"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan, dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi süresinde duruşmalı olarak istenmiştir. Yargıtay duruşması için gerekli tebligat giderlerinin ödenmemesi nedeniyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece " yapılan keşifte mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının dava konusu taşınmazlara ilişkin sınırları bilmediklerini beyan ettikleri, sınır gösterimi yapan tanıkların ise beyanlarının bizzat kendi görgülerine dayalı olmadığı, bilgilerin taraflardan duyumlarına dayalı olduğu, zeminde iki taşınmazın sınırlarını belirleyici somut ve ayırıcı işaret bulunmadığı, kadastro tespitinde sınırların rızai taksimde belirlenen sınırlar olarak tespit edildiğini sınırlarda herhangi bir yanlışlık olmadığının, sınıra ilişkin bir kısım tanığın ise kadastro tespitinden önce tarafların kendi aralarında bir anlaşma yaptığı ve bu anlaşmaya istinaden bir süre taraflarca kullanıma itirazsız devam edildiğini beyan ettikleri, kadastro tespitine kadar anlaşma gereği oluşan sınıra riayet edilip kadastro tespitinden sonra tarafların anlaşmazlığa düşüp sınır hususunda ihtilafa düştüğü hususunda kanaat oluştuğu, kadastro tespit çalışmalarında taraflarca kendi aralarında yapılan...
Kadastro Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, beyanlar hanesinde gösterilen kullanıcı durumunu belirtir şerhlere yönelik açılan davanın kabulüne, çekişmeli 148 ada 124, 128, 135, 165, 168, 182, 183, 179 parsel, 149 ada 20, 24, 33, 40, 62, 79, 85, 88 ve 91 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti gibi davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tutanağın beyanlar hanesinde bulunan şerhin iptaline, “3303 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesi gereğince idarenin ve ruhsat sahiplerinin maden arama ve işletme faaliyetlerine müdahale edilemez ve bundan doğacak zararlarda mülkiyet hakkına dayanılarak bir hak ve tazminat iddiasında bulunamaz”, “14.11.1999 tarihinden evvel olmak üzere bu taşınmaz toplam 7 hisse itibariyle; ... ve müştereklerinin kullanımındadır” şerhlerinin konulmasına, çekişmeli 148 ada 121, 125, 159 ve 149 ada 31, 57, 64, 72 ve 74 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti gibi davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, tutanağın beyanlar...
Yine aynı yasanın 19/Il. maddesine göre, taşınmaz mal üzerinde paydaşlardan birisine veya üçüncü kişiye ait muhtesat var ise bu hususta beyanlar sütununa yazılır. 41. madde uyarınca yapılan düzeltmelerde beyanlar sütununda gösterilecek bir diğer husustur. 21 Mart 1995 tarihli Tapulama ve Kadastro Paftalarının Yenileme Yönetmeliğin 11. maddesine göre yenilemeye tabi olacak taşınmazların beyanlar sütununa yenilemeye tabi olduğu yazılır. Yenileme işlemleri yapıldıktan sonra askı ilanı süresinde kadastro mahkemesine dava açıldığında da beyanlar sütununa yenileme sebebiyle dayalı olduğu belirtilir. 3194 sayılı İmar Kanununun 11. maddesi uyarınca umumi hizmetlere ayrılan, 18. maddesine göre imar düzenlemesine alınan, imar planına göre tescile tabi olan, imar sebebiyle sayfası kapatılan ve malik hanesi açık olan taşınmazların anılan nitelikleri beyanlar hanesinde gösterilir. Oluşan imar parselleri üzerine kadastro parselinde bulunana beyanlar da aktarılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitinin beyanlar hanesinde gösterilen muhdesat ve zilyetlik şerhine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 06/07/2010 tarihli dava dilekçesiyle ... İlçesi ... Köyünde 6831 Sayılı Orman Yasasının ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, Hazine adına tespit edilen ... Köyü 138 ada 3 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesinde gösterilen fındık ağaçları ve tek katlı ahşap ev ile deponun kendisine ait olduğu iddiasıyla, davaya konu .... Köyü 138 ada 3 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki muhdesat şerhinin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve ... İlçesi ......
Mahkemece, davalının, davayı kabul beyanına değer verilerek beyanlar hanesinde davacıların fiili kullanımında olduğu belirtilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhtesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, çekişmeli taşınmazın davalı ...'ın kullanımında olduğu taşınmazın beyanlar hanesine yazılmıştır. Davacılar, çekişmeli taşınmazın kullanım durumunun yanlış tespit edildiği iddiasına dayanarak dava açmışlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki beyanlar hanesindeki muhdesat ve zilyetlik şerhinin gösterilmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 29/06/2010 tarihli dava dilekçesiyle ... İlçesi ... Köyünde 6831 Sayılı Orman Yasasının ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, Hazine adına tespit edilen ... Köyü 148 ada 25 parsel numaralı, 9473,00 m2 yüzölçümlü taşınmaz üzerinde kendisine ait fındık ağaçları bulunmasına ve taşınmazın kendi kullanımında olmasına rağmen, kullanım durumu ve muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmediği gerekçesiyle tutanağın beyanlar hanesinde kullanım durumu ve muhdesat şerhinin gösterilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne ve ... İlçesi, ......
Dosya kapsamında, dava konusu taşınmazın eski yıllarda ve kadastro tespit günü itibariyle, zemininin ekonomik amaca uygun tarım arazisi veya köy yerleşik alanına bitişik olması nedeniyle, tarımsal ziraate de konu edilen ev ve bahçesi olarak kullanıldığına, bu kapsamda davacı lehine 3402 sayılı yasanın 14. ve 17. maddelerinde aranan imar ihya ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğuna dair yeterli delil bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddi ile, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesinde gösterilen şerh ile birlikte kadastro tespiti gibi davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde, davalı lehine gösterilen muhtesat şerhinin iptali istemi ile davalı Hazine tarafından açılmış bir dava veya bu konuda Hazine'nin dosyaya bir müdahale talebi de bulunmamaktadır....
Mahkemece, davanın kabulüne ve ... İlçesi, ... Köyü, 109 ada 17 nolu parselin Kadastro Tespit tutanağının beyanlar hanesinin kullanıcı kısmının iptali ile, beyanlar hanesine "Bu parsel ve üzerinde bulunan fındık ağaçları ... oğlu ...'in kullanımında olup halen kendisine aittir" şeklinde şerh düşülmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasaya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, tutanağın beyanlar hanesinde gösterilen muhdesat ve zilyetlik şerhine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır ve çekişmeli taşınmaz Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılmıştır Ancak, bu işlemlerin hangi tarihlerde yapıldığı dosya kapsamından anlaşılamamıştır....
Görülüyor ki, 3402 Sayılı Kadastro Kanunun 19/II. maddesine dayanılarak taşınmaz mal üzerinde muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada istenebilir. Değişik bir anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak, genel mahkemelerde açılan davada, Kadastro Kanununun 19/II. maddesine sığınılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi dava edilemez. Muhdesat tespitinin tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasına ilişkin istemin kabulü de açıklanan nedenlerle doğru değildir. Karar bütün bu nedenlerle bozulmalıdır....