DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Kadastro sonucu Rize ili, Merkez ilçesi, Ekmekçiler Mahallesi çalışma alanında bulunan 1332 ada 7 parsel sayılı 16.794,93 metrekare yüzölçümlü ve 1334 ada 1 parsel sayılı 8.420,07 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle taraflar adına müştereken tespit ve tescil edilmiştir. I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro sonucu oluşan tapu kaydının kadastro öncesi nedene dayalı iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 16.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 16.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 17.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.10.2020 tarihli ve 2020/19 E., 2020/171 K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan Dairenin 21.12.2022 tarihli ve 2021/5399 Esas-2022/8369 Karar sayılı kararının düzeltilmesi, süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar ve özellikle davalı ... yönünden kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açıldığı, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılmadığı da gözetilerek, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi gereğince uygulanması gereken HUMK'un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymadığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin REDDİNE, Davacıdan HUMK'un 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 1.470,00 TL para cezası alınmasına, karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 20.06.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Kadastro sonucunda Kayseri ili, ....ilçesi, .... köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 138 parsel sayılı 3.571.973,19 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına hali arazi vasfıyla tespit ve 13.05.1997 tarihinde tescil edilmiş; taşınmaz 2012 yılında Mera Komisyon Kararı uyarınca mera olarak sınırlandırılmış ve taşınmazın 2017 yılında ifrazıyla 210 ada 143, 144 ve 145 parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur. Dava; 22.03.2021 tarihinde açılmış olan, kadastro tespiti öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 3.2....
Öncesi itibarı ile orman olan ve bu niteliği gereği yapılan orman kadastro çalışmasında orman kadastro sınırları içinde gösterilen yerlerin zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi 4785 sayılı Yasa ile tüm ormanlar devletleştirilmiş olup, bu yasa gereğince eski tapu kayıtlarının da hukuki değeri kalmamıştır....
nin ise kadastro kesinleşme tarihinden sonra 06.08.2008 tarihinde vefat ettiğini bu nedenle kadastro sonrası hukuki sebep doğduğunu, davacının annesi ...'nin vefatı ile hak sahibi olduğunu ancak bu hususun hem İlk Derece Mahkemesince hem de istinaf incelemesinde araştırılmadığını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun "Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre:" başlıklı 12. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." Düzenlemesi mevcuttur. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro öncesi düzenlenen 09.06.2005 günlü sözleşme koşullarının yerine getirilmediği iddiasına ve kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacının 29/08/1988 tarihli satış senedi sonucu zilyetliği sürdürdüğünü iddia etmekle kadastro öncesi zilyetliğe dayanmış olduğu, ancak kadastro tespitinin 19/04/1991 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın 09/08/2021 tarihinde açıldığı, bu haliyle kadastro öncesi nedenlere dayanarak açılan davanın dinlenebilmesi için Kadastro Kanunu'nun 12/3.maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından; kadastro öncesi nedene dayalı olarak davanın dinlenme imkanı bulunmamaktadır. Öte yandan davacı aynı zamanda taşınmazı 29/08/1988 tarihinden beri kendisinin kullandığını iddia etmekle kadastro sonrası zilyetliğe de dayanmıştır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği durumlarda tapulu taşınmazın da olağanüstü zamanaşımı yoluyla ve zilyetlikle kazanılması mümkündür. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de 4721 sayılı TMK'nın 713/2 maddesindeki düzenlemedir....
-KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığı ve de zilyetliğinin devri ile mülkiyetinin geçeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakanının dava konusu taşınmazları tapu kaydı üzerinden 1973 yılında kayden temlik ettiği, aynı yıl içerisinde öldüğü, kadastro tespitlerinin ise 1975 ve 1976 yıllarında yapılarak 1977 yılında kesinleştiği görülmektedir. Bilindiği üzere, muris muvazaası nedeniyle dava açma hakkı murisin ölümü ile ortaya çıkar. Somut olayda, muris kadastro tespitinden önce öldüğünden, davada kadastro öncesi nedene dayanıldığı açıktır. Kadastro tespitleri 1977 yılında kesinleştiğine; eldeki dava da 2011 yılında açıldığına göre, olayda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin esasa yönelik, davalı ... ve ... vekilinin esasa ve vekalet ücretine yönelik yaptığı istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, davanın kabulüne, davalı ... yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiş olup, karar yasal süre içerisinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir....