WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının talebinin haksız el koyma nedeniyle mahrum kalığı kazanç kaybı ve el konulan çayların imha edilmesi nedeniyle 150.000 TL maddi tazminat olduğu, çayların 06.07.2013 tarihinde imha edildiğinin anlaşılması karşısında; davacının iade edilemeyen 1550 kg çayın imha edilmesi nedeni ile davacıya tasfiye bedeli verilip verilmediği araştırılarak, söz konusu çayların el koyma anındaki piyasa koşullarına uygun fiyatı esas alınarak ve ayrıca el konulan ürünün tasfiye edilmesi sonucu davacı tarafa ödenen tasfiye bedeli var ise tasfiye bedelinin düşülerek talep uyarınca el koyma anından itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, Hukuka aykırı olup, açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Van Bölge Adliye Mahkemesi 2....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı .... vekili Avukat ... tarafından, davalı Maliye Bakanlığı aleyhine 15/07/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yönünden reddine dair verilen 02/02/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, müşterisine satılan yakıt için taşıma yapılırken 23/07/2003 tarihinde jandarma görevlileri tarafından yakıta ve araçlara haksız olarak el konulduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir....

      Bozma üzerine yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, 5271 sayılı CMK'nın Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ilâ 144. maddelerinde tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş ise de; 1Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMK'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 6/2. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ilâ 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu kapsamda el koyma işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek, somut olayda olduğu...

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacı vekilinin 16.03.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu çaylara el konulduğunu, yapılan kovuşturma sonunda üzerine atılı suçla ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağı olan ......

          Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/69 Esas, 2015/726 Karar sayılı ceza dosyasında davacının 5607 sayılı kanuna muhalefet suçundan 56 KD 162 plakalı ticari aracına 08.12.2014 tarihinde el konulduğu, 25.06.2015 tarihinde tasfiye edildiği, yapılan yargılama sonunda beraatine ve söz konusu aracın tasfiye edilmesi nedeniyle tasfiye bedelinin sanığa verilmesine karar verildiği, kararın 22.06.2017 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş kararın davacı asile tebliğ edilmediği, elkoyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı, davacının aracına haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartları oluşmadığını, davacının 56 KD 162 plaka sayılı ticari minibüsüne haksız el koyma ve tasfiyeden dolayı davacının ticari minibüsünü kullanamadığı sabit olduğundan maddi tazminat talebinin kısmen kabulüyle; davacının gelir vergisi beyannamelerindeki gelirinin asgari ücretin altında olması sebebiyle Yargıtay örnek kararında...

            İş sayılı dosyasında yapılan keşif sırasında dinlenen bilirkişinin tanık olarak beyanı alınarak belirlenen eşya niteliklerine göre, tüm araştırmalara rağmen giyim eşyalarının niteliklerinin belirlenememesi durumunda ise davacı vekilinin 12/02/2019 tarihli dilekçesinde belirttiği giyim eşyası çeşitleri esas alınarak, giyim eşyalarının el koyma tarihindeki değeri Van Ticaret ve Sanayi Odasından sorulup gerekirse piyasa araştırması da yapılıp belirlenerek, giyim eşyalarının zayi olduğunun tespit edilmesi halinde el koyma tarihindeki toplam değerinin maddi tazminat olarak el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya ödenmesine, giyim eşyalarının mevcut olduğunun tespit edilmesi halinde ise giyim eşyalarının el koyma tarihindeki toplam değerinin el koyma tarihi ile dava tarihi arasındaki süreye ilişkin olarak hesaplanacak yasal faiz miktarının ayrıca faiz işletilmeden maddi tazminat olarak davacıya ödenmesine karar verilmesi ve bu olasılıklara göre davacı tarafın talep...

              Davalı ise davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur Mahkeme, el koyma nedeniyle davalı Hazinenin sorumluluğuna gidilebilmesi için, bu konuda yasal bir düzenlemenin bulunması gerektiğini, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat hususunun 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK ile düzenlendiğini, ancak davaya konu el koyma işleminin, bu tarihten önce yapılmış olması nedeniyle 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanuna tabi olduğunu, anılan mevzuatta ise bu tür işlemlerde Hazinenin sorumluluğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Dava, BK’nın 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen, haksız eyleme dayalı tazminat davasıdır. Genel hükümler uyarınca, davacı uğradığı zararın tazminini talep edebilir, bu hususta Hazinenin sorumluluğuna ilişkin açık bir düzenlemenin varlığına gerek bulunmamaktadır....

                çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar, tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Başkale Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/767 sayılı soruşturma dosyası kapsamında, davacının ortağına ve davacının yetkilisi olmadığı şirkete ait 3.000 kg çaylara 21.08.2013 tarihinde el koyulduğu, yapılan soruşturma sonunda davacı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, kararın 24.03.2014 tarihinde kesinleştiği, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu, Davacının 100.000,00 TL maddi tazminatın el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, 14.975,24 TL maddi tazminatın...

                    Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine el koyma nedeniyle 2.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının davacı lehine manevi tazminat takdir edilen (2) numaralı paragrafın çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu