Zamanında ibraz edilmiş olan çekin ödenmemiş olduğu ve ödememe hâli; a) Resmî bir belge, “protesto” ile, b) Muhatap tarafından, ibraz günü de gösterilmek suretiyle, çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla, c) Bir takas odasının, çek zamanında teslim edildiği hâlde ödenmediğini tespit eden tarihli bir beyanıyla, sabit bulunduğu takdirde hamil; cirantalar, düzenleyen ve diğer çek borçlularına karşı başvurma haklarını kullanabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Borçlunun Kambiyo Hukuku Bakımından Şikayeti” başlıklı 170/a-2 maddesinde ise; “İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.” hükmü bulunmaktadır....
İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Takibe konu senedin düzenlenme tarihine göre uygulanması gereken 6762 sayılı T.T.K.’nun 688/6. maddesi gereğince, senette tanzim yerinin yazılı olması gereklidir....
Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-...). İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
İİK'nun 170/a-2 maddesinde "İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda; davacı şirketin, dayanak çekin keşide tarihinde (15/012019 tarihinde) çift imza ile temsil edildiği alacaklının da kabulündedir. Alacaklı banka vekili, cevap ve istinaf dilekçelerinde, çekin ileri tarihli düzenlendiğini iddia etmiş ise de, çekin ileri tarihli düzenlendiği iddiasının borçlunun imzasını taşıyan yazılı belge ile kanıtlanması gerekir....
de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak ve cezai sonuç doğurması yönünde şikayet olunan asıl borçluya icra emri tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında ,sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “.......
İİK'nun 170/a maddesi uyarınca; "İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir." 6102 Sayılı TTK’nun 776/1-f maddesi uyarınca; senette düzenlenme yerinin ve tarihinin yazılı olması gereklidir. Aynı Kanunun 777/4. maddesinde ise; düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, icra takibine konu edilen senet fotokopisinin incelenmesinde; düzenlenme yeri yazılı bulunmadığı gibi, düzenleyenin adının yanında herhangi bir idari birim de yazılı olmadığından, senedin kambiyo vasfı bulunmayıp, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamaz....
İnşaatın bitimine kadar ödenecektir" şeklinde kaydın senedin bono vasfını etkileyip etkilemeyeceği, burada varılan sonuca göre bu belgeye dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. I- Şikâyetçinin şikâyet olunan ...'a yönelik temyiz itirazları bakımından: Şikâyet kural olarak icra müdürünün bir işleminin icra mahkemesince iptali amacını taşırsa da şikayetin karşı tarafı icra müdürü değildir. İstisnaları bir kenara bırakılacak olursa şikâyetin bir hasma yöneltilmesi gerekmez fakat şikâyet sonucunda hukuki durumu etkilenecek kimsenin savunma ve hukuki dinlenilme haklarına riayet edilmesi ve ileri süreceği def'i ve itirazların değerlendirilmesi gerekir. İcra takip dosyasında alacaklı ya da borçlu tarafta bulunmayan kimsenin şikayet yargılamasında taraf olması da mümkün değildir. Somut olayda kambiyo senedinin hamili ... takip alacaklısı, keşideci ... ise takip borçlusudur. Lehdar ...'...
Bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebileceği, icra mahkemesinde müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan senedin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alınarak bu fasla göre takibi iptal edebileceği belirtilmiş olup, öncelikle davanın süresinde açılmış olması gerektiği, davacının şikayet konularının süreye bağlı olup, süresiz şikayet nedeni olmadığı, borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin 03.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davanın ise 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 11.05.2022 tarihinde açıldığı anlaşılmakla mahkemece davanın süre yönünden reddine vermiş olduğu karar; usul ve yasaya uygun olduğundan; davacı - borçlunun istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur HÜKÜM:Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere : 1-...
İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunduğu hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz." denilmektedir. Olayımızda; davacı-borçlu tarafından borç kabul edilerek, ödendiği iddia edilmiş olmakla, artık İİK'nun 170/a-son maddesi kapsamında takip dayanağı belgenin kambiyo vasfına haiz olup olmadığı hususu incelenemeyeceğinden HMK 353/1a/6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, davacının borca itirazının incelenmesi yönünden dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
İİK'nın 168/5 maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde yetkiye ve imzaya itiraz ile borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetinin, yasal 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir. Somut olayda, dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüzlüğü iddia edilerek öğrenme tarihi 11/04/2019 olarak bildirilmiştir. Mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmiş ve bu şikayete ilişkin karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı tarafından bildirilen öğrenme tarihine göre dava 5 günlük yasal süre geçtikten sonra 18/04/2019 tarihinde açılması nedeniyle yetkiye ve imzaya itiraz ile borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasa ilişkin nedenlerle karar verilmesi yerinde görülmemiştir....