"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar karşılıklı boşanma davası açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucu tarafların karşılıklı kusurlu oldukları belirtilmekle birlikte hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin gerekçesinin devamında boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmiştir. Hükmün kusura ilişkin gerekçesi kendi içinde çelişkilidir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanıklar hakkında takibi şikayete bağlı karşılıklı hakaret suçlarından açılan davaların, şikayetten vazgeçme nedeniyle düşürülmesi yerine, sabit görülen karşılıklı hakaret nedeniyle TCK'nın 129/3. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası, tebliğnameye uygun olarak, ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kısım çıkartılıp yerine “ Karşılıklı şikayetten vazgeçme nedeniyle, TCK'nın 73/4 ve CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanıklar hakkındaki davaların düşmesine” ibaresi yazılmak suretiyle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22...
Dairemizin 02.03.2017 tarihli ilamında tarafların temyiz taleplerine göre sınırlandırma yapılarak, kadının dinlenmeyen tanığı ...dinlenip karar verilmek üzere diğer temyiz itirazları şimdilik incelenmeyerek hüküm bozulmuş, ilk hükümde kabul edilen ve temyiz edilmeyerek bozma kapsamı dışında kalan karşılıklı boşanma davalarının kabulü yönünden hüküm kesinleşmiştir. Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden yeniden yapılan yargılamada temyiz edilmeyerek kesinleşen kısımlar hakkında yeniden hüküm kurulamaz. Buna rağmen mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın erkeğin ve kadının karşılıklı olarak kabul edilen ve kesinleşen boşanma davaları hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece; bozma öncesi verilen 07.07.2015 tarihli ilk hükümde tarafların karşılıklı boşanma davalarının kabulüyle birlikte, karşılıklı olarak taraflar lehine vekalet ücretine de hükmedilmiş ve bu yön taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir....
Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen hakaret eyleminin karşılıklı işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken, kararda " hakaretin karşılıklı olduğu anlaşılmakla TCK'nın 129. maddesi gereğince CEZA TERTİBİNE YER OLMADIĞINA" şeklinde hüküm kurulması, dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir. V....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadının reddedilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı-karşılıklı davacı vekili 15.9.2009 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 12.10.2009 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm direnmeye ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.09.2013 (Pzt.)...
Cevap dilekçesinin sunulmasından üç gün sonra yapılan, davalı tarafın mazeretli olarak katılmadığı ve mazeretinin kabul edildiği 16.03.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında, mahkemece, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması (HMK md. 126 - 136) tamamlanmadan ve usulünce ön inceleme duruşması (HMK md. 139- 140) yapılmadan tahkikata geçilerek yargılamaya devam olunmuş ve işin esası hakkında hüküm verilmiştir. Davalı erkeğin süresinde sunmuş olduğu 13.03.2015 tarihli cevap dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmemiştir. O halde dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulünce tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden, yapılan ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama duruşmaları da usule aykırı hale gelmiştir....
Köyünde bulunan buğday ekili tarlasında otlatarak tarlaya zarar verdiği, bu olayı gören İbrahim'in de tarlasında bulunan koyunlardan bir tanesini aracına alarak durumu köy muhtarına bildirmek üzere tarladan ayrıldığı, bu sırada Enes'in İbrahim'i cep telefonu ile arayarak aldığı koyunu getirmesini istediği ve katılan-sanıkların bu görüşme sırasına bir birlerine sinkaflı küfürler ederek karşılıklı olarak hakaret ettikleri, sanıkların bu surette karşılıklı hakaret ve sanık Enes'in mala zarar verme suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, 1) Karşılıklı hakaret suçundan dolayı katılan-sanıklar hakkında verilen ceza verilmesine yer olmadığına dair karara yönelik, katılan-sanık E.. Ç..'...
Sulh Ceza Mahkemesince sanık İle katılanın karşılıklı hakaret ettikleri ve ilk hakaret edenin katılan olduğu kabul edilmiş olmasına göre, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 129. maddesinde yer alan " Hakaret suçunun karşılıklı olarak islenmesi hâlinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar İndirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir." seklindeki düzenleme karsısında karşılıklı hakaret nedeniyle sanığın cezasından 1/3 oranına kadar indirim yapılabileceği veya sanık hakkında ceza verilmeyebileceği gözetilmeden yazılı şekilde anılan Kanun'un 29. maddesine göre haksız tahrik nedeniyle 1/4 oranında indirim yapılmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur....
Ancak mahkemece davalı kadının süresinde sayılması gereken bu cevap dilekçesi duruşmada hazır bulunan davacı tarafa tebliğ edilmeyip, okunup dosyasına konulduğu belirtilmekle yetinilmiş, dilekçelerin karşılıklı verilmesi (HMK m.126-136) aşaması tamamlanmamıştır. Şu hale göre, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulünce tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden, yapılan ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama duruşmaları da usule aykırı hale gelmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş; davalı kadının cevap dilekçesinin davacı tarafa usulüne uygun şekilde tebliğinin sağlanması, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanmasından sonra ön inceleme duruşması için gün tayin edilerek, gerçekleşecek sonucu dairesinde işlem yapmaktan ibarettir. Açıklanan bu husus davacının savunma hakkını kısıtlayan ve adil yargılanma hakkını etkileyen önemli bir usul hatası olup, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....