Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: İİK'nun 168. maddesinin birinci fıkrasına göre icra müdürü kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, takibe konu senedin kambiyo senedi olduğunu ve kendisinin gelip gelmediğini incelemek zorundadır. İİK'nun 170/a ve 168/3. maddeleri takibe konu senedin kambiyo senedi olmadığı ve alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip olmadığı yönündeki şikayetlerin 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması gerektiğini düzenlemiştir....

    İİK'nun 168/3. maddesi hükmüne göre, borçlunun, takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığına yönelik şikayetini 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Aynı Kanun'un 170/a-1 maddesi uyarınca ise borçlu, alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hakkının olmadığını aynı sürede ileri sürmelidir. Somut olayda, borçlunun mahkemeye başvuru tarihinin 12.8.2015 olduğu, mahkemece, borçlu ...'e gönderilen ödeme emri tebliğ tarihinin ise 05.8.2015 olarak düzeltildiği, buna göre de, borçlunun kambiyo hukuku bakımından yaptığı şikayetin İİK'nun 168/3. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra olduğu görülmüştür. O halde mahkemece, borçlunun kambiyo hukuku bakımından yaptığı şikayetin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      DAVA KONUSU : Kambiyo Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmasına üzerine dosya incelendi....

      Davacı ,kambiyo taahhüdünün hükümsüz olduğunu, takip konusu bononun tanzim tarihini içermediğinden kambiyo senedi vasfının olmadığını bu sebeple yalnız icra takibi nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir. Takip konusu senedin kambiyo taahhüdü geçersiz olsa dahi senet altındaki düzenleyen imzası inkar edilmediğinden senedin adi yazılı belge niteliğinde olduğu, dava tarihi itibari ile davacının davalıya borçlu olup olmadığının tetkiki gerekmektedir. Bununla birlikte davacının dava tarihi itibari ile borçlu olunmadığına dair iddiası ve bu yönde tespit talebi bulunmamaktadır. İİK. 168/2. İİK. 170/a-2 maddeleri uyarınca süresinde icra mahkemesine kambiyo takibi yapılamayacağına dair itirazda bulunulmaması halinde yalnız ... 5....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İcra dosyasının incelenmesinde; davacı aleyhine toplam 7 adet çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu davacıya tebliğ edildiği, borçlu davacınında hem usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ilk olarak 05/04/2021 tarihinde usulsüz tebliğ şikayeti ret edilmiş, davacının istinafı üzerine Bam 22. Hukuk Dairesinin 2021/3214 Esas sayılı ilamıyla istinaf kabul edilmiş, dosya yeniden yargılama yapılması amacıyla iade edilmiştir. Yeniden yapılan yargılama neticesi davacının usulsüz tebliğ şikayeti kabul edilmiş, yetki itirazı ise ret edilmiştir. Ancak davacının İİK 170/a maddesi kapsamında yaptığı davacının yetkili hamil olmadığı yönündeki itirazları incelenmemiştir. Davacı takibin İİK 170/a maddesi kapsamında alacaklının kambiyo takibinde alacaklı sıfatına sahip olmadığından bahisle iptalini istemektedir....

        Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, ancak bu kez Dairemizin bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden ve borçlunun az yukarıda belirtilen icra müdürlüğünün iptali istemine ilişkin şikayeti ilgili hiçbir inceleme yapılmadan, Dairemiz kararının aynen tekrarlanması sureti ile talebin süreden reddine karar verilmiştir.Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda borçlunun icra müdürlüğünün işlemine ilişkin şikayeti incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde "1- Davacının tebligat usulsüzlüğü şikayetinin REDDİNE, 2- Tebligat usulsüzlüğü şikayeti reddedildiğinden süresinde olmayan kambiyo vasfına yönelik şikayetin ve takibin iptali talebinin REDDİNE, 3- Şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin REDDİNE" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından; dava dilekçesindeki nedenler tekrar edilerek, mahkemece verilen red kararının usul ve yasaya uygun olmadığı, tebligatın usulsüz olduğunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, buna karşılık bu yöndeki taleplerinin reddedildiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacı şirketin hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ olduğunu, ilamlı ipotek takip yapılamayacağı gerekçeleri ipotek takibinin iptali için işbu davayı açtığını, yerel mahkeme kararının gerek usul gerekse esas açısından hukuka aykırı ve hatalı karar verdiğini, dava dilekçesindeki taleplerden farklı bir gerekçe ile takibin iptaline karar verildiğini, kamu düzenine ilişkin olmayan bu gerekçe ile re'sen takibi iptal etmesinin hukuka aykırı olduğunu, alacağı rehinle teminat altına alınan alacaklı; rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurmadan doğrudan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapmayı tercih edebileceği gibi, rehne müracaatın akabinde dilerse kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başvurabileceğini, yasanın, bu düzenlemeler ile alacaklı yana seçimlik hak sunmadığını, her iki yasal yola başvurma hakkı tanıdığını belirterek, hatalı yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini...

          GEREKÇE: Uyuşmazlık, tebligatın usulsüzlüğü şikayeti ile müvekkili aleyhine yapılan hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Adana 9.İcra Müdürlüğünün 2018/4922 esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün 50.000,00 TL bedelli çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi olduğu, ödeme emrinin davacı şirkete 14.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 28.06.2018 tarihinde davacı aleyhine taşınır haczi yapıldığı, davacı (borçlu) şirket vekilinin 02.07.2018 tarihinde taşınırların teşvik kapsamında alınan ürünlerden olduğu belirtilerek haczin kaldırılmasını talep ettiği, müdürlükçe aynı gün talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Dava dilekçesinin 04.07.2018 tarihinde mahkemeye verildiği, mahkemece haczedilmezlik şikayeti yönünden karar verildiği, ancak şikayetçinin "usulsüz tebligata dayanılarak banka hesaplarına ve taşınmazlara konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi" talebi hakkında bir karar verilmediği görülmüştür....

          Bunlardan biride kambiyo senetlerine özgü icra takibi ile alacağına ulaşmak için özel nitelikli ( ...) icra takibi başlatabilmektir. Bu hakkın kullanılabilmesi için dayanak belgenin bono sayılması için TTK da aranan nitelikleri taşıması gerekir. Bononun yasal unsurlarından biri de borçlu keşidecinin imzasını taşıması olup, somut olayda davacı keşideci adına atılı imzanın yine davacının ile ürünü olmaması nedeni ile dayanak belgenin bono olarak kabulü mümkün olmadığı için davalının kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi yapma hakkı olmadığı için, icra takibi ve dayanağı olan bono nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığı, icra takibinin dayanağı kambiyo senedi niteliğinde olmadığı için davacının davalıya kambiyo senetlerine mahsus yol ile başlatılan icra takibi nedeni ile borçlu olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığı kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜNE, Davacı borçlu ...'...

            UYAP Entegrasyonu