Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu somut olay incelendiğinde, davalı idare tarafından verilen cevap dilekçesinde dava konusu taşınmaza 1980'li yıllarda el koyulduğu belirtilmiş olup, mahkemece el koyma tarihi tespit edilerek 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında el koyulan taşınmazlar için 6487 sayılı Yasanın yayımlanmasından sonra açılan davalarda uzlaşma dava şartı olarak kabul edildiğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeksizin gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiş olması, 2-Kamulaştırmasız el koyma davalarında; el koymanın önlenmesi talebi yanında eski hale iade veya kâl istemi bulunması durumunda, el koyulan taşınmazların niteliği belirlenerek zemin değeri hesaplandıktan sonra bu değer eski hale getirme bedelinden veya kâl istenmesi halinde oluşacak zarardan az ise zemin bedelinin davacıya ödenmesine ve el koyulan bölümün tapusunun iptali ile niteliğine göre idare adına tescil veya terkinine karar verilmesi, zemin değerinin fazla çıkması...

    Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 gün ve 1/6 sayılı kararı ile HGK'nun 15.12.2010 gün ve 2010/5- 662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle idarenin eyleminin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip olduğu bu şekilde kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

    Bu durumda; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun ....05.1956 gün ve .../... sayılı kararı ile HGK.nun ........2010 gün ve 2010/...-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı İdarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği; bu haliyle İdarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, İdarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır....

      Mahallesi 3328 ada 57 ve 66 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin tahsili davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 06.11.2014 günlü ve 2014/305- 2014/405 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 19.02.2015 günlü ve 2015/1267-2463 sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

        Mahallesi 6551 ada 3 ve 6 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin tahsili davasına dair .... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.02.2014 günlü ve 2013/284-2014/94 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 12.02.2015 günlü ve 2014/15155-2015/2020 sayılı ilama karşı taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

          Mahallesi 123 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin ve ecrimisilin tahsili davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.01.2014 günlü ve 2013/535-2014/6 sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 06.11.2014 günlü ve 2014/7562-15588 sayılı ilama karşı davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

            Somut davaya konusu parsele 2011 yılında acele el koyma kararı ile el konulmuş, makul süre içerisinde bedel tespit ve tescil davası açılmaması nedeniyle 2017 yılında kamulaştırmasız el atma davası açılmıştır. Bu durumda davanın açıldığı tarihte davacının dava açmakta haklı olduğu gözetilerek ve 04/10/2022 tarih 31973 sayı ile Resmi Gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesi'ne ait 28/07/2022 tarih, 2018/32734 Başvuru numaralı ihlal kararında da açıklandığı üzere kamulaştırmasız el atma davalarında davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi gerektiğinden, yazılı şekilde yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/831 esas sayılı kararı ile dava konusu yere acele el koyma kararı verildiğini, aradan 4 yıl geçmesine rağmen kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davası açılmadığını, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının haksız el atıldığı tarihten itibaren tazminini talep etmiş, yargılama sırasında da davayı ıslah ederek tazminat talebini 503.261,07 TL'ye çıkartmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselle ilgili olarak acele el koyma kararı verilip bedelin davacıya ödendiğini, tazminata karar verilmesi halinde acele el koyma bedelinin düşürülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2020 NUMARASI : 2019/423 ESAS 2020/48 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : Bursa 12....

            Mahallesi 631 ada 139 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmasız el koyma nedenine dayalı olarak bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu