DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Mahkemece, boşanma dava dosyasında tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak eşya ve mal taleplerinin olmadığını imzalı beyanlarıyla bildirdikleri, bunun taraflar için bağlayıcı nitelikte olduğu ve davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, Şişli 2. Aile Mahkemesinin 20.07.2010 gün 2009/975 Esas ve 2010/685 Karar sayılı hükmü ile boşanmışlardır. Boşanma dava dosyasının son yargılama oturumunda her iki taraf imzalı beyanlarıyla aynen "...eşya ve mal talebimiz ...yoktur" açıklamasında bulunmuşlardır. Aynı tarihli gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde de aynen "...eşya mal... hususlarda karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilmiş, hüküm 29.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma hükmü kesinleşerek nüfus kayıtlarına işlenmiştir. Görülmekte olan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada, davacı ... vekili, davalı ......
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm katkı alacağı yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *taraflar arasındaki boşanma hükmünün kesinleşmiş olmasına, mal rejiminde boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sonlanmış olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 01.10.2007 Pzt....
rejimine tabi olduğunu, mal paylaşımı davasına konu edileceğini, eldeki davadan hemen sonra da mal paylaşımı davası açılacağını belirterek dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile T4 adına tescilini talep ve dava etmiştir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Somut olaya gelince; eşler, 11.08.2005 tarihinde evlenmiş, 02.11.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 107 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.11.2007 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile edinilerek davalı eş adına tescil edilmiştir....
Şayet boşanma davasıyla birlikte veya ondan ayrı olarak mal rejiminin tasfiyesi davası boşanma kararının kesinleşmesinden önce açılmış ise, HGK.nun 26.9.2012 T. 2012/8-192 E, 2012/629 Karar sayılı kararına göre bekletici mesele yapılmakta ve açılan boşanma davasının olumlu sonuçlanıp kesinleşmesi beklenmektedir. Boşanma davasının reddi halinde mal rejiminin tasfiyesi davasının da reddedileceği bir gerçektir. Çünkü açılan boşanma davasının olumlu sonuçlanıp kesinleşmesi, mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik ön koşulunu oluşturmaktadır. 4721 sayılı TMK'nun Değerlendirme Anı, başlığını taşıyan 235/1. maddesine göre; mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar. Görüldüğü gibi, mal rejiminin sona erme tarihi, boşanma dava tarihi olduğu halde malların değerlendirme anı, kanuni deyimle tasfiye anındaki değer olarak belirtilmiş olup, bu tarih; kural olarak, verilecek karar tarihidir....
Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m.225). Boşanma kararı kesinleşmedikçe tasfiye talebi incelenemez. Bu durumda boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre, tasfiyeye ilişkin talebin boşanma davasından tefrik edilmesi ve boşanmanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken bu taleple ilgili olumlu yada olumsuz hüküm kurulmamış olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Tereke aktifi paylaşılırken doğacak tüm vergi, harç masraf, ve giderlerin yine taraflar arasında1/2 yani yarı yarıya pay edilerek karşılanacağını taraflar kabul, beyan ve taahhüt ederler...Bu protokolün uygulanması nedeniyle doğacak tüm masraf ve giderler taraflar arasında 1/2 pay edilerek karşılanacaktır. ..." şeklinde düzenlenen maddelerle tereke pasifi yani mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilen mal varlığı değerlerinin protokole göre paylaşımı sırasında meydana gelecek masrafların da yarı yarıya taraflar arasında paylaşılacağı hüküm altına alınmış, mal rejiminin tasfiyesi davasına bakan mahkemece protokol maddelerinin aynen onaylanmasına karar verilerek, protokol maddeleri aynen hükme geçirilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; ıslah edilen miktar itibari ile zaman aşımı süresinin dolduğunu, ıslahın bir haftalık kesin süreden sonra yapıldığını, bu nedenle dikkate alınmaması gerektiğini, tanıklarının dinlenmemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin altınları ile yaptığı katkı nedeni ile rapor alınması gerektiğini, taşınmaza müvekkili tarafından yapılan masrafların dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, boşanmanın davacının sadakatsizliği ve şiddet nedeni ile gerçekleşmesi sebebi ile TMK 236.maddesine göre davacının katılma alacağının kaldırılması veya hakkaniyete uygun olarak indirilmesi gerektiğini, davacının 25/12/2017 tarihli boşanma davasında mal paylaşımı davası açmayacağını söylediğini, davacının bu beyanının dava hakkında feragat olduğunu, davacının değer artış payı alacağı yönünden davasının reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin buna göre hesaplanması gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ortak malların paylaşımı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hükmün, protokol değil, tarafların hakim önündeki Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine uygun irade beyanları esas alınarak tesis edildiğinin anlaşılmasına göre davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.05.2012 (Pzt.)...