Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından davalı-karşı davacı kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkek ile davalı-karşı davacı kadının eşit kusurlu olmaları sebebiyle her iki boşanma davasının kabulüne ve davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilerek kadının tazminat talepleri reddedilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı (koca) tarafından; her iki boşanma davası, boşanmanın fer'ileri ve çocuk için takdir edilen tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı (koca)'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönlere ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların ortak çocuklarından 2001 doğumlu ...'nun davanın başında babasının yanında iken 16.5.2012 tarihinden itibaren annesinin yanında kalmaya başladığı anlaşılmaktadır....
Kadının yıllık toplam 8400TL(aylık 700TL) tutarındaki tedbir nafakası talebi kabul edilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakası davası yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, erkeğin tedbir nafakası davasının kabul edilen kısmına dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Bu geçici önlemlerden birisi de tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası-Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek eş tarafından her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkek eşin, davacı-davalı kadın eşin tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, davacı-davalı kadın eşin güven sarsıcı davranışlarının 2008 yılında gerçekleştiği, bu tarihten sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu nedenle erkek eşin, eşinin bu kusurlu davranışlarını affettiği gerekçesiyle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkek eşin tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; davacı-davalı kadın eşin 2011 yılında da güven sarsıcı davranışta bulunduğu...
Taraflar arasındaki tedbir nafakası ve boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tedbir nafakası davasının reddine, boşanma davalarının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının asıl tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, katılma yoluyla, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ve tedbir nafakası yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, davacı-karşı davalı erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, tarafların yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'şar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tedbir Nafakası - Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından, kocanın boşanma davası, maddi-manevi tazminat miktarları, nafakalar, kusur belirlemesi, koca lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise kadının boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve iştirak nafakası miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz...
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacılar Halise ve Gönül vekilinin, davacı Halise lehine hükmedilen yardım nafakası miktarı ile reşit olmayan çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 352. Maddesi gereğince REDDİNE, davacı Gönül lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarına ve faiz ve ÜFE artışı uygulanmamasına yönelik istinaf talebinin ise HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-) Davacılar vekilinin, tedbir nafakası davası ile yardım nafakası davası için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 8. Bendinin KALDIRILARAK, bu bent yerine YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Hüküm fıkrasının 8....
Dairemizce; tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle kadın lehine maddi tazminat verilemeyeceği gerekçesiyle karar bozulmuş, mahalli mahkemece bozma ilamına uyulmakla; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine ve davacı kadının maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece bozma sonrası verilen kararda kesinleşen tarafların boşanma davalarının kabulü, velayet ve kişisel ilişki düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, kadının manevi tazminat talebinin reddi hakkında yeniden hüküm kurulması doğru değildir. Ne var ki bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....