Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in savunmasında kendisine ait eşyaları alıp götürdüğünü beyan etmesi, kovuşturma aşamasında dinlenen tanıkların sanığın götürdüğü eşyaların kime ait olduğunu bilmedikleri gibi; katılanın babası tarafından kendisine alınan eşyalardan olup olmadığı hususunda bilgi sahibi olmamaları ve 28.08.2006 tarihli boşanma protokolünde eşya paylaşımı konusunda anlaştıkları, şahsi eşyaları aldıklarının anlaşılması karşısında sanığın, katılana ait eşyaları çaldığı hususunda cezalandırılmasına yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'in temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Sayılı dosyasında kadının 19/08/2015 tarihli cevap dilekçesinde oğlu Çınar'ın huzur ve düzeninin bozulmaması için müşterek konutu bedelsiz olarak eski eşine devrettiğini beyan ettiği, Gebze 8 .ASCM'nin 2016/197 E .- 2016/492 K.sayılı dosyasında 11/07/2016 tarihli celsede müşteki kadının beyanında boşanma sürecinde evin üzerine yapılmasını isteyen sanık ile karşılıklı görüşmelerinde kendisini yaşatmamakla öldürmekle tehdit ettiğini, boşanma sürecinin uzamaması için bu evin boşanma protokolü ile sanığın üzerine yapılmasını kabul ettiğini ifade ettiği ,yine kadının 12/06/2015 tarihinde polise giderek eski eşi hakkında tehdit ve şantajdan suç duyurusunda bulunduğu bu tarih itibariyle iddia ettiği tehdit ve korkunun kalkmış olduğu ancak bu davanın açılış tarihinin 20/07/2017 olduğu göz önüne alındığında tüm bu bilgiler ışığında kadının erkeğin tehditi üzerine anlaşmalı boşanma protokolünü imzaladığı hususunu ispatlayamadığı anlaşılmıştır....

    da olması nedeniyle ücretinin kendisince verilmesine rağmen davalı adına tescil edildiğini, tarafların kesinleşmiş mahkeme kararı gereğince boşandığını, boşanmakla bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğunu belirterek öncelikle bu sebeple, olmadığı takdirde genel hükümler uyarınca, bu da olmadığı takdirde aile emvalinin paylaşımı suretiyle taşınmazın tapusunun iptali ile ecrimisil talebinde bulunmuştur. Somut olayda uyuşmazlığın bağışlamadan rücu sebebine dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu, TMK'nın aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerin tatbikini gerektiren bir husus bulunmadığı anlaşıldığından davada görevli mahkeme aile mahkemesi değil genel mahkemelerdir. Bu durumda uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/09/2016 gününde oy birliği ile karar verildi....

      Eşler, anlaşmalı boşanmada mal rejiminin tasfiyesine karar verdikleri takdirde bu durum doğmamış bir hakkın kullanımı anlamına gelmeyecektir. Zira boşanma ile sona eren evlilikler yönünden mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik koşulu olarak boşanmanın gerçekleşmesi aranmakta ise de eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejiminden kaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmada ise eşler boşanma davası açmakla doğmuş hakları olan mal rejiminin tasfiyesine yönelik tasarrufta bulunabilirler. Uygulamada eşler boşanma davası ile eş zamanlı mal rejimin tasfiyesi davası açmaktadırlar....

        Sulh Hukuk Mahkemesince davanın davacı vekilince dilekçesinde çoğunluğu başta ... olmak üzere dilekçesinde dökümü yapılan taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davası olduğu, davanın mirastan kaynaklı mal paylaşımı niteliğinde açılmış ortaklığın giderilmesi davası olduğu ve terekede bulunan malların tamamına ilişkin işbu dava bakımından murisin ölmeden önceki son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu, davacı ve davalıların murisi olan ...'un ölmeden önceki son yerleşim yeri adresinin UYAP'tan alınan nüfus kaydı ile ".../..." olduğu gerekçesi ile yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince ise, 6100 sayılı HMK' nın 11. maddesi uyarınca mahkemelerinin davaya bakmakta yetkili olmadığı ve murisin ölmeden önceki yer mahkemesi olan ......

          Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat, nafakaların miktarı, mal rejimi tasfiyesine ilişkin davası yönünden, davalı erkek tarafından ise, hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında karşılıklı birbirlerine hakaret ettikleri, bu hale göre de evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında evlilik birliğinde edinilmiş taşınmaza yönelik mal rejimi tasfiyesine ilişkin talepte bulunmuştur....

            Taraflar 9.10.1993 tarihinde evlenmiş, 01.11.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 3.7.2007 tarihinde kesinleşmesiyle mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Davacı koca Mart 1996 tarihinde kooperatife üye olmuş, 9.2.1999 gün ... yevmiyeli noter sözleşmesiyle üyelik hakkını 200 TL(YTL) karşılığında eşi olan davalıya devretmiştir. 04.04.2000 tarihinde söz konusu bağımsız bölüm davalı adına tapuya tescil edilmiştir....

              DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı, Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinini 1988 yılında evlendiğini iş bu evlilikten 2 çocuğu olduğunu, müvekkilinin eşi ile başlangıçta uyuşuyor gibi görünseler de aslında dışarıya yansıtılmamaya çalışılan iç huzursuzluklar ve anlaşmazlıkların evliliklerinin ilk günlerinde filizlenmeye başladığını evlilik birlikteliğinin kendisine yüklediği görev ve gereklere büyük bir titizlikle uyan müvekkilini büyük sabırlarla eşinin söylem ve davranışlarına katlandığını, evlilik birliği içinde mal rejiminin tasfiyesini talep ettikleri malvarlığı evlilik birliği içerisinde edinilmiş malvarlığı olduğunu, mal kaçırma ihtimaline binaen davalının sahip olduğu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini talep ve dava...

              Davalı, mirasbırakanın taşınmazlarını henüz tapuya kayıtlı değilken mirasçıları arasında hak dengesini gözetir şekilde paylaştırdığını,daha sonra taşınmazların kadastro tespitleri ile devredilen mirasçı adına tescil edildiğini, davacıların murisi ...’e de 3 adet taşınmaz verildiğini, dava konusu taşınmazın da mirasbırakan tarafından kadastro tespitinden önce eşi ...’a verildiğini, ancak taşınmazın kadastro tespitinde sehven muris adına tescil edildiğini, uzun yıllardır mirasbırakının bakımının kendisi tarafından yapıldığı için taşınmazın kendisine devredildiğini, amacın mal kaçırmak olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın amacının mirasçıdan mal kaçırmak değil, mal paylaşımı yapmak olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm mal paylaşımı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.01.2012 (Çrş.)...

                  UYAP Entegrasyonu