Davacılar --------- arasında ----- hususunda adi ortaklık kurulduğu, belirli bir süre sonra bu ortaklığın sonlandırılması için taraflar ------- belge ile ortaklığın sonlandırılması konusunda anlaşmaya varıldığı, bu davalılar tarafından anlaşmaya aykırı hareket edilmesinden dolayı maaş alacağı, kar payı alacağı ve devir protokolü alacağı adı altında alacak talebine ilişkin dava açıldığı anlaşılmıştır. Davalı gerçek kişilerin adi ortaklığı diğer davalı --- ticari faaliyetlerine devam edildiği gerekçesi ile bu davalıya karşıda husumet yönelterek talepte bulunulduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi heyet raporun belirlendiği üzere davalı şirketin devir protokolünün yapılmasından yaklaşık 4,5 ay sonra kurulduğu, davacıların davalı şirkete ortak olmadıkları, ortak olduklarına veya olacaklarına dair aksine somut bir belgenin bulunmadığı, davacıların davalı şirketten kar payı veya maaş alacağı adı altında herhangi bir talepte bulunamayacakları rapor edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanın 1850 TL ödeme yaparak sanığın işyerine kar ortağı olduğu, aralarındaki anlaşmaya göre sanığın her ay 200 TL katılana kar payı ödemesi gerektiği, sanığın 9 ay ödeme yapmaması nedeniyle katılanın ortaklıktan ayrılmaya karar verdiği, katılanın alacağı için sanığın verdiği kimlik bilgileriyle suça konu 24/01/2011 tanzim, 26/01/2011 ödeme tarihli, 3.600.00 TL bedelli senedini düzenlediği, borçlu kısmının sanık tarafından imzalandığı, senet katılan tarafından düzenlendiği sırada sanığın isim, soyisim ve TC kimlik numarasını farklı vererek kendisi adına düzenlenmesini engellediği, borcun ödenmemesi nedeniyle yapılan icra takibinin itiraz edilmeden kesinleştiği, sanığın işyerine haciz sırasında senetteki borçlunun kendisi olmadığını ifade ederek haczin yapılmamasını...
Esas sayılı takip dosyası ile kambiyo takibi yapıldığını, 11.06.2012 tarihinde düzenlenen 9.000.00-TL bedelli teminat senedinin 6.609.990.49-TL asıl alacak talebi ile katılım bankacılığı mevzuatına aykırı olarak faiz talep edildiğini, malın alım-satımında katılım bankalarının alacağı karın baştan tespit edileceğini, müşterinin hangi tarihte ne kadar taksit ödeyeceğini bileceğini, uygulanan kar oranlarında vade sonuna değişiklik yapılmayacağını, alacakların vadesinden önce geri istenmeyeceğini, Katılım Bankalarının çalışma sisteminde faiz alacağı doğmayacağını, kar payı söz konusu olduğunu, alacaklı banka tarafından kredi alacağına yönelik olarak......
Yine aynı senedin 9/b-2 maddesinde de "vergi sonrası net kar, artı yatırım amortismanları, eksi borç para ödemeleri sonunda elde edilen yekunun tediyesi gerekli kar payından az olması halinde kar payı tediyesi bu ölçüde tehir edilir" hükmü yer almıştır. Davacı yan davalı idareye yıllık kar paylarını ödemiş, ayrıca taahhüt senedinin 9/b-2 maddesi uyarınca 28.05.2001, 31.05.2002, 30.05.2003 ve 30.05.2004 tarihinde tehir talebinde bulunmuştur. İdare bu taleplere yanıt vermemiş, vergi denetmenlerinin 13.09.2004 tarihli raporları ile 1999, 2000 ve 2001 yılına ait kar payı hesabına esas olan gelire kur farkının dahil edilmediğinin saptanması üzerine eksik ödeme ve gecikme faizleri talep edilmiş, davacı kar payı farkını yine itirazı kayıtla ödemiş, gecikme faizine itiraz ederek bu durumu da 11.10.2004 tarihli yazısı ile davalı idareye bildirmiştir. Bu kez davalı idare, dava konusunu oluşturan 555.726,61 TL gecikme faizinin ödenmesi için davacıya bildirimde bulunmuştur....
Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri uyarınca mahrum kalınan kar payı ise: “müşterinin vadesinde ödemesi gereken borcunu ödemede gecikmesi/temerrüdü durumunda ödenmeyen borç için borcun sebebini teşkil eden kullandırımlardan kar payı en yüksek olanına uygulanan kar payı oranı üzerinden hesaplanıp, müşterinin ödemesi gereken taksit tutarına ilaveten ayrıca ödemesi gereken tutarı ifade eder.” hükmü ile düzenlenmiştir.İtirazın iptaline konu icra takibinde talep edilen mahrum kalınan kar payı oranının (% 19,80) olduğu görülmüş olup; sözleşme hükümleri uyarınca inceleme yapabilmek için yerinde inceleme yetkimiz kapsamında dava dışı bankadan ----- bildirilen “Kredi İşlemlerine Uygulanacak Azami Kar Oranları” listeleri talep edilmiş olup; işbu listeler üzerinde yapılan incelemelerimizde; Hesapların kat tarihi olan 30.09.2016 tarihinde; 0-12 ay vadeli TL krediler için bankaca bildirilmiş olan “borcun sebebini teşkil eden kullandırımlardan kar payı en yüksek olanına uygulanan kar payı oranı” nın...
Bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin davaya cevap vermediği, davacı yanca da davacı şirkete ve diğer ortağa ulaşılamadığı görüldüğünden çıkma payı ve kar payı ile ilgili hesaplama yapılacak bir verinin dosya içinde bulunmadığı, bu nedenle bir hesaplama yapılamadığı, Davalı şirket ile ilgili Antalya Kurumlar Vergi dairesinden davalı şirket adına verilen en son Kurumlar Vergisi Beyannamesinin istenmesi durumunda şirketin bilançosuna ulaşılabileceği, ve çıkma payının kaydi değerinin bu veriler üzerinden yapılabileceği, Davalı şirket adına davacının payı oranında ödediği kamusal borçlar bulunduğu, Dosyada bulunan ticaret sicili kayıtlarında davalı şirketin genel kurul tutanağına rastlanmadığı, bu hususların şirketin kötü yönetimi olarak değerlendirilebileceği, sermaye şirketlerinin amaçlarımn kar elde etmek olduğu ve şirkete ortak olan kişilerin de kar payı almak olduğu, ortağın kar payı alma hakkının bulunduğu, ticaret sicili dosyasında genel kurul kararma rastlanmamakla ve davalı...
Esas sayılı dosyası ile Konkordato tasdik kararı verilen davalıdan Ankara 1 Asliye Ticaret Mahkemesine yapılan başvurunun ret edilen kısmı olan 89.078,48-TL alacaklı olup olmadığı hususunda olup, mahkememizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli kabul edilen bilirkişi kök ve ek raporunda da tespit edildiği üzere söz konusu, dava konusu miktarın 53.622,99-TL'sinin kar payı mahrumiyetinin, 3.835,49-TL'sinin masraf asıl alacağına, 31.620,00-TL'sinin deposu gerekli çek yaprak sorumluluk bedeline ilişkin olduğu, banka tarafından talep edilen kar mahrumiyet hesaplamasında 5 adet taksitli kredinin ödenen taksitleri için de kar mahrumiyeti hesaplandığı ancak kredi taksit vadelerinin geçici mühlet tarihi itibari ile vade aşımına uğramadığı ve banka tarafından ibraz edilen kar mahrumiyeti hesap dökümanlarında vadesinde ödenmiş kredi taksitleri içinde kar mahrumiyeti hesaplandığı anlaşılmakla, 53.622,99-TL'lik kar payı mahrumiyetinin banka alacağı olarak hesaba dahil edilmesinin ilgili mevzuata uygun...
ın bu sözleşmelerde sözleşme miktarları ile sınırlı müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldıkları, takip tarihi itibariyle bankanın alacağının kurumsal finansmandan kaynaklanan 4.945.451,72 TL asıl alacak, 38.871,25 TL gecikme tazminatı- kar payı olduğu, davacının gecikme tazminatı- kar payı olarak 335,18 TL talep ettiği göz önüne alınarak davacının bu kredi sözleşmesinden toplam 4.945,786,90 TL alacağı bulunduğu, bu miktar için yapılan itirazın yerinde olmadığı ve iptalinin gerektiği, kurumsal finansmandan kaynaklanan 10.956,52 USD asıl alacağının bulunduğu, bu miktar için yapılan itirazın yerinde olmadığı ve iptalinin gerektiği, kurumsal finansmandan kaynaklanan 272.781,50 Euro asıl alacak, 661,97 Euro gecikme tazminatı- kar payı olduğu, davacının gecikme tazminatı -kar payı olarak 33,98 Euro talep ettiği göz önüne alınarak davacının bu kredi sözleşmesinden toplam 272.815,48 Euro alacağı bulunduğu, bu miktar için yapılan itirazın yerinde olmadığı ve iptalinin gerektiği,...
Paz.A.Ş. ve ... aleyhine şirket ortaklığından kaynaklı kar payı istemi ile açtığı davada ,davacının hisselerini devrederek pay sahipliği sıfatını yitirdiği, bu sıfatın yitirilmesiyle kar payı hakkı gibi ortaklığa bağlı haklarında yitirildiği, davacının ortak olduğu döneme ilişkin kar payı talep etmesinin mümkün olduğu ancak TTK'nun 469/2 maddesi uyarınca şirket genel kurulu tarafından kar payı dağıtılmasına ilişkin karar alınmadığı, bu sebeple davacının dava tarihi itibariyle geçmişe dönük kar payı talep etmesinin Türk Medeni kanunun 2.maddesine aykırılık teşkil edeceği kanaatiyle davanın reddine ilişkin kararın Yargıtay 11.Hukuk Dairesi tarafından onandığı, karar düzeltme isteminin reddi ile kararın kesinleştiği ,davanın dayanağı olarak ileri sürülen 01/09/1991 tarihli protokolün bir tarafında ......
Somut davanın değerlendirilmesinde; davacının davalı şirkette % 25 oranında hisseder olduğu, davacı vekili tarafından sunulan 25/10/2022 tarihli beyan dilekçesinde kar payı dağıtımı için şirkete daha öncesinde başvuru yapılmadığının anlaşıldığı, esasında şirketin 2015 yılında tasfiyesinin sonlandırılmasına dair karar alınmış olup bu tarihten itibaren gayri faal durumda bulunduğu, önceki yıllarda ise bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen rapordan anlaşıldığı üzere çoğunlukla zarar ettiğinin anlaşıldığı, davacının kar payı talep edebilmesi için kar payının dağıtımı konusunda ortaklar kurulu kararının bulunması gerekmekte olup geçen yıllara ilişkin olarak kar payı dağıtımı konusunda ortaklar kurulunca alınan bir kararın da olmadığı gözetilerek açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....