a iadesine karar verilmiş ise de, söz konusu araçla ilgili olarak kolluk görevlileri tarafından el konulmasında, adli mercilerce el koyma işleminin onaylanmasına yönelik yargısal işlemlerde herhangi bir usule aykırılık bulunmadığı, bu araçla ilgili el koyma, alıkonulma işlemlerine dayanak teşkil eden sorumluluğun sanık Ubeydullah'a ait olduğu, bu yönüyle davacı vekili tarafından bu nedenle maliye hazinesinden tazminat talep edemeyeceği, bir başka deyişle maliye hazinesinin yapılan işlemlerde herhangi bir kusur sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından davacı vekilinin maddi tazminat talebinin yasal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince reddedilen davada, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği anlaşılmıştır. IV....
Müsteşarlığı ... ... ve Muhafaza Başmüdürlüğü aleyhine 27/01/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkili şirkete ait akaryakıta kaçak olduğu iddiasıyla el konulduğunu, ceza yargılaması sonucunda kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ve elkonulan akaryakıtın iadesine karar verildiğini ancak iadenin gerçekleşmediğini belirterek oluşan zararın tazmini isteminde bulunmuştur....
H.. aleyhine 28/02/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı temsilcisi Harun tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden; a)Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat Hüküm : Davanın Reddi Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; Olay tarihinde yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanunun 1. maddesi kapsamında davacının haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme hakkı bulunmaması nedeniyle, davanın 466 sayılı Kanunun 2/1. maddesi yerine, el koyma tarihinden sonra yürürlüğe giren ve olayda uygulanma olanağı bulunmayan 5271 sayılı CMK'nın 142/1. maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmesi sonuca etkili görülmediğinden, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, sonucu itibariyle doğru olan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 10.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar...
karşılığında ve trafik kaydına şerh konularak davacıya teslimine karar verildiği ancak davacı tarafından teminatın yatırılmadığı, 16.06.2011 tarihli kararın 30.06.2011 tarihinde kesinleşmesi üzerine ise otobüsün 2011 yılı Temmuz ayında davacıya teslim edildiği, bu itibarla dava konusu el koymanın haksız bir el koyma olarak değerlendirilemeyeceği, davacının el koyma işlemi nedeniyle uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi kaybını davalıdan talep edemeyeceği, bunun yerine davacının aracını kendisinden habersiz şekilde suçta kullanan kişilerden talep edebileceği anlaşıldığından, dava konusu el koyma işlemine karşı tazminat talebinin CMK’nın 141. maddesindeki şartların oluşmaması gerekçesiyle reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davanın CMK'nın 141. maddesindeki şartların oluşmaması nedeniyle...
KARŞI OY YAZISI Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Davacılar vekili, müvekkillerine ait araca ceza soruşturması kapsamında 22/04/2005 tarihinde haksız olarak el konulduğunu, yapılan ceza yargılaması neticesinde müvekkillerinin beraatine ve el konulan aracın iadesine karar verildiğini belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/1172 E-2012/107 K sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının ..., davalısının ... olduğu, dava dilekçesinde taşınmaza kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğu, mahkemece 100.700 TL tazminata hükmedildiği, temyiz üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2012/25718 E-2013/2011 K sayılı kararı ile eksik inceleme gerekçesiyle bozulduğu, karar düzeltme istemi üzerine aynı dairenin 2013/1115 E- 2013/16007 K sayılı kararı ile harç ve vekalet ücreti yönünden de bozulduğu, mahkeme kararının henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmıştır. Dava, düzenleme ortaklık payına isabet eden kısmın ödenip Yargıtay bozması üzerine iadesine ilişkin olup; eldeki davada mahkemece kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istemine ilişkin dava bekletici mesele yapılarak bu davanın sonucuna bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/302 esas sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanık ....hakkında dolandırıcılık suçundan davanın derdest bulunduğu, suça konu hayvanlara el konulduğu ancak el koyma kararının hakim onayına sunulmaması nedeniyle davacı vekilinin itirazı üzerine Kars 2....
Davacı vekili 21.06.2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; "müvekkilinin İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. nezdinde bulunan hesabına Şişli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma nedeniyle Şişli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/473 D.İş sayılı 02.04.2009 tarihli el koyma kararı doğrultusunda bloke konulduğunu, el koyma sonucunda müvekkilinin el koyma tarihinde sahip olduğu 200.000 "OLMKS" ve 1.586,263 "VANET" olmak üzere toplam değeri 7.988,854 TL değerinde olan hisse senetlerinin İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'...
işleminin 01.06.2005 tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu ve yapılan ceza yargılamasının sonunda davacı hakkında açılan ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği dikkate alındığında, haksız el koyma işleminin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesi yerine, elkoyma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 142/1 maddesi gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine...