Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf başvuru talebinde bulunan davacı sigorta şirketi vekili dilekçesinde özetle, davaya konu kazanın davalının alkollü olduğu esnada gerçekleştiğini, sigorta genel şartlarındaki rücu şartlarının oluştuğunu, Mahkeme tarafından kazada yaralanan Ali Karakulak'a yapılan ödeme göz önünde bulundurulmaksızın illiyet bağı bulunmadığından davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek, kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, sigorta şirketi tarafından kendi sigortalısına karşı açılan rücuen tazminat davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır....

zararının oluştuğunun tespit edildiğini, davalı hakkında Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/1530 Soruşturma sayılı dosyası nezdinde "zimmet" suçundan başlatılan soruşturma neticesinde alınan 25/07/2019 tarih ve 2019/2279 Karar sayılı kararı ile suçun yasal unsurlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildiğini, ancak davacı idare nezdinde yapılan idari tahkikat neticesinde oluşan kamu zararının davalıdan rücu edilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, bu kapsamda oluşan kamu zararının tahsili amacıyla Şırnak Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü nezdinde alacak takip dosyası açıldığının tespit edildiğini, söz konusu borcun tahsili için davalıya ait mernis adresine 28/05/2020 tarihinde gerekli tebligatın yapıldığını ancak bugüne dek davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, söz konusu kamu zararının davalının kusurlu hareketi sonucu meydana geldiği ve bu durumun idari tahkikat incelemesi ile de tespit edildiğinin dosya kapsamında sabit olduğunu...

Davalı ..., diğer davalı idare bünyesinde kamu görevi ifa ettiğini, olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığını iddia ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporları uyarınca davacı yararına maddi ve manevi tazminat ödetilmesine karar verilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır....

    Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup, dava, o kurum aleyhine açılmalıdır (TC Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.). Bu konuda yasal düzenlemeler, emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan "Sorumluluk Hukukunun" temel ilkeleri açısından bakıldığında da; bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Davaya konu edilen olayda; davalı doktorun hatalı yaptığı ameliyat nedeni ile davacıların maddi ve manevi olarak zarara uğradıkları iddia edilmektedir. Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1.maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir....

      Dava, trafik-iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkin olup, bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada, rücu edilecek tazminat miktarı belirlenirken, talep olmadığı halde, hak sahiplerinden Sanem'e yapılan evlenme yardımının dahil edilmesi, ayrıca hak sahiplerinden Burcu'ya yapılan fiili ödeme miktarının ilave edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle, tazmini gereken rücu alacağı miktarı 31.708,64 TL olduğu halde, 32.548,21 TL olduğunun kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

        Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Dava, 10.01.2002 tarihinde uğradığı trafik iş kazası nedeniyle iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili talebine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun'un 9, 10 ve 26. maddeleridir. Davacı, dava dilekçesinde 506 sayılı Yasa'nın 9, 10. maddelerine dayanmış olup, mahkemece bu konu hakkında inceleme yapılmamıştır....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi KARAR Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Dava, 21.07.2003 tarihinde uğradığı iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili talebine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun'un 9, 10 ve 26. maddeleridir. Davacı, dava dilekçesinde 506 sayılı Yasa'nın 9, 10. maddelerine dayanmış olup, mahkemece bu konu hakkında inceleme yapılmamıştır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/09/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eyleme dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (...)...

              Anılan madde kapsamında Bağ-Kur’a tanınan rücu hakkı halefiyet esasına dayanmayan, kanundan doğan bağımsız rücu hakkı niteliğindedir. 63. madde de “yapılan yardımların ilk peşin değeri için Kurum rücu eder” dendiğine göre yasanın buyurucu nitelikte olan bu hükmünün aksine, kural olarak ilk peşin değerin altında bir rücu alacağına hükmolunamaz. Ancak, suç sayılır eylemi saptanan üçüncü kişinin kusur oranı nedeniyle bir indirim yapılabilir. Davaya konu somut olayda, davalının, sigortalı ...'...

                Dava, 27.09.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler nedeniyle oluşan Kurum zararının 506 sayılı Yasa'nın ve 87. maddeleri uyarınca davalılardan teselsülen tahsili istemine ilişkindir. 506 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta; 506 sayılı Yasanın 26. maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde, güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. (Hukuk Genel Kurulu 17.01.2010 tarih 2010/10-10 Esas, 2010/14 Karar sayılı Kararı) Mahkemece; hak sahiplerinin açtığı İstanbul 7....

                  UYAP Entegrasyonu