DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "mal rejimi" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm,davalı-karşı davacı (koca) tarafından; kendi davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-karşı davacı tarafından usulüne uygun şekilde açılmış bir boşanma davası bulunmadığı gibi, karşı davasının katkı payı alacağına ilişkin olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2012 (Çrş.)...
Mal rejimi yurt dışında boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erecektir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir (TMK m.180, 206, 208, 225)....
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Uyuşmazlık, ortak edinilmiş malların mal rejimi gereğince tasfiyesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliği itibari ile hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi içerisinde bulunmayıp Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin görevi içerisinde olduğundan dosyanın adı geçen daire başkanlığına gönderilmesine, 9.7.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 31.10.2006 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2.m.) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m.). Dava konusu Bahçelievler 6644 parselde 7 numaralı bağımsız mesken 13.04.1993 tarihinde satın alınarak davalılardan ..., Yakuplu köyü 472 ada 4 parselde 8 numaralı daire ise 12.05.2005 tarihinde satın alınarak ... ... adına tapuya tescil edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamından davacının, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazlarla ilgili alımlarında katkıda bulunduğunu açıklayarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan yarı oranda iptal tescil isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davacının bu davayı açabilmesi için daha önce lehine karar verilen boşanmadan kaynaklı tazminat veya mal rejimi tasfiyesi sonunda katkı payı alacağının bulunmasının dava şartı olduğunu, somut olayda davacının böyle bir alacağının olmadığından bu davayı açmakta hukuki yarar bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Danışıklı bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğinde olduğundan, kural olarak danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratılan üçüncü kişiler, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....
K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Taraflar, 02.10.1998 tarihinde evlenmiş, 19.08.2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 05.02.2015 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı Z., boşanma davasının 27.11.2014 tarihli son oturumunda, "Ben aylık 200 TL nafaka istiyorum, başkaca maddi-manevi tazminat talebim yoktur " şeklinde açıklamalarda bulunmuştur....
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). Dava konusu edilen.........plakalı araç 25.09.2006 tarihinde satın alınıp, 27.09.2006 tarihinde davalı adına trafiğe tescil olmuştur. Dava konusu itibariyle edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı isteğine ilişkindir. Katılma alacağı, eklenecek değerlerden (TMK'nun 229) ve denkleştirmeden (TMK'nun 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malların (TMK'nun 219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçları çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerinde (TMK'nun 231) diğer eşin alacak hakkıdır....