Sanayi Limited Şirketi isimli şirket kurdurmuş ve araçlardan ... plakalı aracı ... tarihinde, ... plakalı aracı ise ... tarihinde bu şirkete aktardığını, haricen öğrenmiş oldukları bu bilgi ile şirket müdürü olan eş , davalı şirket ile aynı faaliyet konusunda en yakın arkadaşına boşanma ve mal paylaşımı davalarının açıldığı tarih olan ... tarihinden yalnızca 15 gün önce şirket kurdurduğunu, açıkça şirketi zarara uğratma ve şirket müdürü olarak görev ve yetkisini kötüye kullanma kastı ortada olduğu gibi davalı şirket malvarlığı olan ... plakalı oldukça lüks marka aracı şirkete ihanet ederek diğer şirkete aktardığını, ayrıca diğer ortak tarafından davacı iftiraya dayalı iddialarla suçlandığını ve darp edildiğini, davacının şirketten dışlandığını ve hatta benzin için şirkete indirim sağlayan kartının dahi iptal edildiğini, sanki artık o şirkette hiçbir hakkı yokmuş gibi davranıldığını, tüm bu yaşananlar sebebiyle davacının da karşı dava ile boşanma ve mal paylaşımı davası açmış ve edinilmiş...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki kurulmasına, davalı velayeti tarafına verilen müşterek çocuklar yönünden davacıdan iştirak nafakası talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Taraflar kendileri için birbirlerinden herhangi bir eşya, mal paylaşımı, nafaka ve maddi ve manevi tazminat talep etmediğinden bu konularda karar verilmesine yer bulunmadığına, taraflarca imzalanmış 29/12/2020 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanmasına ve gerekçeli kararın eki sayılmasına, karar verildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki kurulmasına, davalı velayeti tarafına verilen müşterek çocuklar yönünden davacıdan iştirak nafakası talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Taraflar kendileri için birbirlerinden herhangi bir eşya, mal paylaşımı, nafaka ve maddi ve manevi tazminat talep etmediğinden bu konularda karar verilmesine yer bulunmadığına, taraflarca imzalanmış 29/12/2020 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanmasına ve gerekçeli kararın eki sayılmasına, karar verildiği görülmüştür....
görüşünü benimsediğini, Boşanma davasında boşanma kararıyla birlikte asli olarak velayet, nafaka ve tazminat konularının karara bağlandığını, taraflar arasında kesinleşmiş boşanma davasında "ileride katkı payı alacağı davası açacağımız için anılan taşınmaz kaydına tedbir konulması" taleplerinin mahkemece tensip kararıyla "talep edilen "tedbirin eldeki davanın konusu olmadığından" gerekçesiyle red ettiğini, gerçekten de öğretiye göre de; katkı payı alacağı boşanmanın asli unsuru olmayıp feri unsuru olduğundan anılan nedenlerle HMK m 303' te düzenleme altına alınan kesin hüküm Mal paylaşımından feragat edilecekse; açıkça, “….katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talep hakkımdan feragat ediyorum…” şeklinde bir ibareye yer verilmesi gerektiğini ve protokolün hakim tarafından onaylanması gerektiğini bu şekildeki bir ibare ve hakim onayı ile birlikte boşanma davasından sonra tarafların birbirlerine mal paylaşımı davası açmasının mümkün olamayacağını belirtmiş Dava konusu taşınmazın...
Davalı ..., çekişme konusu taşınmazların evlilik birliği içinde alınarak davacı adına tescil edildiğini, azilnameden haberdar olmadığını belirterek davanın reddini istemiş, davalı ... ise iyiniyetli olduğunu savunmuştur.Mahkemece, davalı ... bakımından kötüniyetinin ispatlanamadığı, davalı ... bakımından ise tapu maliki olmadığı, boşanma davasında düzenlenen protokolde 29 nolu bağımsız bölümün davalı ...'a bırakıldığı, 48 nolu bağımsız bölümün de kredi ödemesinin davalı ... tarafından yapılacağının kararlaştırıldığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece ‘…Davacının boşandığı eşi olan davalı ...'ı 26.06.2008 tarihinde azlettiği, her ne kadar boşanma davasına ilişkin dosya içerisinde mal paylaşımı ile ilgili protokol ibraz edilmiş ise de, boşanma davasında davacı kadın tarafından verilen dilekçelerde bu protokoldeki imzaya itiraz edildiği, davalı ... azilnamenin tebliğ edilmediğini bildirmiş ise de, davalı ...'ın bir dönem sekreteri olan ...'...
baskı yaparak ve hileli davranışlarda bulunarak neticelerini anlamadığı bu sözleşmeyi müvekkiline imzalattığını; ayrıca, işbu mal ayrılığı sözleşmesinin orantısız olması ve müvekkilinn tamamen aleyhine şartlar içermesi nedeniyle de iptali edilmesi gerektiğini, nitekim bu sözleşme yapılırken davalının müvekkiline herhangi bir taşınmaz, araç vs. vermediğini; davalının mal paylaşımı öncesi sahip olduğu mal varlıklarını elden çıkararak 2009 yılından sonra satıştan elde ettiği paralarla, yeniden taşınmaz satın aldığını, davalının kötüniyetli davranarak tüm mal varlığını sanki mal ayrılığı sözleşmesinden sonra almış gibi gösterdiğini; davalının eşlik ve avukatlık kimliğini kullanarak, hileli davranışları ve baskısı ile, müvekkilenin neticesini anlamadan iradesi fesada uğratılarak imzalamak zorunda bırakıldığı, hukuka aykırı, orantısız mal ayrılığı sözleşmesinin iptali edilerek davalı adına kayıtlı 01.01.2002 - 06.10.2020 tarihleri arası edinilen tüm mal varlığı için müvekkilinin katılma...
Taraflar 05.05.1983 tarihinde evlenmişler, 26.10.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hüküm 08.02.2011 tarihinde kesinleşmekle evlilik birliği son bulmuştur. TMK'nun 225.maddesinin 2.fıkrasına göre evliliğin boşanma ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasında mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK'nun 170.maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre dava yedi parça taşınmaz ve taşınmazlardan bir tanesinin üzerine inşa edilen üç katlı bina bakımından açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir....
HMK'nun 188. maddesinde ikrarın niteliği açıklanmış olup "Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez" denmektedir Dosya içerisinde yer alan, Gölcük Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2012/76 E. - 2012/56 K. sayılı ilamı incelendiğinde, tarafların duruşma sırasında beyanlarının alındığı ,tarafların mahkemeye sundukları protokol uyarınca boşanmak istedikleri,mahkemece de gerekçeli kararında ibraz edilen protokol incelendiğinde; tarafların boşanma ,velayet ,mal paylaşımı konusunda anlaştıkları karşılıklı maddi manevi tazminat talep etmediklerini belirlendiği ve protokol doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği , hükmün 5 nolu bendinde davacı erkek adına kayıtlı olan, Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, 230 ada, 1 parseldeki taşınmazın davalı kadına devrine karar verildiği, taraflarca dosyaya sunulan 10/02/2012 tarihli boşanma protokolünün 4 nolu bendinde, "tarafların birbirlerinden gerek boşanma ve fer'ilerinden...
HMK'nun 188. maddesinde ikrarın niteliği açıklanmış olup "Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez" denmektedir Dosya içerisinde yer alan, Gölcük Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2012/76 E. - 2012/56 K. sayılı ilamı incelendiğinde, tarafların duruşma sırasında beyanlarının alındığı ,tarafların mahkemeye sundukları protokol uyarınca boşanmak istedikleri,mahkemece de gerekçeli kararında ibraz edilen protokol incelendiğinde; tarafların boşanma ,velayet ,mal paylaşımı konusunda anlaştıkları karşılıklı maddi manevi tazminat talep etmediklerini belirlendiği ve protokol doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği , hükmün 5 nolu bendinde davacı erkek adına kayıtlı olan, Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, 230 ada, 1 parseldeki taşınmazın davalı kadına devrine karar verildiği, taraflarca dosyaya sunulan 10/02/2012 tarihli boşanma protokolünün 4 nolu bendinde, "tarafların birbirlerinden gerek boşanma ve fer'ilerinden...
in boşandıklarını, taraflar arasındaki mal paylaşımı davasının .....sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, mal paylaşımı davasına konu olan taşınmazın müvekkiline babasından miras kalan ve evlilik birliği içerisinde müvekkili adına kayıtlı iken bu hissenin mal paylaşım davası görülürken davalı ...'a satılarak onun adına tescil edildiğini, bu satışın davacıdan mal kaçırma kastı ile, muvazaalı olarak yapıldığını, belirterek satışının iptaline, taşınmazın tapu kaydının eski maliki .... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6098 sayılı Borçlar Kanununun 19. maddesi uyarınca açılan ve muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece..... Aile Mahkemesinde görülen katkı payına ilişkin davada davacı ...'...