Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava eğitim ücretinin iadesi talebine ilişkin olup, davacı, sözleşme akdedilirken verilen taahhütlerin yerine getirilmediğini, hizmetin ayıplı olarak ifa edildiğini iddia ederek kalan süreye ilişkin ücretin davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise sözleşme ve yönetmelik hükümlerine göre ücret iadesi talep edilemeyeceğini savunmuş, mahkemece, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri haksız şart kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Part 66 sertifikasını almak için davalı tarafından havacılık eğitimi veren kursa kaydolduğunu ancak davalının sözleşme hükümlerine göre edimini yerine getirmeyerek ayıplı hizmet verdiğini ileri sürerek, 6.767,04 TL bedelin ve 85,86 TL ihtarname bedelinin 12.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalıya ait kursa kaydolduğunu, davalının edimlerini yerine getirmediğini, sınav tarihlerini kendisine bildirmediği için sınavlara giremediğini beyanla ödediği ücretin iadesini istemiş, davalı ayıplı hizmetin söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının, bir başka kursiyerin açtığı aynı nitelikteki dava sırasında tanık olarak verdiği ifadelerine dayalı olarak davanın reddine karar verilmiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sunduğu hizmetin ayıplı olmadığını, iddia edilen zararın dağıtım şebekesinden kaynaklanmadığını, olay tarihinde arıza kaydı bulunmadığını, talebin yüksek olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda yangının oluşmasında elektrik dağıtım şirketinin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir....

        Eserin, sözleşmede kararlaştırılan niteliklerine, ya da iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya lüzumlu bazı vasıflardan bir ya da bir kaçının bulunmaması halinde ayıplı yapıldığının kabulü gerekir. Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır. Somut olayda, yapılan hizmetin ayıplı olduğu alınan ATK raporu ile tesbit edilmiş olmakla,dava konusu işlem nedeniyle davacının hostes olması sebebiyle işgücü kaybının olup olmadığına dair ATK dan ek rapor alınmamıştır....

        Dosya kapsamında ayıbın varlığına yönelik yeterli delile rastlanılmamış olmakla birlikte, mahkemece malların ayıplı olduğu kabul edilmiş, davacı tarafça bu yönden bir istinaf sebebi ileri sürülmemiş olduğuna göre, mahkemenin malların ayıplı olduğu yönündeki gerekçesi kesinleşmiştir. Bununla birlikte davalı mallar teslim alındığı esnada ayıplı olduğunun görüldüğünü, bu hususun davacıya bildirildiğini ve ayıptan kaynaklanan bir iade veya reklamasyon faturası olması halinde davacıya yansıtılacağının belirtildiğini, bu hususa ilişkin olarak taraflarca anlaşmaya varıldığını ileri sürmüştür. Buna göre ilke olarak davalı malın ayıplı olduğunu bilerek teslim almış olmakla malları bu haliyle kabul etmiş sayılır....

          Davacı vekili cevaba cevap dilekçesiyle, davalı yanın müvekkili tarafından yapılan hizmetin ayıplı ifa edildiğini iddia ettiğini, davalının iddiasını ispatla mükellef olduğunu, 6098 sayılı TBK'nın 223. Maddesi uyarınca; davalının süresinde veya sonra herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, ayrıca ayıplı ifa durumunda ne yapılacağı ve ayıbın hangi sürelerde nasıl giderileceğinin sözleşmede düzenlendiğini, davalının bu yönüyle de sözleşmedeki usulle, herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığı gibi cezai şartlara ilişkin de herhangi bir bildirimde de bulunmadığını belirtimiştir....

            hizmetin 3 gün içinde davacı şirkete bildirilmesinin kararlaştırıldığını, yine sözleşmenin h bendi uyarınca böyle bir durum olmadığında mutabık kalınmış sayılacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafından herhangi bir ayıplı hizmet bildiriminde bulunulmadığını bildirerek; itirazın iptaline, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Ancak, kredi verenin sorumluluğu; malın teslim veya hizmetin ifa edilmediği durumlarda satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen malın teslim veya hizmetin ifa edilme tarihinden, malın teslim veya hizmetin ifa edildiği durumlarda malın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır. Somut olayda dava konusu bağımsız bölümün teslim tarihinin 31/12/2017 tarihi olarak belirlendiği, teslimde gecikme halinde müşterinin 3 ay ek süre vereceğinin kararlaştırıldığı, bu bağlamda müşteriye bağımsız bölümün teslim tarihinin 31/03/2018 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, dava tarihi itibariyle 1 yıllık hak düşürücü süre dolmadığı anlaşılmakla mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır....

            TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/09/2020 NUMARASI : 2020/144 ESAS 2020/715 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : İSTANBUL ANADOLU 6. TÜKETİCİ MAHKEMESİ'nin 03/09/2020 tarihli ve 2020/144 Esas 2020/715 Karar sayılı dosyasında verilen karar; vaki istinaf talebi üzerine istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi....

            Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK.’nun birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır....

              UYAP Entegrasyonu