İcra Hukukunda öncelikle takip hukuku ilkeleri uygulanmakta olup HMK da düzenlenen hususlar takip hukukunda buna ilişkin bir düzenleme bulunmaması ve takip hukuku ilkelerine uygun düştüğü müddetçe uygulanır. İcra mahkemesinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte imzaya ve borca itiraz üzerine icra mahkemesince verilen geçici olarak takibin durdurulmasına ilişkin tedbir kararı (İİK md 170/2) itirazın reddi üzerine kendiliğinden kalkar.(İİK md 170/3) İcra Müdürlüklerinin verdikleri kararlardan kendiliklerinden dönerek yeni bir karar vermeleri kural olarak mümkün değildir. (HGK’nun 2007/12- 601 E. 2007/695 K. Sayılı ve 03.10.2007 tarihli kararı) Fakat icra dairesi, yapmış olduğu işlemin sonradan yanlış olduğu kanısına varırsa, şikayet süresi içinde yapmış olduğu işlemi değiştirebilir veya iptal edebilir.(Prof. Dr....
TTK.nun 636. maddesi hükmü gereğince kambiyo senetlerinde müteselsil borçluluk esası olduğundan, bu tür senetlerde imzası olan herkes, hamile karşı müteselsilen sorumludur. Bu açıklamalar doğrultusunda Türk Ticaret Kanunu'nda özel hükümler olması nedeniyle kambiyo senetlerinde BK'nun kefalete ilişkin hükümleri uygulanamaz. Öte yandan İİK.nun 168/5.maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus takipte, borçlu olmadığı veya ödendiğine veya mehil verildiğine veya alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetkiye yönelik itirazın ve İİK.nun 170/a.maddesi gereğince ise, alacaklının, kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığına yönelik şikayetin, ödeme emrinin tebliğ edilmesinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine sunulması zorunludur. Somut olayda, şikayet eden önce asıl borçluya başvurulmadığını beyan ederek, kendisi yönünden alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığını iddia etmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine karşı borçlunun örnek 10 numaralı ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; alacaklı tarafından seçilen takibin şekline göre uygulanması gereken İİK.'nun 168. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın ve kambiyo hukuku bakımından şikayetin ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İlamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağı, somut olayda ise şikayete konu icra takip dosyasında icra emrinin borçlu şirket yetkilisi yerine vekili Av. ...’a tebliğe çıkarıldığı, borçlu şirkete yapılmış usulüne uygun bir icra emri tebligatı bulunmadığının anlaşılması karşısında, suçun unsurları oluşmadığından sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin şikayet hakkının düşürülmesine yönelik temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı...
-TL asıl alacak ve ferilerini içerir 19.12.2019 tarihli birinci takip talebini ayırarak, işbu takip talebinde yer alan alacak yönünden şikayetin reddine karar vermesi hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle, işbu ödeme emrinin ikinci kez tebliği ile müvekkiline yeni bir şikayet/itiraz hakkı tanınmış olup, süresinde şikayet/itiraz yoluna gitmeleri neticesinde, İlk Derece Mahkemesince, takibe dayanak senedin kambiyo vasfında olmadığı hususu ile alacaklının kambiyo hukuku gereğince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alınmak suretiyle müvekkili hakkındaki icra takibinin, hem 19.12.2019 tarihli takip talebinde belirtilen 100.000,00.-TL miktarlı asıl alacak ve ferilerini hem de 14.09.2020 tarihli ikinci takip talebinde belirtilen 200.000,00....
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nın 168/3- 4- 5. madde ve fıkraları gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece; HMK'nın 297. maddesi uyarınca öncelikle davacının ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti bakımından değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü halinde ise kambiyo takibine yönelik borca, faize ve fer'ilerine itirazın da yasal 5 günlük süresinde olduğunun anlaşılması durumunda bu itirazların esasının incelenmesi gerekirken, davacının usulsüz tebliğ şikayeti bakımından hiçbir değerlendirme yapılmadan, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden doğduran borca itiraz bakımından karar verilmesi yerinde olmamıştır....
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki "kambiyo ilişkisi" ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır....
İİK'nın 170/a-2. maddesi gereğince; icra mahkemesi, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde öncelikle takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re'sen inceleyerek takibin iptaline karar verebilir....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, İlamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu vekiline tebliğat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasından “ .... şikayet hakkının ve davanın düşmesine” ifadesi çıkartılarak, hüküm fıkrasına “....sanıkların beraatine” ifadesi...
Borçlunun senetlerin lehdar hanesinde tahrifat olduğuna ilişkin şikayeti, İİK.nun 170/a.maddesine dayalı, dayanak senedin kambiyo vasfını taşımadığına ve alacaklının, kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunmadığına yönelik bir şikayet olup, senetlerin lehtar bölümünde üzeri çizilmiş olan kısımda “...” adının yazılı olduğu bu durumda keşideci borçlunun adının da aynı olması nedeniyle söz konusu bonolarda alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği görülmektedir. TTK.nun 690. maddesi, aynı kanunun 585. maddesine atıf yapmadığından, bir kimse poliçelerde olduğu gibi kendi emrine bono tanzim edemez. Diğer bir anlatımla bonoyu tanzim eden, kendisini lehtar göstererek bono düzenleyemez. Bu hususun ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen nazara alınması gerekmektedir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....