E., 2010/18099 K. sayılı ilamı ile, 21.03.1990 tarih ve 1120 yevmiye nolu ipotek akit tablosu içeriğine göre; ipoteğin, 100.000.000 TL. için "faizsiz ve 3 ay müddetle" tesis edildiği, bu niteliğe göre ipoteğin, kesin borç (karz) ipoteği olduğu, T.M.K.'...
İİK'nın 150/ı maddesindeki düzenleme ise, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin, anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün değildir. Buna göre, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, banka ve kredi veren kuruluş olmayan alacaklının limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz ise de; ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermemesi, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılmasına engel olmayıp bu durumda borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesi gerekir....
Mahkemece, davalının ayıplı işlerle ve bedellerle ilgili hukuk davası açmakta muhtariyetine, cezai şart alacağı oluşmadığından reddine, dava konusu 17 no'lu dairedeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı arsa sahibi vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan, yükleniciye ait bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 26.10.2009 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, arsa sahibine 19 ve 20 no'lu bağımsız bölümlerin verilmesi, yükleniciye ait 17 ve 18 no'lu bağımsız bölümler üzerine ipotek konulması, 19 ve 20 no'lu bağımsız bölümlerin kaba işlerinin bitmesi halinde 18 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması, ince işlerinin bitmesi halinde ise 17 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması kararlaştırılmıştır....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacağına karşlık,dava dışı borçulunun taşınmazı üzerine 2. derecede faizsiz ve 15.12.2010 süre ile anapara (kesin borç - karz) ipoteği tesis edildiğini, söz konusu taşınmazın, 1.derecede ipotek alacaklısının başlattığı takip sonucu satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde, şikayetçi alacağına yer verilmediğini ileri sürerek ,yanlış düzenlenen sıra cetvelinin düzeltilerek şikayetçinin rüçhanlı alacağının sıra cetvelinde gösterilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, taşınmaz rehinlerinde rehin hakkı belirli bir süre için kurulduğunda bu sürenin geçmesiyle rehnin maddi olarak sona ereceği ve tapu kaydındaki sürenin vadeye ilişkin olduğuna ilişkin bir açıklama olmadığı ayrıca bunun ipoteğin süresi ile ilgili olduğu, ipoteğin tesisinden itibaren İİK. 150/c maddesinde belirtilen nitelikte şerh verilerek bu yönde takibe geçilmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 13.05.2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 10.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının davalı banka lehine taşınmazı üzerinde ipotek tesis ettiği, ipotekten kaynaklı borç bulunmadığı, davacının ipoteğin kaldırılması talebinin davalı yanca da uygun görüldüğü ancak ipoteğin kaldırılması için işlem yapılmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılacak iş, satış akdi yapıldığında belirlenen toplam satış bedelinden ödenmeyen kısmın oranı yüzdelik (%) nispette tespit edilerek taşınmazın dava açma tarihindeki güncel değeri ile çarpılmak suretiyle bulunacak miktarın depo edilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın kaldırılması gerekmiştir. Ancak istinaf aşamasında dava konusu ipoteğin tapudan terkin edildiğinin bildirildiği anlaşılacak dairemizce ilgili tapu müdürlüğünden terkine dayanak belgeler istenmiş, 15.2.2021 tarihli tescil istem belgesinde davacı Elmas Tepe'nin ipotek bedelini aldığından bahisle ipoteği terkin ettirdiği görülmüştür. Davalı tarafın ipoteğin terkininden bilgileri olmadığına ilişkin dilekçe sundukları anlaşılmıştır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/349 Esas KARAR NO : 2021/513 DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 05/02/2020 KARAR TARİHİ : 11/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ---------- maliki olduğunu, iş bu taşınmaz üzerinde ---------- edildiğinin görüldüğünü, müvekkilinin bu ipoteği---------- ------ alacaklısından yapacağı alım satım ve bayilik sözleşmesinden kaynaklanacak borçları ile aldığını ve alacağının bulunmadığını, müvekkilinin ipoteğin kaldırılması için ipotek alacaklısına ulaşamadığından ipoteğin kaldırılmadığını, yapılan araştırma da ----- tamamlandığı ve şirketin kapatılmasına karar verildiğinin tespit edildiğini, şirketin kapanış kaydında aktif ve pasif mal varlığının bulunmadığının beyan edildiğini ancak müvekkilinin taşınmazı üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını, bu nedenle ipoteğin kaldırılması...
Davalı iflas idaresi vekili, davacının borcunu ödediğine dair resmi bir belgenin dosyada bulunmadığını, müflis şirketin defter kayıtlarında da ödemeye ilişkin hiçbir kaydın bulunmadığını bu nedenle ipoteğin kaldırılması talebinin reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların mevcut ipotek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu 26442 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı şirket lehine 19.09.2002 tarihinde ipotek tesis edildiği, davacı ...'ün 197/206 payı mevcut iken yapılan intikaller sonucunda bu payı tapudan başkalarına devrettiği, halen tapuda payı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar müteselsil kefil olan davacı ... tarafından ipoteğin kaldırılması talep edilmiş ise de ipotek taşınmaza bağlı bir borç olduğundan ancak taşınmaz malikleri tarafından ipotek lehtarına husumet yöneltilerek ipoteğin kaldırılması istenebilir....
Dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin taşınmazın 2981 sayılı İmar Mevzuata kapsamında alıcısı Mustafa Özkan'a satış bedelinin bakiyesi için teminat olarak konulduğu, dosya kapsamından bakiye bedelin davacı tarafından ödendiğine ilişkin bir ispata ulaşılamadığı anlaşılmış olup ipoteğin satış bedelinden ödenmeyen miktar kadar TMK’nın 893. maddesine dayalı kanuni ipotek tesis edilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ipoteği karz ipoteği olarak nitelendirmesi ve bu doğrultuda hesap yaptırması doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, satış akdi yapıldığında belirlenen toplam satış bedelinden ödenmeyen kısmın oranı yüzdelik (%) nispette tespit edilerek taşınmazın dava açma tarihindeki güncel değeri ile çarpılmak suretiyle bulunacak miktarın depo edilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın kaldırılması gerekmiştir....