WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; iş bu gibi davalarda arsa sahipleri ile yüklenici arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulü gerekir. 15.09.2004 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yüklenici... ve kendi adına asaleten diğer arsa sahipleri ... ve ...'a vekaleten ... arasında akdedilmiş olup, mahkemece yapılacak inceleme ve araştırmanın yüklenicinin ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi olarak ismi geçen ... ve ...un da taraf olduğu bir davada yapılması gerektiğinden, davacı tarafa arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici ve arsa sahibi olan kişiler hakkında dava açmak üzere mehil verilmeli, dava açılırsa o dava eldeki dava dosyası ile birleştirilmeli, yüklenici ve diğer arsa sahiplerinin savunma ve delilleri toplanmalı, sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicisi olduklarını, davalının iddiasının aksine T4 Hafr....

    Ayrıca kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde, eserin hukuken tesliminden önce yükleniciye onun da üçüncü kişilere tapu kaydı vermesi bir bakıma avans ödemede bulunulması demektir. Tapu kayıtları incelendiğinde arsa sahiplerine ait taşınmazlarda 08/03/2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin şerh verildiği, kaldırılması istenen davalılara ait taşınmazlar üzerindeki kamu hacizlerininde bu şerhten sonra konduğu anlaşılmaktadır. Haciz şerhleri yüklenici borcundan dolayı taşınmazlar üzerine konmuş ise taşınmazlar üzerinde 08/03/2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı şerh olarak düşülmekle üçüncü kişilerin koymuş olduğu haciz şerhlerinden ötürü TMK 1023. Maddesine dayanarak iyiniyetli kabul edilmeleri mümkün değildir....

    Somut olayda davacılar vekili, müvekkillerinin hissedarı oldukları ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... pafta, ... ada, 5 ve 4 parsel üzerinde davalı şirket ve temsilcisi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığını, ancak davalı yanın sözleşmelerin gereğini yerine getirmediklerini, bu sözleşmelerle ilgili gayrimenkul üzerinde hiç bir işlem yapılmadığını, ilgili belediyelere dahi hiçbir müracaatlarının bulunmadığını öğrendiklerinden kendilerine noter kanalıyla fesih ihbarnamelerinde bulunulduklarını, ihtarnameyle kendilerine tanınan sürede davalı yanın yine hiç bir işlem yapmadıklarını ve müvekkillerini de bilgilendirmediklerini bunun üzerine müvekkillerinin dava dışı bir şirket ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını ve inşaatın da bitmek üzere olduğunu, ancak davalılar ile yapılan sözleşmeler feshedildiği halde tapuya şerh edildiği için yapılan inşaatlarla ilgili olarak tapu işlemleri yapılamadığını belirterek kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi ile ilgili...

      Somut olayda davacı, davalının kendisinin sahibi olduğu taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince apartman inşa eden yüklenici olduğunu, apartmanın bodrum katında bulunan ortak kullanım alanı olan sığınağı küçülterek kendisine bağımsız bir bölüm oluşturduğunu ve müdahale ettiğini, taşınmazda kendisine ait olan tüm taşınmazları satan davalının, şu anda taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı bulunmadığını belirterek sığınağa yaptığı müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Buna göre, davalının kat maliki olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından, Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanmayan uyuşmazlığın İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29.02.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        KARAR Davacı, davalı ile kendisine ait dairenin satımı hususunda sözleşme imzaladığını, dairesini 40.000,00 TL kapora ile davalıya devredeceğini, davalının da kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaparsa 100.000,00 TL daha ödeyeceğini, davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesini yapamazsa alınan 40.000,00 TL'yi davalıya iade edeceğini ya da binanın gerçek değeri uzmanlarca belirlendikten sonra bakiyenin davalı tarafından ödeneceğini, tapuda dairenin devrinin gerçekleştiğini; ancak davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesini yapamadığını, 40000 TL'yi iade etmek istediğinde davalının parayı almadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 60.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, tapuda satış bedelinin alındığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan fesih, muarazanın önlenmesi, tapu kaydındaki şerhin kaldırılması ve tapu iptâli tescil talebine ilişkin olup mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar davacı ve davalı kooperatif tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı kooperatifin devir sözleşmesi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine göre arsa sahiplerine ve devreden yüklenici davalı ...'...

            Mahkemece yüklenici ile davacı arasında satışın hangi şartlarda yapıldığına ilişkin yazılı bir sözleşmenin olmadığı, inşaatın tamamlanmış alınacağına dair yada kat karşılığı inşaat sözleşmesine atıf yapan bir sözleşmenin olmadığı anlaşıldığından ve taşınmaz tapuda devir alınırken hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir. 2012/17609-20887 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı ... (arsa sahibi) ile diğer davalı ... Ltd. Şti.(müteahhit) arasında 22.09.2005 tarihinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği ve bu sözleşme gereğince yapılan binadan 1 nolu bağımsız bölümü davacının satın aldığı uyuşmazlık konusu değildir....

              Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda, kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda, eldeki davada uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, davanın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç kullanmak için konut edilnmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Bu durumda eldeki davada uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığından, davanın HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu