Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takip dosyasının yapılan incelemesinde; Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/45086 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı T3 tarafından davacı borçlu keşideci T1 da aralarında bulunduğu borçlular hakkında 30/09/2021 keşide, 01/10/2018 ibraz tarihli çeke dayalı olarak 04/10/2021 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçildiği, ödeme emrinin davacı borçluya 09/10/2021 tarihinde tebliği üzerine yasal 5 günlük sürede 13/10/2021 tarihinde davanın açıldığı görülmüştür. İİK.'nın 170/a maddesinde "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....

kesinlikle davaya konu senedin kambiyo senedi olduğuna dair bir kabullerinin olmadığını, senede karşı hem şikayet hem de borca itiraz yoluna gidilmesini yasaklayan bir yasal düzenleme bulunmadığını, bu bakımdan mahkemece şikayet yönünden davanın kabulüne karar vermesi gerekirken reddine karar vermesi hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....

İİK'nun 170/a maddesinde; "Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3. bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir. İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir..." hükmü yer almaktadır. Bu durumda, takibin iptali kararının yasal dayanağı İİK'nun 170/a maddesi olduğundan ve anılan maddede tazminat öngörülmediğinden, mahkemece, alacaklının tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    İlk derece mahkemesi tarafından; "...bilirkişi raporuna göre, senedin ödeme ve düzenlenme tarihlerinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki vade tarihinin düzenlenme tarihinden önceki bir tarihe ait olduğunun, böylelikle de senedin kambiyo niteliğinde bulunmadığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca kambiyo senedi niteliğini taşımayan bu belge ile kambiyo takibi yapılması mümkün değildir. Açıklanan sebeplerle İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmiş ve koşulları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği" şeklindeki gerekçe ile " Davacının kambiyo hukuku bakımından şikayetinin KABULÜ İLE; Tosya İcra Müdürlüğünün 2021/70 E sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin davacı yönünden DURDURULMASINA, Davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına " karar verilmiştir....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 168 inci maddenin 3. fıkrası mucibince yapılmayan şikayetlerde icra mahkemesinin resen inceleme ve değerlendirme yapamayacağını, gerekçeli kararda 170/a-2. maddeye dayanarak resen karar verildiğini, dava konusu çekin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı gerekçesine dayanılarak 168/3. madde kapsamında yapılan bir şikayet söz konusu olmadığını, davacının 169. madde kapsamında borca itiraz etmediğini, davacı tarafından 168/3 kapsamında 5 günlük şikayet süresine de uyulmak suretiyle yapılmış bir şikayet olmadığından, İİK'nın 170/a-2. maddesinin resen uygulanmasının mümkün olmadığını, davacı borca itiraz ettiğine göre İlk Derece Mahkemesi İİK m. 169/a-1 uyarınca borcun ödenip ödenmediğininin araştırması gerektiğini, bunun haricinde dava dilekçesinde iddia edilmeyen hususlarda resen araştırma yapmasının mümkün olmadığını, davacının 168/3. madde kapsamında çekin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ilişkin bir iddiada bulunmadığına göre, 170/a-2 uyarınca...

    Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK'nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HMK'nun 209. maddesi uygulanamaz. İmza itirazı, İİK'nun 170/1. maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK m. 170/2)....

      İİK'nun 170/a maddesine göre; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Mahkemece, takibe konu senette düzenlenme yerinin bulunmadığı, dolayısıyla senedin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı gerekçesiyle İİK'nun 170/a. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle takibin iptali doğru değil ise de, sonuçta takibin iptaline karar verildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

        İcra mahkemeleri şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkemelerdir. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 22.12.2015 tarih ve 8107 numaralı raporunda; inceleme konusu belgede evvelce imza ve isim yazısı mevcut iken bilgisayar ve ekipmanları vasıtasıyla içerik yazılarının aktarılarak mevcut halinin elde edildiği sonucuna varılmış ise de raporda bu sonuca hangi nedenlerle ulaşıldığı Yargıtay denetimine elverişli şekilde ortaya konulamamıştır. Borçlunun genel mahkemelerde sahtelik davası açma hakkı saklıdır. O halde mahkemece, istemin reddine karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Kambiyo hukukuna ilişkin şikayet yönünden istinaf talebinin incelenmesinde; Davacı borçluların mahkemeye başvurusunda borcun ödediğini bildirdikleri, bu beyanın borcun kabulü niteliğinde olduğu, borçlu tarafından borcun ödediği ileri sürülerek borç kabul edildiğine göre İİK.'nın 170/a maddesine göre takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olmadığından bahisle takibin iptali isteminde bulunulamayacağı, mahkemece bu gerekçe ile kambiyo hukukuna ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekir iken takip dayanağı senette tanzim edenin ad ve soyadının yanında tanzim yerinin yazılı olduğu gerekçesi ile kambiyo vasfı yönünden inceleme yapılarak bu hususa ilişkin şikayetin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır....

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İlamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu şirket vekiline tebligat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçlu şirketin yetkililerine değil de borçlu şirket vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşılmakla, Şikayet hakkının düşürülmesine, eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçiler vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 27/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu