyımı tayin edilir. İlk derece mahkemesince, taşınmazın tapu kaydı getirtilmiş, kolluğa müzekkere yazılarak kayyım atanması istenenlerin kimlik bilgilerinin tespiti istenilmiş, nüfus müdürlüğüne müzekkere yazılmış, zabıta tarafından kayyım atanması istenen kişilerin tanınmadığı, nüfus müdürlüğünden de kayyım atanması istenilenlerin nüfus kayıtlarının bulunmadığı bildirilerek cevap verilmiştir. İlk derece mahkemesince kayyım tayini istenen Asiye Taşpınar ve Fatma Karaçay'ın Söke 2....
Her ne kadar ilk derece mahkemesince açılan davada kısıtlıya zaten bir kayyım atanmış olması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı kısıtlıyla aralarında menfaat çatışması bulunmayan, ortaklığın giderilmesi davasında taraf olmayan bir şahsın kayyım olarak atanmasını talep ettiğine göre; Dosyada mevcut kayyım atanması istenen T3n uyap sisteminden alınan nüfus kayıt örneklerine göre kısıtlandığına dair bir vukuat kaydı bulunmadığı anlaşılmıştır.T3 01/01/1964 doğumlu olduğuna göre reşit olup aynı zamanda hakkında bir kısıtlama kararı da bulunmadığına göre farik ve mümeyyiz olduğu yani aynı zamanda fiil ehliyetinin da tam bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mevcut dosya kapsamına göre T3 kayyım atanmasını gerektirecek hukuki gerekçenin ne olduğu da anlaşılamamıştır....
e kayyım tayin edilmesi konusunda davacı vekiline yetki verildiği, gerekçesi ile davanın kabulü ile ...'e ... Defterdarının kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir. Dava TMK 426. maddesine göre ortaklığın giderilmesi davasında, kendisini temsil edecek bir kişinin bulunmaması nedeni ile davalı ...'e tamsil kayyımı atanması istemine ilişkindir. Bu madde de kayyım olarak atanacak kişi belirtilmemiş, resen temsil kayyımı atanacağını öngörmüştür. Mahallin en büyük mal memurunun kayyım tayin edileceği durum ise 3561 sayılı Kanun'un 2/1. maddesinde düzenlenmiş olup, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçıya ait payın resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde ...'nin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştıracağı, ...'...
ye kayyım atanmasına yönelik olduğu, ... Mal Müdürünün kimlik ve adres bilgilerinin bildirildiği, itiraz eden olmadığı belirtilerek 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun hükümleri uyarınca davanın kabulüne dair verilen karar kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davaya konu 104 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarının ve dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 320/3840 payın ... kızı adına, 80/3840 payın ... kızı ... adına, 12/3840 payın ise ... oğlu ... adına tapulama yoluyla 16.02.1962’de tescil edildiği, kayyım tayin edilmesi istenen ... ... kızının ... tebasından olduğu anlaşılmaktadır. Suriye uyruklu özel ve tüzel kişilere ait taşınmazlara ise 28/05/1927 gün ve 1062 sayılı Kanun gereğince Hazine tarafından el konulmuştur....
e kayyım tayin edilmesi konusunda davacı vekiline yetki verildiği, gerekçesi ile davanın kabulü ile ... Defterdarının kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir. Dava TMK 426. maddesine göre ortaklığın giderilmesi davasında, kendisini temsil edecek bir kişinin bulunmaması nedeni ile davalı ...'e temsil kayyımı atanması istemine ilişkindir. Bu madde de kayyım olarak atanacak kişi belirtilmemiş, resen temsil kayyımı atanacağını öngörmüştür....
in yapılan tüm araştırmalara rağmen kim olduğu ve kimlik bilgilerinin tespit edilemediği, davacı vekili tarafından yargılaması devam eden ipoteğin kaldırılması davası açıldığı, bu davada davacı vekiline ... oğlu ... adına kayyım tayin edilmesi için yetki ve süre verildiği, bu davaya devam edilebilmesi için bir kayyım atanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüyle 375 parsel sayılı taşınmazda lehine ipotek tesis edilen ayrıntılı kimlik bilgileri tespit edilemeyen ... oğlu ...'i Bayındır Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/74 Esas sayılı dava dosyasında kayyım sıfatı ile temsil etmek üzere ... Defterdarı ...'ın 4721 sayılı Kanun'un 426 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir. İş bu karar temyiz edilmeksizin 22.10.2013 tarihinde kesinleşmiştir. 2. Kayyım vekilinin 24.03.2014 tarihli dilekçesinde, ... oğlu ...'...
.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/599 Esas sayılı dava dosyasının davasının reddedildiğini, yine mahkememize açılan 2014/82 esas sayılı tapuda isim tashihi davasında kayyım kararının kaldırılması davası açılması için kendilerine süre verildiğini belirterek mahkememizce verilen 2007/652 Esas 2007/1374 Karar sayılı kayyım kararının kaldırılması talebinde bulunulduğu anlaşılmış ise de, TMK.nun 431 maddesi uyarınca kayyım kararının mahkememizce verildiğinden bahisle, kayyım kararının kaldırılması talebinin de en iyi şekilde değerlendirecek ve aynı zamanda kayyım tarafından gerçekleştirilecek iş ve işlemler ile yine bunlara bağlı hesapları sağlıklı biçimde denetleyecek vesayet makamı olan mahkememize gönderilmiştir....
Dairemizin 10.07.2007 tarihli geri çevirme kararında, son defterdar ...’in kayyım tayin edildiğine ilişkin ek karar alınarak bu kararın dosyaya alınması istenildiği halde, bu kararın gereği yerine getirilmemiştir. 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2/2. maddesi uyarınca mal memurunun değişmesi halinde yeni atanan mal memuru Sulh Hakimince kayyım tayin edilir. Davada, kayyımı temsil eden Hazine avukatına “ Kayyım ...” tarafından yetki belgesi de verilmiş olmasına göre son defterdar ...’in kayyım tayin edildiğine ilişkin kararın dosyaya alınması zorunludur. Açıklanan doğrultuda işlem yapılması için dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 24.10.2007...
KARAR : Kabul- Ek Karar: Temyiz dilekçesinin reddi Taraflar arasındaki kayyım atanması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulü ile, ... kızı ... ile ...'a Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir. Karar kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairenin 11.10.2021 tarihli iade karar üzerine, Mahkemenin 15.03.2022 tarihli ek kararı ile, ...'na ilin en büyük mal memuru olan ...'ın yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş, işbu ek karara karşı süresi içince Mal Memuru vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Mahkemece 02.06.2022 tarihli ek karar ile, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Ek karar, kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece 02.01.2023 tarihli ek karar ile, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir....