Mevkiinde bulunan davalı adına tapuda kayıtlı 3403 nolu parselin,bölgede 2007 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu çalışmaları sırasında 81 nolu orman kadastro komisyonu tarafından orman kadastrosu sınırları içerisinde bırakıldığını belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi gereği 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu 28.02.2008 ‘de ilan edilerek 28.08.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Arazi kadastrosu çalışmaları ise 1958 yılında yapılmış ve dava konusu parsel itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/11/2019 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kesinleşen Uygulama Kadastrosu Tespitine İtiraz KARAR : Bodrum 3....
Yenileme tutanağını inceleyen komisyon 1483 ada 13 nolu parselin paftasının eski pafta esas alınmak suretiyle yenilendiğini, yenileme kadastrosu ile tesis kadastrosu arasındaki (+ 1.91 metrekarelik) farkın ölçüm hatasından ileri geldiği belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek, öncelikle denetime veri teşkil edecek eski tarihli hava fotoğrafları, uydu fotoğrafları, ortofoto, tesis kadastrosu haritası, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgelerin toplanması, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve harita mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılması; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerlerinin fen bilirkişisine işaretlettirilmesi...
Şöyle ki; bölgede tesis kadastrosu fotogrametrik usulde yapılmasından dolayı ölçü krokisi bulunmamakta olup, fen bilirkişilerince hazırlanan raporda 1973 tarihli hava fotoğrafında yapılan incelemede sınırların belirgin olduğu ve 2012 yılına ait ortofotoda ki sınırların uygulama kadastrosu ile belirlenen sınırlarla uyumlu olduğu bildirilmiştir. Ne var ki; bilirkişi raporuna ekli hava fotoğrafından, tesis kadastrosu tarihi itibariyle çekişmeli taşınmazlar arasında sabit sınır olarak kabul edilebilecek duvar veya çit gibi doğal veya yapay sınırların bulunmadığı ve ayrıca tesis kadastrosu paftası ile uygulama kadastro paftasının çakıştırılması suretiyle düzenlenen haritada, ada bazında da bir kayma olmadığı, bir kısım komşu taşınmazların kendi aralarındaki tesis sınırı ile uygulama sınırının birbiriyle çakıştığı anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; kesinleşen uygulama kadastrosu tespitine itiraz davasıdır. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu İzmir ili, Kemalpaşa ilçesi, Gökçeyurt Mahallesinde 1971 yılında takeometrik ölçü yöntemi ile yapılan ilk tesis kadastrosu; 2015 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama (yenileme) kadastrosu bulunmaktadır....
sınırları ile uygulama kadastrosu sınırlarının net olarak gösterilmediği, ortofoto uygulamasını içermeyen, tesis kadastrosu sınırları ile uygulama kadastrosu sınırlarının çakıştırıldığı krokide sayısal koordinatları göstermeyen, buna rağmen uygulama kadastrosu ile belirlenen taşınmaz sınırlarının, hava fotoğraflarındaki sınır görüntülerine uygun olduğu, bu kapsamda uygulama kadastrosu sınırlarında hata olmadığı yönünde açıklamalar içeren, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesine ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre somut uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamaktan uzak olan bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmesinde isabet bulunmamıştır....
Uygulama kadastrosu yapılırken Öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekle, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir....
hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliği'nin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümü ile 20.11.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliği'nin "Teknik İşler" başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına...
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın daha sonra arazi kadastrosu yoluyla oluşturulan tapu kaydının iptal ve orman niteliğiyle tesciline ilişkindir. -2- 2009/5400-7735 Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında ilk tahditin aplikasyonu ve ... ... Vakfının tapulu taşınmazları yönünden ... Genel Müdürlüğünün itirazı üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanın hakem sıfatıyla verdiği karar ile tahditi iptal edilen yerler hakkında yapılan ormanların kadastrosu çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, bu işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen 7 Numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri de 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir....