Davacı, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte kendisine ödeme emrinin tebliğ edilmediği, usulsüz tebliğ edildiğini açıkça ileri sürerek bu iddia ile birlikte imzaya ve borca itirazda bulunmuş, Mahkemece davacının usulsüz tebliğe yönelik iddiası araştırılıp incelenmeksizin ve kararda usulsüz tebliğe yönelik olarak herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın süresinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Davacının usulsüz tebliğe yönelik istemi incelenmeden doğrudan davanın süre yönünden reddi kararı usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca, İİK'nın 169/a-1. ve 170/2. maddeleri uyarınca borca ve imzaya itirazın duruşmalı olarak incelenmesi gerekirken dosya üzerinde yapılan inceleme ile davanın karara bağlanması da doğru değildir....
Bu durumda, ilk derece mahkemesince davacıların kambiyo vasfına yönelik şikayetinin kabulü ile, İİK 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kambiyo vasfına yönelik şikayetin reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. İlk derece mahkemesince, davacı-borçluların usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile, ödeme emri tebliğ tarihinin 02/10/2019 olarak düzeltilmesine dair kararına yönelik davalı-alacaklı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmadığından Dairemizce bu husus değerlendirilmemiş olup, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin hüküm aynen muhafaza edilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2021 NUMARASI : 2021/797 ESAS - 2021/1276 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul 18....
Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Somut olayda; davacı borçlu T3'a ödeme emrinin 12.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğine, dava dilekçesinde bu borçlu yönünden ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayette bulunulmadığı, borca itiraz ve kambiyo senedine özgü şikayetlerin 08.11.2019 tarihinde, yasal 5 günlük süre geçtikten sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından, Mahkemenin davacı T3'ın davasının süreden reddine ilişkin kararı isabetlidir. Davalı alacaklının istinaf başvurusunun incelenmesinde: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 778/1- b maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 703/2. maddesi uyarınca; "poliçe görüldüğünde, görüldüğünden muayyen bir müddet sonra veya keşide gününden muayyen bir müddet sonra ya da muayyen bir günde ödenmek üzere keşide olunabilir....
İİK'nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun icra dairesinin yetkisiz olduğu, borçlu olmadığı, veya borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı, imzaya itirazlarını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ve alacaklının takip hakkı bulunmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/556 Esas sayılı menfi tespit davası konularından birinin takibe konu bonolar olduğu, dava dilekçesindeki açıklamalara göre takibe konu senetlerin davacı/borçlu tarafından paraf atılmak suretiyle imzalandığının kabul ve ikrar edildiği, bu ikrarın eldeki imzaya itiraz davası bakımından da bağlayıcı olduğu, bu nedenle mahkemece imzaya itirazın reddine karar verilerek, davacının borca ve faize yönelik itirazlarının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, mahkemece, menfi tespit dava dilekçesindeki beyanların borçlu aleyhine mahkeme içi ikrar kabul edilerek imzaya itirazın reddine, faize ve borca yönelik itirazlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, borçlunun istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
GEREKÇE:Bir adet unsurları tam bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte keşideci borçlu tarafından kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunularak borca ve fer'ilerine itiraz edilmiş ve zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince davanın reddine ,yasal şartları oluşmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; duruşmada imza incelemesininde yapılmasını talep ettiğini, bu beyanının duruşma zaptına yazılmadığını 11/02/2020 tarihli duruşma zaptı ve davalı vekilinin beyanları incelendiğinde imzaya ilişkin itirazlarının bulunduğunun ve bunun duruşma zaptına geçirilmediğinin açıkça anlaşıldığını beyan etmiş ise de; itiraz dilekçesinde imzaya itirazın bulunmadığı, 11/02/2020 tarihli duruşma tutanağında da davacının imzaya itiraz ettiğine dair bir beyanının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itiraz ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetin yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda borçlulara ödeme emrinin 17/07/2013 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin 22/07/2013 pazartesi günü sona erdiği halde, borçlunun süresinden sonra 26/07/2013 tarihinde icra mahkemesine müracaatla takibin iptalini talep ettiği, tebligat usulsüzlüğü yönünde bir itiraz da ileri sürmediği anlaşılmıştır. İİK 168/5 maddesi uyarınca talebin süreden reddi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru kararın onanması gerekmiştir....
İİK'nın 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar ve hak düşürücü süre niteliğinde olup re'sen gözetilir. Somut davada; davacı borçlu T1'a ödeme emrinin 25.09.2021 tarihinde; davacı-borçlu T2'e ise ödeme emrinin 16.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın ise yasal 5 günlük süreden sonra 07.11.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmakla mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesi yerinde olup, davacı T2'in istinafında isabet bulunmamaktadır....
Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesi ile borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz edilmiş, mahkemece bu yönde inceleme yapılmamış ise de, faize ve ferilere yönelik husus istinaf konusu yapılmadığından, bu hususlarda inceleme yapılmamıştır....