"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeni ile ödeme tarihine kadar işleyen kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacıya ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi sırasında ya da öncesinde, davacı tarafından konulan herhangi bir ihtirazi kayıt bulunup bulunmadığı ilgilisinden sorularak varsa buna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyaya konulup birlikte gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırma Bedelinin Geç Ödenmesinden Kaynaklanan Munzam Zarar Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacı vekili ile davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; İzmir ili, Urla ilçesi, Kuşçular Mahallesi, 119 ada 7 parsel sayılı taşınmazın evveliyatı olan 56 parselin 2.905m2 kısmının 1991 yılında İzmir-Çeşme Otoyolu projesi kapsamında kamulaştırıldığını, kamulaştırılan kısmın terkininden sonra 1.895m2 olarak kaldığını, ancak 2015 yılında Kadastro Kanununun 22/A maddesi uyarınca yapılan çalışmalarda taşınmazın 1.475m2 olduğunun tespit edildiğini belirterek, 420 m2 kısmın yolda kaldığını,ve kamulaştırma bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, kamulaştırmasız el atma karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL'nin dava...
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesine dayanan anlaşma yoluyla tespit edilen kamulaştırma bedelinin geç ödenmesi nedeniyle faiz alacağının ve munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesine ilişkin karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
GEREKÇE: Dava, Alacak ( Kamulaştırma Bedelinin Taksitle Ödenmesinden Kaynaklanan Faiz Nedeniyle ) davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Davalı vekili 12.03.2020 tarihli dilekçesi ile; her ne kadar istinaf başvurusunda bulunmuş ise de, istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirmiştir....
Somut olayda, kesin hakedişin geç ödenmesinden kaynaklanan finansman gideri alacağı (munzam zarar) için kesin hak ediş bedelinin ödendiği 2.10.1998 tarihi, ödenen komisyon bedelleri yönünden de ödeme tarihleri başlangıç alınarak temerrüt faizi hesaplanmıştır. Oysa bu tarihler borcun muaccel (istenebilir) hale geldiği tarih olup, temerrüt faizine başlangıç alınamaz. Sözleşmede kesin vade kararlaştırılmadığından temerrüt için ihtarın varlığı şarttır. Davacı tarafından davalı idareye gönderilen tüm yazılarda -12.1.1998 tarih 200/27120 sayılı ve 1.9.1998 tarih 200/27151 sayılı olanlar hariç- kesin hak edişin yapılıp ödenmesi ve kesin teminat mektuplarının iade edilmesi istenmiştir. Bu yazılarda “dava konusu yapılan alacaklar” talep edilmediğinden bu yazılar dava konusu alacak kalemleri bakımından temerrüt oluşturmaz....
Hukuk Dairesinin 22.05.2019 tarihli ve 2018/12996 Esas, 2019/10428 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebi yerinde görülerek kararın bozulduğunu, bozma kararı sonrası yeniden yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde 30.09.2020 tarihli duruşmada 702.577,01 TL fark kamulaştırma bedelinin yatırılması için süre verildiğini, 27.11.2020 tarihinde bedelin depo edildiğini,... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/335 Esas sayılı dosyasında verilen 25.12.2020 tarihli kararının idarece temyiz edildiğini, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 23.12.2021 tarihli ve 2021/8566 Esas, 2021/15842 Karar sayılı kararı ile kararın onanmasına karar verildiğini ve 04.02.2022 tarihinde kararın kesinleştiğini, davacının alacağına geç kavuştuğu düşüncesinde ise bunun sorumlusunun idare olmadığını, yargının geç işlemesi ve bilirkişi raporları olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. III....
Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, temel olarak kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zararın tahsili hususundadır. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6098 sayılı Kanun'un 122 nci maddesi. 3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19.06.1996 tarihli ve 1996/5-144 Esas, 1996/503 Karar sayılı kararı. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Somut uyuşmazlıkta işçinin ücretinin düzenli olarak geç ödenmesinden kaynaklı haklı fesih imkanının bulunduğu sabit olduğundan davacı lehine kıdem tazminatına hükmedilmesinde isabetsiz yön görülmemiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalının istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 28/02/2018 tarihli el yazısı ile düzenlediği istifa dilekçesi ile ihbar süresini sonunda 16/03/2018 tarihinde ayrıldığını, bu dilekçeyi düzenlediği tarihte ücret alacağı bulunmadığını, ayrıca 6 günlük hakdüşürücü sürenin geçtiğini, davacının çalıştığı ihbar süresine ait ücreti fesihten sonra 2.080,00 TL olarak ödendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince özetle, geç ve düzensiz ödemenin haklı fesih nedeni olabilmesi için, en son ücretinin ödenmesinden itibaren 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde fesih hakkının kullanılması gerektiğini, davacı en son ücretinin ödenmesinden itibaren 6 günlük hak düşürücü süre içerisinde fesih hakkını kullanmadığından, kıdem tazminatına hak kazanmayacağını ileri sürerek yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur....
Bu nedenle, TTK'da düzenlenmiş olan kambiyo senedinden kaynaklanan hukuk davaları, mutlak ticari dava olup, aynı Kanunun 5/1. maddesi gereğince uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. (Antalya BAM 5. Hukuk Dairesinin 2023/2252 esas 2023/1401 karar sayılı kararı) Eldeki davada; taraflar arasındaki uyuşmazlığın kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan zararın tazminine yönelik olduğu gözetildiğinde davanın İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21 ve 22. maddeleri gereğince İzmir 7....