Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların kanunun kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri haiz olarak davada Cumhuriyet savcısının yanında yer almasına öğreti ve uygulamada “davaya katılma” denilmekte, davaya katılma talebinin kabul edilmesi hâlinde ise davaya katılma isteminde bulunan kişi “katılan” sıfatını almaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda, kamu davasına katılma konusunda suç bakımından bir sınırlama getirilmemiş, ilke olarak şartların varlığı halinde tüm suçlar yönünden kamu davasına katılma kabul edilmiştir. Öğreti ve uygulamada kamu davasına katılma yetkisi bulunan kişinin “suçtan zarar görmesi” şartı aranmış, ancak kanunda “suçtan zarar gören” ve “mağdur” kavramlarının tanımı yapılmadığı gibi, zararın maddi ya da manevi olduğu hususu bir ayrıma tâbi tutulmamış ve sınırlandırılmamıştır....

    Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28.02.2012 gün ve 294–64 sayılı kararında da, CMK'nın 237-238. maddelerinde belirtilen kamu davasına katılma ve katılma usulüne ilişkin sanıktan ve varsa müdafiinden katılma hususunda görüşlerinin sorulmaması gibi nisbi hukuka aykırılık teşkil eden hususlara rağmen Özel Dairece davaya katılma kararı verilebileceği vurgulanmıştır....

      Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır." hükmü ile aynı yasanın 238.maddesi ise katılma usulünü " Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun tutanağa geçirilmesi suretiyle olur...." Şeklinde hüküm altına almıştır. Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasına katılma ve katılma usullerini belirleyen hükümleri katılma isteğini zorunlu bir şekle bağlamamıştır. Duruşmada tutanak altına alınan beyanda, sanık hakkında davacıyım, şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum, tanık dinlenilmesini ya da keşif yapılmasını istiyorum, şeklindeki ifadeler de davayı takip etme iradesini ortaya koyduğu için katılma isteği niteliğindedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı ve katılma alacağı ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki katkı payı ve katılma alacağı davasının kabulüne dair ... ... Aile Mahkemesi'nden verilen ....02.2013 gün ve 983/98 sayılı hükmün ...'...

          Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi ile davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağına kararın verildiği tarihten geçerli olmak üzere faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, 75.000,00 TL katılma alacağına dava tarihi olan 04.09.2019 tarihinden itibaren, 36.500,00 TL katılma alacağına ise ıslah tarihi olan 23.10.2020 tarihinden itibaren faiz uygulanması yasal düzenlemeye ve Yargıtay uygulamalarına aykırıdır....

          Davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesi HUMK 433/2. maddesinde öngörülen katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 12.09.2014 tarihinde verilmiştir. 01.03.1990 gün ve 3-4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı'nda süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında yerel mahkeme bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay'ca da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden HUMK 432/4 nci maddesi uyarınca davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 3- Dairemizin işbu ilamının 2 nolu bendinde davacılar vekilinin katılma yoluyla temyiz istemlerinin süre yönünden reddine dair kararına karşı karar düzeltme yolu açık olduğundan dosyanın mahkemesine iadesi ile anılan kararın davacılar vekiline tebliği sağlanıp yasal karar düzeltme süresi beklendikten sonra davacılar vekilinin sair karar düzeltme sebeplerinin incelenmesi bakımından her halûkarda dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir...

            Bu durumda katılma yolu ile temyiz süresinin denetlenmesi açısından davalı erkeğin temyiz dilekçesinin davacı kadına tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin eklenmesi, bulunmaması halinde tebliğ tarihinin Posta İşletme Merkezinden sorulup tespiti, katılma yolu ile temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt tarihinin araştırılması,süresi içerisinde katılma yolu ile temyiz edilmiş ise temyiz harçları da alınarak buna ilişkin makbuzun dosya içerisine alındıktan sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.11.06.2015(Prş.)...

              Ancak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp reddolunan veya karara bağlanmayan katılma istekleri, kanun yolu başvurusunda açıkça belirtilmişse incelenip karara bağlanır." hükmü ile aynı Yasanın 238. maddesi ise katılma usulünü "Katılma, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun tutanağa geçirilmesi suretiyle olur...." şeklinde hüküm altına almıştır. CMK.nun 260. maddesi kanun yoluna başvurma hakkına sahip kimseleri Cumhuriyet Savcısı, şüpheli, sanık ve katılan sıfatı almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatı alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar olarak saymıştır. CMK.nun 261. maddesince de avukatın müdafîliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla kanun yollarına başvurabileceğini hak olarak tanımıştır....

                katılma kararını veremeyeceği anlaşılmaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mühür bozma HÜKÜM : Beraat Sanığa yüklenen suçtan doğrudan zarar görmesi nedeniyle kamu davasına katılma hakkı bulunan ve 06.09.2013 tarihli dilekçesinde katılma talebinde bulunan şikayetçi şirket vekili Av. ... ...’ın CMK’nın 238/2. maddesi uyarınca davaya katılma talebine rağmen katılma kararı verilmemiş ise de, yargılama aşamasında katılma isteminde bulunan şikayetçi vekilinin 5271 sayılı CMK'nın 260/1. maddesi gereğince yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğundan aynı Yasanın 237/2. maddesi uyarınca şikayetçi şirketin davaya katılan, vekilinin de katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede; Yüklenen suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 05.07.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu