Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yapılması gereken iş; kredi ile alınan dava konusu araçla ilgili toplam kredi ödemesinin 36 ay vadeli olduğu, bu taksit ödemelerinden 22 adedinin edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken ödendiği, bu durumda artık değer miktarının 22/36 orana isabet ettiği, davacının katılma alacağı oranının ise 14/36 olarak dikkate alınması gerektiği, bu oran ile mahkemece aracın usulüne uygun şekilde belirlenen 12.400 TL değerinin çarpılması neticesinde çıkacak miktarın davacının katılma alacağı olduğu gözetilerek bu miktar yönünden davacının katılma alacağı talebinin kabulüne karar vermek olmalıdır....

    Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “davaya katılma” veya “müdahale” denilmektedir. Davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde, davaya katılma isteminde bulunan kişi “katılan” ya da “müdahil” sıfatını alacaktır. Katılma usulünü düzenleyen CMK'nun 238. maddesinde; "(1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur....

      Mahkemece, Dairemizin yukarıda belirtilen ilke ve esaslarına göre, söz konusu araçlara ilişkin borçlar araştırılıp boşanma dava tarihi itibariyle mevcut borçlar düşüldükten sonra kalan değerler üzerinden tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek katılma alacağı hesaplanması gerekirken, mallara ilişkin borçlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. b) Davalının pazar yerlerinin tahsis bedeline ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece söz konusu pazar yerleri yönünden tahsis değerlerinin 4.000-TL ve 2.500-TL olduğu görüşünden hareketle bu değerlerin yarısı oranında katılma alacağına hükmedildiği anlaşılmaktadır. Bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır....

        Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik ....... bulunmadığına, dava konusu 10 nolu bağımsız bölüm edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınarak davalı adına tescil edildiğine, taşınmazın alınmasına gerek davacının, gerekse davalının kişisel malvarlığıyla katkıda bulunduğu kanıtlanamadığına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıda gösterilenler dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Dava; TMK'nun 202/1 ve devamı maddeleri uyarınca açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır....

          Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır”, “Katılma Usulü” başlıklı 238. maddesinde ise; “1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. 2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. 3) Cumhuriyet Savcısının, sanık ve varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir. 4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet Savcısının görüşü alınmaz” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır....

            Mahkemece, asıl dava hakkında ev eşyaları yönünden bilirkişi raporunda değinilen eşyaların 1/2 oranında tarafların ortak mülkiyetinde olduğunun tespitine, taşınmaz yönünden ise davanın kabulü ile 23.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline, karşı davanın ise takas nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde taşınmaz yönünden ve karşı davaya ilişkin vekalet ücreti yönünden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre asıl dava ve birleşen dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı-katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı-katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ......

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; asıl davanın kabulü ile, 29.750 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalı T1 ödenmesine, karşı davanın kabulü ile, 14.468,50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacı T3 ödenmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin katılma alacağı davasının aracın kasko değeri belirlenmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, düşük katılma alacağı belirlendiği, karşı davacının katılma alacağının olmasının mümkün olmadığını ve karşı davanın reddi gerektiğinden yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                gelince; Hükmün davalı yönünden kesin olduğu, davacı vekilinin ise 09.07.2019 tarihinde tefhim olunan hükme karşı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesinde belirtilen 1 haftalık süre geçtikten sonra 15.09.2019 tarihinde katılma yolu ile temyiz isteminde bulunduğu, katılma yolu ile yapılan temyizin asıl temyizin incelenebilme koşullarına tabi olduğu, davalı vekilinin temyizinin hükmün kesin olması nedeniyle incelenemeyeceğinden, katılma yolu ile davacı vekili tarafından yapılan temyiz de asıl temyize tabi olması sebebiyle davacı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, 07.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Turizm AŞ yönünden davanın kabulüne dair verilen 21/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi katılma yoluyla davacı vekili ve dahili davalı ... Defterdarlığı ... Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan dahili davalının temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Karar, dahili davalı ... Defterdarlığı ... Müdürlüğü vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Katılma yoluyla temyiz eden davacının HUMK’nun 432/1. maddesinde yazılı onbeş günlük ve 427/4 ve 433/2. maddelerinde belirlenen on günlük süreleri geçirdikten sonra kararı temyiz ettiği anlaşıldığına göre davacının katılma yoluyla temyiz istemi reddedilmelidir. 2-Davalı ... Defterdarlığı ......

                    UYAP Entegrasyonu