Buna göre; mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde (01.01.2002 tarihine kadar) eşlerin kooperatif ödemelerine yaptıkları katkı oranı, 743 Sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak belirlenmelidir. Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı" miktarlarının tespitinde gözetilecektir. Bunun için, öncelikle iddia ve savunmalar doğrultusunda kooperatif üyeliğine ve ödemelere ilişkin belgeler, eşlerin katkıda kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıkları (miras, ziynet, bağış vb.) ile mal ayrılığı dönemine ilişkin düzenli ve sürekli gelirlerine (maaş, gündelik, kar payı vb.) ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır....
Fakat, kar kaybı isteyen taraf kusurlu fesih yüzünden mal varlığındaki ilerde meydana gelecek çoğalmadan mahrum kalmıştır. Bu açıklamalara göre bir tanımlama yapmak gerekirse “kar kaybı”, bir tarafın edimini tam olarak ifa etmemesi halinde, karşı tarafın mal varlığının olması gereken durum ile eylemli durum arasındaki maddi değer kaybıdır. Bu niteliği gereği de kar kaybı, farazi bir hesaplamaya dayanır. Mamelekin, istikbaldeki çoğalması ihtimali burada nazara alınır; fesih hadisesi bu çoğalmaya engel olmuştur. Kar kaybı hesabı bir varsayımla yapıldığından, hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın kesinlik gösteremez. Asıl davada talep edilen kar kaybı zararının hesaplanmasında, burada da Borçlar Kanununun 325.maddesinin kıyas yöntemiyle uygulanması gerekmektedir....
Önceki bayilik sözleşmesinin 8.1 maddesinde davacının gaz alımlarına ilişkin ödemelerini, LPG tesliminde 10 gün vadeli çek ile yapacağı, dağıtım payı değerinin %61,54'ünün bayi kar payı olduğu, dağıtım payının belirlenmesinde Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan dolar kurunun esas alınacağı kararlaştırılmış, 28/02/2005 tarihli protokolün 5/1 fıkrasında ise bayi kar payı oranının ton başına (%60,54), 168,50-YTL olacağı, 1000 ton LPG satışına ulaşıldıktan sonra kar oranının %70 olacağı kararlaştırılmıştır....
un kar payı ödemesi talep edebilmesi için halen şirketin ortağı olduğunu ispat etmesi gerektiği, bunun ispat edilmesi halinde ise A.Ş.'lerde Genel Kurul tarafından kar payı dağıtılmasına karar verilmiş olması yada kar payının dağıtılmasının talep edilmiş olmasına rağmen bu istemin reddine karar verilmiş ise bu kararın iptali için dava açıldıktan sonra mahkemenin kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın iptaline karar vermesi halinde kar payını davalıdan dava açmak sureti ile talep etmesi mümkün olacağı, Davalı şirketin kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen her iki bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, pay defterinde davacı ...'un 26/04/1991 tarihinde bir adet olan hissesini ......
e ödediği 20.000 TL'nin dahi müvekkili asil ve müvekkili şirketten tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, ortaklık tasfiyesi sonucunda kar var ise davacının davasında karın yarısı niteliğinde dikkate alınabileceğini, itirazlar üzere şirketin şubesinin aslında kar etmediği, zarar ettiği, ilaveten şubedeki tüm demirbaşın davacı tarafından götürüldüğü beyanlarının dikkate alındığında kar olmadığı, davacıya ödenmesi gereken bir tutar bulunmadığnıın açık olduğunu, hatalı olan 5.772,51TL kar payı hesaplamış olduğundan fazlaya ilişkin verilen haksız kararın kaldırılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava adi ortaklıktan kaynaklı kar payı ve adi ortaklık için verildiği ileri sürülen bedelin iadesi talebine ilişkindir....
var ise davacının davasında karın yarısı niteliğinde dikkate alınabileceğini, itirazlar üzere şirketin şubesinin aslında kar etmediği, zarar ettiği, ilaveten şubedeki tüm demirbaşın davacı tarafından götürüldüğü beyanlarının dikkate alındığında kar olmadığı, davacıya ödenmesi gereken bir tutar bulunmadığnıın açık olduğunu, hatalı olan 5.772,51TL kar payı hesaplamış olduğundan fazlaya ilişkin verilen haksız kararın kaldırılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava adi ortaklıktan kaynaklı kar payı ve adi ortaklık için verildiği ileri sürülen bedelin iadesi talebine ilişkindir....
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tedbir talebi haksız ve hukuka aykırı olmakla birlikte şirket varlıklarına tedbir konulması, şirketin iflas etmesine sebebiyet vereceğini, müvekkili şirket kurulduğu 26.01.2005 tarihinden bu yana şirketin ortakları olan aile bireyleri tarafından gayet iyi bir şekilde yönetilmiş olduğunu, şirket bu süre zarfında ticari faaliyetlerini gerektiği gibi sürdürmüş olduğunu, şirketir çalışır durumda olduğunu, davacı, dilekçesinde hem şirketin kötü yönetildiğinden kayyım atanmasını talep etmiş hem de şirketin kar ettiğini bu nedenle de kâr payı alacaklarının ödenmediğini iddia etmiş olduğunu davacının bu iki iddiası birbiriyle çelişmekte olduğunu, eğer şirket kötü yönetiliyorsa bu durumda kâr payı alacağı söz konusu olmadığını, davacının birbiriyle çelişen bu taleplerinin her ikisinin kabulü de mümkün olmadığını, açıklandığı üzere ihtiyati tedbirin şartları gerçekleşmemiş olması ve davacının şirketten çıkmasını gerektirir haklı bir nedenin...
nin kar payı dağıtmasını engelleyen haklı ve hukuki bir gerekçeyide ortaya koymaması nedeniyle 2015 yılına ait genel kurul tutanağında kar payının dağıtılmaması yönünde alınan kararın iptali gerektiği, davacı ...' in dosya içerisine sunduğu mevcut belge ve beyannamelerle 2015 yılı için net kar payı alacağının 9.640,76.-TL olarak hesaplandığını rapor edilmiştir. Tüm dosya kapsamı itibariyle ; TTK'nun 608. Maddesi gereğince, kar payı dağıtımının ne şekilde yapılacağı yine aynı yasanın 616. Maddesinde , kar payının dağıtılmasına ancak genel kurulun karar verilebileceğinin düzenlendiği, davalı şirket ana sözleşmesinin 11....
dağıtımına öncelik verildiği, bu nedenle kar payı dağıtılmaması yönündeki kararın iptal edilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir....
Yine dağıtım kararı aleyhine iptal davası açılması kar payının alacağa dönüşmesine ve ödemeye engel değildir. Meğer ki kararın yürütmesinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş olsun. Kar payı dağıtım kararı mahkemece iptal edilmesi halinde alacak hakkı ortadan kalkacaktır. Somut uyuşmazlığa döndüğümüzde dava dışı şirketin kar payı dağıtımına ilişkin ------ karar aleyhine herhangi bir iptal davası açılmamış kararla birlikte kar payı hissedarların alacak hakkı olmuştur. Arkasından da dava dışı --- yaparak banka kanalıyla kar payını ortaklarına ödemiştir. Öncelikle ----- tarihinde yapılan dava dışı şirketin olağan genel kurul toplantısında alınan kar dağıtım kararının hukuka aykırı olduğundan bahisle kararların iptali talebinin geçen süre de nazar alınarak mümkün olmadığı açıktır. Yapılan mali inceleme sonucunda kar payı ödemelerinin ön görülen şekilde gerçekleştiği ve ödendiği, bu işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı açıktır....