İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ; Mahkemesince; tebligat usulsüzlüğü şikayetinin reddine, kambiyo hukuku bakımından şikayetin İİK 170/a gereğince reddine, İİK 170/a tazminat öngörmediğinden tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Bir diğer söyleyişle takibe konu senet şeklen kambiyo senedi vasfında olup ödenip ödenmeyeceği bir başka belge ile değerlendirilecekse bu iddia borca itirazdır. Ancak takibe konu senet metninde, ön veya arka yüzünde açıkça senedin teminat senedi olduğu belirtilmişse bu senet kayıtsız şartsız borç ikrarı unsurunu taşımadığı için kambiyo senedi vasfında olmayacağından bu şekildeki bir teminat senedi iddiası ise kambiyo hukuku bakımından şikayet niteliğindedir. Somut olayda, takip dayanağı senedin arka yüzünde;"26/10/2020 tarihli feragatname ve devir sözleşmesine istinaden düzenlenmiştir. Başka amaçla kullanılamaz" ibaresinin yer aldığı, bu haliyle senedin, kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermediği görülmüştür. Bu aşamada senet arka yüzündeki bu ibare karşısında senedin teminat senedi olduğuna dair başkaca bir belgeye gerek yoktur....
Davacı, bonoya dayalı kambiyo takibinde ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği, takip dayanağı senedin icra kasasına alınmadığı iddiasıyla ödeme emrinin iptali ve tebliğ tarihinin düzeltilmesi isteminin yanısıra, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu ve sonradan doldurulduğu iddiasına dayalı borca itirazlarını ileri sürmüştür. İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır....
A- Taraf Sıfatına İlişkin İstinaf Sebebi Yönünden İnceleme: Davalı (alacaklı) vekili istinaf dilekçesinde, memurun hatalı işlem icrasında müvekkilinin kusuru olmadığından şikayet davasında müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını ve davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş ise de, Şikayet, bir dava türü olmayıp, icra ve iflas dairelerinin hukuka aykırı olan işlemlerinin iptali veya düzeltilmesini sağlamak için kabul edilmiş bir hukuki yoldur. Şikayette şikayet eden ve şikayet edilen olmak üzere iki taraf bulunmakta olup, şikayet eden; bir icra işleminden zarar gören ilgilidir. Şikayet edilen ise doktrin ve uygulamaya göre şikayet konusu işlem lehine olan kimsedir. Şikayetin konusu da icra ve iflas dairelerinin yapmış oldukları işlemlerdir. Somut olayda, şikayetin konusu, örnek 10 ödeme emrinin iptali talebi olduğundan lehine örnek 10 ödeme emri düzenlenen alacaklının şikayet edilen (davalı) olarak şikayette taraf sıfatı bulunmaktadır....
; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; takibe dayanak yapılan belgenin bono vasfına haiz olmadığını, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu olamayacağı yönündeki yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, icra takibine konu senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığından kambiyo senetlerine mahsus haciz yol ile icra takibine konu edilemeyeceğine dair İİK'nun 170/a maddesine dayalı şikayet niteliğindedir....
170/a-2. maddesine göre, icra mahkemesinin süresinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulüne uygun olarak kendisine intikal eden işlerde takibin dayanağı olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasıla göre yapılan takibi iptal edebilir....
İİK'nun 170/a-2.maddesi gereğince “ İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.” TTK’ nun 688/6. maddesinde bonoda tanzim yerinin yazılı olması gerektiği, aynı kanunun 689/son maddesinde ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun tanzim edenin adı ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazımı yeterli olup ayrıca adres gösterilmesi zorunlu bulunmamaktadır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İlamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazılı borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak,şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline icra emri tebligatının ,cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun, İİK'nun 168. maddesinde belirtilen yasal beş günlük sürede, borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....