Taraflar 29.8.1984 tarihinde evlenmiş, 21.7.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 20.1.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK.nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Öncelikle davalı tarafından taraflar arasındaki mal rejiminin ilk boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiği iddia edilmekte ise de dosya arasına getirtilen dosyalar incelendiğinde, davacısı Mehtap olan 14.10.2003 tarihinde açılan boşanma davasında Kadıköy 1....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı koca; tarafların tekrar bir araya geldiklerini, bu sebeple boşanma istemediğini belirterek, istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, yararına hükmolunan tazminat ve nafaka miktarları yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Mal Paylaşımı-Ziynet Eşyası Alacağı KARAR DÜZELTME İSTEYEN :Davalı Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 12.02.2014 gün ve 20101 - 2529 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2020/489 Esas sayılı dosyasına kayıtlı boşanma davası açıldığını, devamında ise yine taraflarınca Mal Tasfiyesi Davası açıldığını, açmış oldukları boşanma davasının, mal paylaşım davası için bekletici mesele sayıldığını, boşanma davasının devamında tarafların hür iradeleri ve rızaları ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayarak çekişmeli olan boşanma davasını anlaşmalı hale dönüştürdüklerini, neticeten tarafların isteği neticesinde Anlaşmalı Boşanma Protokolü hazırlanarak mahkemeye sunulduğunu ve protokol çerçevesinde boşanma gerçekleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararının 14/03/2021 tarihinde kesinleştiğini, Çorum 3. Aile Mahkemesi 2020/489 Esas 2021/124 Karar sayılı kararında "Üçtutlar Mahallesi Anadolu 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden mahkemece de belirlendiği üzere erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davalı kadının ise eşi ve kızı arasında mal paylaşımı konusunda çıkan anlaşmazlıkta eşine destek vermeyerek evi terketmek suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda; her iki eş de kusurlu olmakla birlikte, davacı erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir....
Davalı vekili 01/02/2023 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dosya kapsamında cevap dilekçesi sunulması adına müvekkiline herhangi bir ihtarat yapılmadığını, dava dilekçesi veya tensip zaptı dosya kapsamında müvekkiline tebliğ edilmemiş olduğundan öğrenme tarihinden itibaren süresi içerisinde cevap dilekçelerini ve karşı dava dilekçelerini mahkemeye sunduklarını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bilindiği üzere tarafların kişisel malları tasfiyeye konu edilemeyeceğini, zira boşanmada mal paylaşımı, tarafların evlilik birliği içinde edindiği malların paylaşılması esasına dayandığınıı, bu nedenle evlilikten önce elde edilen mallar hiçbir surette mal paylaşımına dahil edilemeyeceğini, mal paylaşımı, evlilik içerisinde elde edilen malların paylaşımı esası üzerine kurulmuş bir sistem olduğundan evlilikten önce alınan mallar, kişisel mal olarak kabul edildiğini, dolayısıyla evlilikten önce alınan bir malın satılarak evlilik içinde yeni bir mal alınması halinde, bu mal...
Mahkemenize sunduğumuz boşanma dilekçesinde belirtmiş olduğumuz üzere eşimle maddi ve manevi mal paylaşımı yaparak anlaşmaya vardık. Mahkemenizce kısa sürede talebimiz yönünde karar vermenizi…” şeklinde ibarelere yer verilmiştir. Boşanma davası dava dilekçesinde sadece protokol sunulduğu belirtilmiş, başkaca açıklayıcı bilgi ve beyana rastlanmamıştır. Ancak ‘kısa sürede boşanma yönünde karar verme’ talebi de vurgulanmıştır. 24.07.2013 günlü ‘ön inceleme ve tahkikat duruşma tutanağında ise, ilk sayfada tarafların dava dilekçesi ve protokol metnini tekrarladıklarına dair beyanları imzaları ile tasdik ettirilmiş, ikinci sayfasında “5-Evdeki eşyaları paylaştık, ziynet eşyası ve çeyiz eşyaları vb mal anlaşmazlığımız ve talebimiz yoktur, ortak taşınır ve taşınmaz malvarlığımız da bulunmamaktadır…protokol ile huzurdaki beyanlar arasında çelişki doğar ise huzurdaki beyanların esas alınmasını talep ediyoruz…” sözcüklerinin duruşma tutanağına yazılarak imzalarının alındığı görülmüştür....
, murisin ölümünden sonra terekeye başka mal varlığı değerlerinin de girdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... Gül vekili, boşanma dava dilekçesi ile birlikte mal paylaşımı talebinde bulunmuş, bu talep birinci celse tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiştir. Mahkemece, davacı tarafa dava değeri bildirmek ve bu değer üzerinden 27,70 başvuru harcı ve nispi harcı yatırmak konusunda bir haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içinde sadece dava değerinin bildirildiği, verilen sürenin de kesin olduğu ve bahse konu harçların yatırılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....