Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin olarak açılan davada Ankara 4. Asliye Hukuk ve Şanlıurfa 1.Ağır Ceza Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava, davacının 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemine ilişkin 6.maddesine dayanarak telofolarına el konulması nedeniyle uğradığı zararının tazmini istemine ilişkindir. Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinde yetkili mahkemenin Ağır Ceza mahkemeleri olduğundan söz edilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. Şanlıurfa 1....

    Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bozmaya uyularak, yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre davalı vekilinin eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve davacı tarafa maktu vekalet ücreti ödenmemesi gerektiğine, davacı vekilinin el koyma nedeniyle manevi tazminat şartların oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün, isteme uygun olarak, ONANMASINA, 04.02.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      maddelerine göre tanıklıktan çekinebilecek kimseler arasındaki mektuplara ve belgelere el koyma; 128. maddesinde, suçtan elde edildiği değerlendirilen taşınmazlara, hak ve alacaklara el koyma; 129. maddesinde, postada el koyma; 130. maddesinde, avukat bürolarında arama, el koyma ve postada el koyma; 134. maddesinde de bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma tedbirinin uygulanma koşullarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Kanunda öngörülen koşullar oluşmamasına rağmen eşya veya malvarlığı değerlerine el konulması durumunda, ilgili kişiler açısından koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talep etme hakkı doğacaktır. b) El konulan eşyanın korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması: El konulan eşyanın geçici olarak Devletin kontrolü altında kalması nedeniyle, değerinin muhafazası ve zarar görmemesi için gerekli tedbirler yetkili merciler tarafından alınmalıdır....

        Dosya içeriğine göre, el koyma işlemi CMK hükümlerine uygun olarak yapılmış ancak el koyma koruma tedbiri nedeniyle tazminat verilmesini öngören CMK’nın 141/1-j maddesi gereğince el konulan çayların “korunması için gerekli tedbirlerin alınmaması” nedeniyle davacının oluşan zararları yönünden tazminata hak kazandığı anlaşılmış, koşulları oluşmadığından davacı vekilinin duruşma isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan CMUK'un 318. ve 5271 sayılı kanunun 299. maddeleri gereğince reddine karar verilmiş, davacının sahibi olduğu çaya 28.01.2009 tarihinde haksız el konulmasından dolayı 5271 sayılı CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince tazminat davası açtığı, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine manevi tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalı Maliye Bakanlığı aleyhine 15/07/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yönünden reddine dair verilen 02/02/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, müşterisine satılan yakıt için taşıma yapılırken 23/07/2003 tarihinde jandarma görevlileri tarafından yakıta ve araçlara haksız olarak el konulduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir....

            Bozma üzerine yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, 5271 sayılı CMK'nın Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ilâ 144. maddelerinde tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş ise de; 1Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 6/2. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ilâ 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu kapsamda el koyma işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek, somut olayda olduğu...

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacı vekilinin 16.03.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu çaylara el konulduğunu, yapılan kovuşturma sonunda üzerine atılı suçla ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağı olan ......

                İş sayılı dosyasında yapılan keşif sırasında dinlenen bilirkişinin tanık olarak beyanı alınarak belirlenen eşya niteliklerine göre, tüm araştırmalara rağmen giyim eşyalarının niteliklerinin belirlenememesi durumunda ise davacı vekilinin 12/02/2019 tarihli dilekçesinde belirttiği giyim eşyası çeşitleri esas alınarak, giyim eşyalarının el koyma tarihindeki değeri Van Ticaret ve Sanayi Odasından sorulup gerekirse piyasa araştırması da yapılıp belirlenerek, giyim eşyalarının zayi olduğunun tespit edilmesi halinde el koyma tarihindeki toplam değerinin maddi tazminat olarak el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine, giyim eşyalarının mevcut olduğunun tespit edilmesi halinde ise giyim eşyalarının el koyma tarihindeki toplam değerinin el koyma tarihi ile dava tarihi arasındaki süreye ilişkin olarak hesaplanacak yasal faiz miktarının ayrıca faiz işletilmeden maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi ve bu olasılıklara göre davacı tarafın talep...

                  Davalı ise davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur Mahkeme, el koyma nedeniyle davalı Hazinenin sorumluluğuna gidilebilmesi için, bu konuda yasal bir düzenlemenin bulunması gerektiğini, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat hususunun 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK ile düzenlendiğini, ancak davaya konu el koyma işleminin, bu tarihten önce yapılmış olması nedeniyle 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanuna tabi olduğunu, anılan mevzuatta ise bu tür işlemlerde Hazinenin sorumluluğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Dava, BK’nın 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen, haksız eyleme dayalı tazminat davasıdır. Genel hükümler uyarınca, davacı uğradığı zararın tazminini talep edebilir, bu hususta Hazinenin sorumluluğuna ilişkin açık bir düzenlemenin varlığına gerek bulunmamaktadır....

                    çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu