Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı kadın tarafından her iki dava yönünden, davalı-davacı erkek mirasçıları tarafından ise kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş, davalı-davacı erkek hüküm tarihinden sonra 23.03.2015 tarihinde ölmüştür. Evlilik ölümle sona ermiştir. Açıklanan sebeple karşılıklı açılan boşanma davaları hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi ve davalı-davacı erkek mirasçıları davaya kusur belirlemesi yönünden devam ettiklerinden Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi uyarınca işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 22/05/2015 tarihli iddianamesinden önce olduğu, 5237 sayılı Kanun'un 129. maddesinde yer alan karşılıklı hakaret düzenlemesi yönünden değerlendirilmek üzere dosyaların birleştirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ayrı ayrı değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: Türk Ceza Kanunu'nun, "haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret" başlıklı 129. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi hâlinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir" şeklindeki düzenlemeyle karşılıklı hakaret halinde bazen yalnız bir tarafın, bazen ise her iki tarafın yararlanabileceği hakaret suçuna özel, şahsi bir cezasızlık yada cezada indirim hali öngörülmüştür....

      Olumsuz yetki uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için mahkemeler arasında karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmesi zorunludur. Somut olayda, mahkemeler arasında karşılıklı olarak verilmiş bir yetkisizlik kararı bulunmamakta olup, mahkemece ........yetkili olduğundan bahisle ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmişse de karşılıklı olarak verilmiş yetkisizlik kararı bulunmadığından, dosyanın .......Mahkemesine gönderilmesi gerekirken, yargı yeri belirlenmesi için Yargıtaya gönderilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın mahalline İADESİNE 27/09/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Hukuk Muhakemeleri Kanununun 137. maddesinde, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilmeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği hükme bağlanmış, Kanunun 139. ve 140. maddelerinde ise dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra yapılacak ön inceleme duruşmasına davet ve ön inceleme duruşmalarının usulü ve yapılacak işlemler gösterilmiştir. Somut olayda davacı-davalı erkeğin 29/01/2015 tarihli dilekçesi davalı-davacı kadına tebliğ edilmeden ve dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşması yapılmış ve devamında tahkikata geçilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Açıklanan bu husus davalı- davacının savunma hakkını kısıtlayan ve adil yargılanma hakkını etkileyen önemli bir usul hatası olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

          O halde mahkemece yapılacak iş; tarafların dilekçelerinin usule uygun şekilde tebliğinin sağlanması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanmasından sonra ön inceleme duruşması için gün tayin edilerek, gerçekleşecek sonucu dairesinde işlem yapmaktan ibarettir" şeklinde dilekçeler teatisi ve ön incelemenin usule uygun yapılmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gereği yerine getirilmemiş, usule uygun şekilde dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan bozma sonrası bozma ilamı ve duruşma günü taraflara tebliğ edilerek ön inceleme duruşması yapılmış ve tahkikat aşamasına geçilerek esas hakkında karar verilmiştir. Bozmaya uyulmuş olması, mahkemenin bozma gereğince işlem yapmasını zorunlu kılar....

            Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Taraflar arasındaki iş akdinin taraflarca karşılıklı anlaşma ile sona erdirilip erdirilmediği noktasında toplanmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf işverenin fazla mesai ödemesi yapmaması, izin kullandırmaması, 15 günde bir izin kullandırıp ücretini ödememesi gibi sebepler dolayısıyla iş sözleşmesinin karşılıklı olarak sona erdirildiğini iddia ederken, davalı iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma ile sona erdiğine dair davacı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının mazeretsiz olarak işe gelmemek suretiyle işi bıraktığını savunmuştur....

              Davalı vekili, iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdiğini, davacının işgüvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, işe iadeye karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İşçi ve işveren iradelerinin iş sözleşmesinin feshi konusunda birleşmesi, bir tarafın feshi niteliğinde değildir. 4857 sayılı İş Kanunu'nda bu sona erme türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren açıklamasının ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. İş ilişkisi taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde de durmak gerekir....

                Davalı vekili, iş sözleşmesinin karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdiğini, davacının işgüvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, işe iadeye karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İşçi ve işveren iradelerinin iş sözleşmesinin feshi konusunda birleşmesi, bir tarafın feshi niteliğinde değildir. 4857 sayılı İş Kanunu'nda bu sona erme türü yer almasa da, taraflardan birinin karşı tarafa ilettiği iş sözleşmesinin karşılıklı feshine dair sözleşme yapılmasını içeren açıklamasının ardından diğer tarafın da bunu kabulü ile bozma sözleşmesi (ikale) kurulmuş olur. İş ilişkisi taraflardan her birinin bozucu yenilik doğuran bir beyanla sona erdirmeleri mümkün olduğu halde, bu yola gitmeyerek karşılıklı anlaşma yoluyla sona erdirmelerinin nedenleri üzerinde de durmak gerekir....

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 inci maddesi uyarınca açmış oldukları karşılıklı boşanma davalarının yapılan yargılaması neticesinde, ilk derece mahkemesince iki tarafın ailelerinin evlilik birliğine yaptıkları müdahalelere sessiz kaldığı ve ... 1....

                    Olumsuz yetki uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için mahkemeler arasında karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmesi zorunludur. Somut olayda, mahkemeler arasında karşılıklı olarak verilmiş bir yetkisizlik kararı bulunmamakta olup, mahkemece..... yetkili olduğundan bahisle ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmişse de karşılıklı olarak verilmiş yetkisizlik kararı bulunmadığından, dosyanın ..... gönderilmesi gerekirken, yargı yeri belirlenmesi için Yargıtaya gönderilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın mahalline İADESİNE 02/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu