Şti'nin asaleten ve kefaleten borçlarına teminat olarak ipotek verdiği, ipoteğin davalıya temlik edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe karşı menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı, dava dışı ... Pazarlama Ltd. Şti. 'nin temlik eden dava dışı banka lehine asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçları için ipotek vermiş, iş bu şirket de dava dışı .... ile temlik eden banka arasında imzalanan 20/04/2007 tarihli genel kredi sözleşmesine müşterek ve müteselsil kefil olmuştur. Dayanak icra takibinde borçlu olarak .... gösterilmek suretiyle ipotek veren davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmıştır. Bu durumda davacının dava dışı ....'ın borcundan şahsen sorumlu olmadığı, ipotek veren konumunda olduğu anlaşılmaktadır....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine giriştiğini, oysa taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller neticesinde ispat yükü kendisinde olan davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 19/04/2011 tarih, 2010/11623 Esas ve 2011/5184 Karar sayılı ilamı ile "Uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile girişilen icra takibi sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı alacaklıdadır....
Davalı ... vekili, kredi borçlusunun alacağın teminatı için ipotek verdiğini ipoteğin paraya çevrilmesi içinde takip yapıldığını, ipoteğin borcu fazlası ile karşıladığını ayrıca bankada cirolu bonolarda bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı ...: Kredi Sözleşmesindeki kefalet imzasının kendisine ait olduğunu ancak sözleşmeyi borçlu şirket ile birlikte yaptıkları ortak iş için...'ye verilecek teminat mektubu alımı nedeni ile imzaladığını, nakit kredi kullandırılması için imzalamadığını, borcu karşılayacak ipotek bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; borçlu hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin müteselsil kefiller hakkında takip yapılmasına engel teşkil etmediği bunun İİK'nun 45. maddesine aykırı olmadığını, davalılardan ...'...
KARAR Davacılardan ..., davalıya olan borcundan dolayı diğer davacıya ait taşınmaz üzerine 16.08.2006 tarihinde davalı lehine 144.000 TL ipotek tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, ipotekli taşınmazın satışa çıkarıldığını, 15.04.2008 tarihide taşınmazın satıldığını, icra dosyasından davalıya yapılan ödeme miktarının ipotek miktarına göre fazla olduğunu, davalının takip dosyasında istediği faiz miktarının hatalı olduğunu, davalı lehine tesis edilen ipoteğin teminat ipoteği olup ipotek tesis tarihi olan 16.08.2006 tarihinden itibaren faiz istenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davalıya fazladan ödenen 16.109, 58 TL faizi ile tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir....
Derece ipotek nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığı, borçlunun şikayeti üzerine ...İcra Hukuk Mahkemesinin 19.12.2011 tarih ve 2010/297 - 2011/320 sayılı kararı ile, ipotek akit tablosunda, alacaklının ... olmasına karşın, takip talebi ve ödeme emrindeki alacaklının ... olduğu ve alacağın temlikine dair bir belgenin bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emri ve takip talebinin iptaline karar verildiği, kararın 30.12.2011 tarihinde kesinleştiği, ardından alacaklı tarafından aynı ipotek nedeniyle 02.01.2012 tarihinde ... 2. İcra Müdürlüğünün 2012/133 esas sayılı takip dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı anlaşılmıştır.Bu durumda, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1817 Esas sayılı dosyasındaki takibin, ... İcra Hukuk Mahkemesinin 19.12.2011 tarih ve 2010/297 - 2011/320 sayılı kararı ile iptal edilmesinden ve kararın kesinleşmesinden sonra, şikayete konu ... 2....
nin borcundan dolayı, 500.000,00 TL bedelle, birinci derecede, limit (üst sınır) ipoteği tesis olunduğu, bir başka anlatımla, ipoteğin, kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK'nun 149.maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen maddedeki düzenleme ise, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin, anılan maddeye (İİK'nun 150/ı maddesine) dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmaları mümkün olmadığından, İİK'nun 150/ı maddesinin de olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda gerçek kişi alacaklının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapması usulsüz olup, bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurularak icra emrinin iptali istenebilir. O halde; mahkemece, yukarıda yazılı nedenlerle şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2019/16830 Esas sayılı dosyasıyla Aydın İli, Didim İlçesi, Fevzipaşa Mah., 3177 ada 19 parsel sayılı taşınmazda tesis edilen ipoteğin paraya çevrilmesi için ilamlı icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından keşide olunan ihtarnameye yasal süresi içinde itiraz edildiğini, ihtarnamenin kayıtsız şartsız para borcu ihtarını içermediğini, borcun varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğini, müvekkiline ancak ödeme emri gönderilebileceğini, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmasının mümkün olmadığını belirterek, takibin iptalini, bu talep kabul edilmediği takdirde icra emrinin iptalini istemiştir....
Mahkemece, davacı tarafın bahsetmiş olduğu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip dosyası celbedilerek, davacının bu krediye karşılık ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takip dosyasına yaptığı ödemeler dahil tüm ödemeler nazara alınarak, bilirkişiden bu konuda ek rapor alınması gerekirken bahsedilen bilirkişi raporuyla yetinilmesi ve ayrıca dava tarihi itibariyle davalının davacıdan bir alacağı kalıp kalmadığı ve kalan alacağın takibe konu bonoların miktarından fazla olup olmadığı, bonoların teminat fonksiyonlarının devam edip etmediği araştırılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı taraf lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip nedeniyle açılmış menfi tespit davasıdır. Davalının, dosyada aslı mevcut olan 11.04.2009 tarihli muvafakatnameye göre ipotekli taşınmaz maliki davacı tarafından 80.000.-TL ödeme yapması üzerine ipoteğin fekkine muvafakat ettiği ve bu belgeye ilişkin bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davalının alacaklı olmadığını bilerek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmakta kötüniyetli olduğu kabul edilerek davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davadışı takip borçlusu Toros Tavukçuluk Ltd.Şti.arasında 22.07.2003 tarihli sözleşmenin imzalandığını, sözleşme çerçevesinde müvekkilinin doğabilecek risklerine karşı maliki davalı ... olan taşınmazlar üzerinde toplam 65.000 YTL bedelli 1.dereceden ipotekler tesis edildiğini, ne var ki borçlu şirketin borçlarını ödememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, bu aşamada davadışı borçlu şirketle müvekkili şirketin borçların tasfiyesi konusunda anlaşmaya vardığını, takip borçlularının 2 yıl içinde satış talebinde bulunulmadığından bahisle icra takibinin düşürülmesini sağladıklarını, bu arada davalı ...’in taşınmazlarını oğlu olan diğer davalıya devrettiğini, bunun üzerine hem asıl borçlu hem de davalılar aleyhine yeniden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını, dava dışı borçlu şirketin takibe itiraz etmediğini, ancak davalıların takibe itiraz ettiklerini belirterek davalıların takibe...