Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği huzurunda 14/08/2012 tarih ve 18152 yevmiye nolu sözleşme ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, davalı şirket söz konusu inşaatı yarım bıraktığı için müvekkilinin de mağdur olduğunu, bunun için taraflarınca Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/46 Esas sayılı dosyası ile gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ileri etkili olarak feshi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre inşaat süresini aşan her ay için belirlenen kira alacağının yasal faiziyle davalı şirketinden alınarak müvekkiline verilmesi istemli dava açıldığını beyanla davanın reddini istemiş; Diğer davalı TK. nun 35. maddesi uyarınca tebligat yapılan T6 T7 Şti. davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Antalya 3....

Bir başka anlatımla, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, tek taraflı irade beyanı ile olmamakta, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Her ne kadar dava hukuki yarar yokluğundan reddedilmiş ise de yukarıdaki hukuki açıklamalar doğrultusunda, tek taraflı ihtarname ile sözleşmenin feshi mümkün olmadığından, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bir kısım davalılar vekilinin cevap dilekçesinden arsa sahipleri tarafından taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi için Menemen 2....

Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olan davalı yüklenicilerin tapuda kayıtlı inşaat yapım sözleşmesine aykırı peyzaj düzenlemesi ve imalat yapmaları nedeniyle dava dışı Şişli Belediyesince tahakkuk ettirilen ecri misil bedelinin rucuen tahsili istemine ilişkindir. TTK'nın 4/1 maddesinde Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu, 5/1 maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir....

Yine, davalı savunmasında, davalı yüklenici yararına yapılan imalat bedelinin hesabında iki blok çatı katları hakkında belediyece yapı tatil tutanağı düzenlendiğini ve haklarında yıkım kararı verilmesine rağmen imalat bedeli hesabında nazara alınarak sonuca varıldığı belirtilmesine rağmen, hükme esas bilirkişi kurulu raporunda aynı yerlerin projesine uygun hale getirilme bedeli imalat bedelinden mahsup edilmekle beraber imalat hesabına katılıp katılmadığı anlaşılamamıştır. Şu halde, bu savunmanın da denetlenerek az yukarıda belirtilen kaçak bölümlerin imalat bedeli dikkate alınmadan hesap yapılıp eski hale getirme bedelinin de bu bedelden mahsup edilip edilmediği açık bir şekilde tespit edilip sonucuna göre bir hükme varılmalıdır....

    Somut olayda dosya kapsamından; davacı ile dava dışı yüklenici arasında akdedilen 21.05.1993 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile dava konusu dairenin yükleniciye bırakıldığı, yükleniciden bu daireyi 27.03.1997 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalının satın aldığı, yüklenicinin işi % 45 seviyesinde bırakması üzerine davacının yükleniciye karşı 08.06.1999 tarihinde sözleşmenin feshi davası açtığı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin borçlunun temerrüdü nedeniyle geçmişe etkili olarak 21.05.1993 tarihinden itibaren feshine karar verildiği ve kararın 02.05.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalı satış vaadi sözleşmesini, yüklenici ile davacı arsa sahibi arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak yaptığından; kat karşılığı inşaat sözleşmesi feshedilmedikçe davalı taşınmazda oturmakta iyiniyetli kabul edilmelidir....

      Davalı vekili, müvekkilinin, yüklenici ile davacı arasında yapılan temlikten haberinin bulunmadığını, ortada kesinleşmiş ve tespit edilebilir bir alacak olmadığından yapılan temlikin geçersiz olduğunu, temliknamenin tanzim edildiği tarihte mahkemenin henüz hüküm vermediğini, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tüm davalarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunu, kısmi davanın zamanaşımını durdurmayacağını, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak dava açıldığında 5 yıllık süre içinde hakların talep edilmesi gerektiğini, sözleşmenin 13.09.2000 tarihinde feshedildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, dava dışı yüklenici ve arsa maliki arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi nedeniyle açılan ......

        Bu doğrultuda arsa malikinin yükleniciden kat ve cephe farkı talep etme hakkı bulunması halinde, davacının da bu hakka sahip olduğu tartışmasızdır. 03.07.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 2. maddesinde " Arsa sahibi arsada yapılacak olan dairelerin 8 tanesine istediği blok ve istediği katta şerefiye farkı (kat farkı) vermemek kaydıyla sahiptir." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut olayda, davacının dairesini satın aldığı 2005 yılının 7. ayında yapılan kur'aya katılarak dava konusu daireyi çektiği anlaşılmaktadır. Davacı, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre seçim hakkı bulunmasına rağmen kur'a ile isabet eden daireyi benimsediğine göre artık ödediği kat farkını yüklenici kooperatiften talep edemez. Bu durumda mahkemece, davalı kooperatif yönünden kat farkı talebinin reddi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....

          İtiraz tarihi itibariyle kat karşılığı inşaat sözleşmesinin ve ek sözleşmenin geriye etkili feshi için açılan sözleşmenin feshi davası henüz derdesttir. İtiraz tarihi itibariyle üçüncü kişilerin itirazı haksız değildir. Mahkemece yapılan tespitte 89/1. haciz ihbarnamesine itiraz tarihi itibariyle borçlunun üçüncü kişiler nezdinde doğmuş bir alacağının bulunduğu belirlenemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            - K A R A R - Davacı vekili, davacı arsa sahibi ile davalılardan yüklenici ... arasında 13.08.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme tarihinden 10 yıl gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen taşınmazlar üzerine hiçbir imalat yapılmadığını ve davacının verdiği vekalet kötüye kullanılarak davacı hisselerinin diğer davalılara devredildiğini ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescili talep ve dava etmiş, bilahare dava konusu 30 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin idareye geçtiğini ve davalı ... tarafından açılan kamulaştırmasız el atma davasının kabulü neticesinde taşınmaz bedelinin bu davalıya ödendiğini belirterek, bu parsel yönünden yaptığı ıslah ile talebini 508.627,00 TL tazminatın tahsili olarak değiştirmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/426 Esas 2008/402 Karar sayılı ve ........2007 tarihinde açılan davadaki istek kalemlerinden birisi de yüklenici kooperati tarafından yapılan imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Asıl davada arsa sahibince fesih talebinde bulunulmuş, birleşen davada da imalat bedelinin tahsili talep edilmiş olmakla fesih hususunda tarafların iradesi birleşmiştir. Bu durumda, TBK'nın 125. (BK'nın 108.) maddesi uyarınca tarafların birbirlerine verdiklerini iade etmeleri gerekmektedir. Bu kapsamda olmak üzere yüklenici tarafından gerçekleştirilen ve yasal olup, arsa sahibinin yararlanabileceği imalat bedelinin fesih hususunda taraf iradelerinin birleştiği ........2007 tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiçleri üzerinden uzman bilirkişi kurulu marifeti ile mahallinde keşif yapılarak hesaplattırılıp, hüküm altına alınması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu