Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “davaya katılma” veya “müdahale” denilmektedir. Davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde, davaya katılma isteminde bulunan kişi “katılan” ya da “müdahil” sıfatını alacaktır. Katılma usulünü düzenleyen CMK'nun 238. maddesinde; "(1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur....

    Dava konusu ... ... ada ... parselde 1.kat 2 numaralı mesken taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli iken 31.08.2005 tarihinde davalı ... adına satın alınarak tapuya tescil edilmiştir. Davacının isteği edinme tarihi ve dosya kapsamına göre katılma alacağı niteliğindedir. Evlilik içinde 01.01.2002 tarihi sonrası eşlerden biri adına edinilen mal varlığı üzerinde diğer eşin yasadan kaynaklanan artık değerin yarısı oranında katılma alacağı isteme imkanı bulunmaktadır (TMK’nun 231, 236/1.m.). TMK'nun 222. maddesi gereğince, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir. Katılma alacağı bakımından talepte bulunan eşin çalışıp çalışmaması veya herhangi bir katkıda bulunup bulunmamasının bir önemi de yoktur. Katılma alacağı yasadan kaynaklanmaktadır....

      Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır”, “Katılma Usulü” başlıklı 238. maddesinde ise; “1) Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. 2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. 3) Cumhuriyet savcısının, sanık ... varsa müdafiinin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir. 4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet Savcısının görüşü alınmaz” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır....

        Kanun yolu yargılamasında katılma isteminde bulunulmasının mümkün olmadığı kural olarak benimsenmiş olmakla birlikte 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesinde, katılma isteği reddedilmiş veya karara bağlanmamış olanların kanun yollarına başvuru hakkı bulunduğu belirtilerek böyle bir başvuru hâlinde, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma isteklerinin kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmesi hâlinde inceleme mercisince incelenip karara bağlanacağı kabul edilmiştir....

          Taraflar arasında görülen boşanma davasının kesinleştiği 06.07.2009 tarihinden ıslah tarihi olan 21.02.2011 tarihine kadar TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş bulunduğuna ve davalı taraf ıslah dilekçesi ile artırılan katılma alacağı miktarı bakımından süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğuna göre, davacının dava konusu ettiği tüm mal varlığına ilişkin toplam katılma alacağı miktarı ne olursa olsun görülmekte olan dava nedeniyle sadece 100.000 TL katılma alacağı alabilecek olması karşısında mahkemece 100.000 TL. katılma alacağına hükmedilmesi ve katılma alacağı ile ilgili kısma tekabül edilen ıslahla artırılan fazla 745.000 TL ile ilgili bölüm bakımından redde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davutlar Köyü 541 ada 1 parselde bulunan 3 nolu mesken bakımından mahkemece, davacı tarafından davalıya bağışlandığı ve bağıştan vazgeçme koşulları oluşmadığı açıklanarak bu taşınmazla ilgili davacının talebi reddedilmiştir....

            Katılma alacağına yönelik işletilen faize ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Asıl davada hükmedilen 107.535,00 TL alacak ile birleşen davada hükmedilen 20.700,74 TL alacak, katılma alacağı niteliğindedir. TMK'nin 239/son maddesinde; “…aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacağına ve değer artış payına faiz yürütülür…” hüküm altına alınmıştır. Yargıtay'ın ve Dairemizin kökleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece, tasfiye tarihi olan (bozmadan önceki karar tarihi) 16/12/2013 tarihinden itibaren katılma alacağına faiz yürütülmesi gerekirken, bozmadan sonra verilen karar tarihi 24/01/2017'den itibaren faiz yürütülmüş olması doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK mad. 438/7, HMK mad. 370/2)....

              Noterliği'nde düzenleme şeklinde edinilmiş mallara katılma sözleşmesi imzaladıklarını, murisin ölümüyle dava dilekçesinde ada ve parsel numaraları yazılı 8 adet taşınmaz ile ... plakalı aracın kaldığını, sözleşme gereği davacının evlilik tarihinden itibaren katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak, 889 ada 3 parselde 5 numaralı meskenin katılma payı alacağına mahsuben ve gerekirse bedel eklenerek davacı adına tescilini, ev eşyaları üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını, tasfiye ve tescili takiben katılma payı alacağının bulunması halinde alacağın tereke ve davalılardan tahsilini, tescil talepleri kabul edilmediği takdirde nizalı meskende davacıya süresiz intifa hakkı tanınmasını, bunun da kabulü mümkün olmazsa mal rejiminin tasfiyesi ile vekil edeninin katılma alacağının tereke ve davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                Davalı kocanın katılma yolu ile yapılmış bir temyizi ise bulunmamaktadır. Davalı kocanın temyizi süresinde olup, davacı kadının katılma yolu ile yapmış olduğu temyiz ise Hukuk Muhakemeleri Kanununun 433/2.maddesinde belirtilen on günlük süre geçtikten sonra yapılmıştır. Bu durumda; davacı kadının katılma yolu ile yapmış olduğu temyizin süre yönünden reddi, davalı kocanın temyizinin ise esastan incelenmesi gerekirken, ilk incelemede bu husus gözden kaçırılarak, davalı kocanın temyizinin, katılma yolu ile yapılmış bir temyiz olarak kabul edilip, süreden reddedilmesi, davacı kadının temyizi yönünden ise esastan inceleme yapılmış olması nedeniyle, Dairemizin 08.07.2013 gün ve 2013/6965 esas, 2013/19270 karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı koca vekilinin temyiz dilekçesi, davacı kadın vekiline 08.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir....

                  Orman Yönetimi; 101 ada 2 ve 5 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek 22.03.2011 havale tarihli katılma dilekçesi vermiştir. Ancak katılma harcının ödenmesi ve katılma dilekçesinin taraflara tebliğ edilmesi yönünde yedi kez süre verildiği halde orman yönetimince katılma harcı ödenmemiştir. Mahkemece; dava dosyaları birleştirildikten ve orman yönetiminin katılma isteği reddedildikten sonra 101 ada 2 ve 5 parsel sayılı taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına, 101 ada 9 parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından 101 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir....

                    "İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ..... ve kayyum ... ile.... ve müşterekleri aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Aile Mahkemesi'nden verilen 27.12.2011 gün ve 175/1227 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı kayyumu ile davalılar ... vekili ve davalı .... vekili, davalı ... vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili 01.08.2003 tarihinde vefat eden muris eş .......

                      UYAP Entegrasyonu