"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair ... 1. (Aile) Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.04.2012 gün ve 251/111 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 11.07.2010 tarihinde ölen müteveffa ...ile 2001 yılında evlendiklerini, yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihte, evlilik birliği içerisinde satın alınarak 1/2 paylı olarak müteveffa adına tescil edilen 1474 ada 5 parsel 11 nolu bölüm üzerinde 1/2 oranında katılma alacağı bulunduğunu açıklayarak, 30.000,00 TL katılma alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır....
Dairenin tevdi kararı üzerine kendisine gerekçeli karar tebliğ edilmiş, süresi içinde hükmü temyiz etmiş ve temyiz dilekçesinde de Kanunun kendisine tanıdığı kamu davasına katılma hakkı kapsamında müdahale talebinde bulunmuştur. CMK'nın 237. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen 'Kanun yolu muhakemesinde davaya katılma isteğinde bulunulamaz. Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır' hükmü uyarınca, katılma konusunda Yargıtay ilgili dairesince karar verilebilmesini, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan bir katılma isteğinin varlığı şartına tabi tutmuştur. Bu kanuni şartın da sebebi, CMK'nun 234. maddesinde düzenlenen, '...b) Kovuşturma evresinde; 1. Duruşmadan haberdar edilme, 2. Kamu davasına katılma, 3. Tutanak ve belgelerden (…) (1) örnek isteme, (1) 4. Tanıkların davetini isteme, 5....
Ölümle sona eren edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ölen eşin terekesinin paylaşılmasının bir ön koşulu olarak ortaya çıkmaktadır, 4. Katılma alacağı terekenin öncelikle ve peşin ödenmesi gereken borçları arasında yer almaktadır, 5. Katılma alacağı, miras bırakanın borcudur, 6. Miras bırakanın ölümü ile borçlu olma sıfatı mirasçılarına geçer ve mirasçılar TMK'nin 641. maddesine göre borçlardan müteselsilen sorumludurlar, 7. Davacı sağ eş, hem katılma alacağı nedeniyle tereke alacaklısı ve hem de tereke borcundan dolayı mirasçı sıfatıyla tereke borçlusudur. Bu nedenle alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eşte birleşmiş durumdadır, 8. Katılma alacağı alacaklısı miras payı oranında tereke borçlarından sorumludur, 9. Sağ eş katılma alacağını aldıktan sonra borca batık mirası (terekeyi) reddetme hakkı vardır, 10....
yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunulamayacağının anlaşılması karşısında, şikayetçi Bakanlık vekilinin davaya katılma ve hükümleri temyize hakkı bulunmadığı, Anlaşılmakla; Mersin 3....
katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşıldığından İstanbul Anadolu 12....
ın Düşüncesi: 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 89/a maddesinin 4 üncü fıkrasında katılma paylarına karşı dava açılabilmesi için katılma paylarının yarısının önceden belediyelere ödenmesi hükme bağlanmıştır. Katılma paylarına karşı açılacak davalarda dava açma önşartı olarak katılma payının yarısının dava açmadan önce ödenmesi öngörülmüş olup, payın tarh işlemine ya da ödeme emrine karşı açılacak davalar ayırımı yapılmamıştır. Bu nedenle katılma payını içeren ödeme emrine karşı dava açma önşartı yerine getirilmediğinden temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı ...'in Düşüncesi: 1992 yılına ait yol ve kanalizasyon harcamalarına katılma payının tahsili amacı ile düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davayı kabul ederek ödeme emrini iptal eden ......
KARŞI OY: Davacı, fazla çalışma yapmasına rağmen bu çalışma karşığı ile vardiya (nöbet) priminin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağ. talebinde bulunmuştur. Davacının işyerinde ayda on gün süreyle ve 24 saat üzerinden çalıştırıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; radyolink istasyonunda 6 personelin görev yaptığı, onar günlük nöbetlerde 24 saat işyerinde kalındığı, on günü takip eden 20 günde işçinin işe gelmediği ancak ücretlerinin 30 gün üzerinden ödendiği anlaşılmaktadır....
İlk derece mahkemesince, 29/04/2022 tarihli ara karar ile; alacağ nmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1-b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır. CMK.nın 238. maddesinde ise katılmanın nasıl olacağı ve usulü gösterilmiştir. Bu maddeye göre: “1-Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olur. (2) Duruşma sırasında şikâyeti belirten ifade üzerine, suçtan zarar görenden davaya katılmak isteyip istemediği sorulur. (3) Cumhuriyet Savcısının, sanık ve varsa müdafiin dinlenmesinden sonra davaya katılma isteminin uygun olup olmadığına karar verilir. (4) Sulh ceza mahkemesinde açılmış olan davalarda katılma hususunda Cumhuriyet Savcısının görüşü alınmaz.”...
Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır.” hükmü ile aynı yasanın 238. maddesi ise katılma usulünü “Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun tutanağa geçirilmesi suretiyle olur….” şeklinde hüküm altına almıştır. CMK.nın 260. maddesi kanun yoluna başvurma hakkına sahip kimseleri Cumhuriyet Savcısı, şüpheli, sanık ve katılan sıfatı almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatı alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar olarak saymıştır. Somut olayda; Taraflara duruşma gününü bildiren davetiye tebliği üzerine, şikayetçi vekili 16/03/2013 tarihli oturum için şikayet dilekçelerini tekrarlayarak sanığın cezalandırılmasını talep ettiklerine ilişkin olarak mazeret dilekçesi vermiş ve mahkemece bu mazeret kabul edilmiştir....