Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncesi itibarı ile orman olan ve bu niteliği gereği yapılan orman kadastro çalışmasında orman kadastro sınırları içinde gösterilen yerlerin zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi 4785 sayılı Yasa ile tüm ormanlar devletleştirilmiş olup, bu yasa gereğince eski tapu kayıtlarının da hukuki değeri kalmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro öncesi düzenlenen 09.06.2005 günlü sözleşme koşullarının yerine getirilmediği iddiasına ve kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacının 29/08/1988 tarihli satış senedi sonucu zilyetliği sürdürdüğünü iddia etmekle kadastro öncesi zilyetliğe dayanmış olduğu, ancak kadastro tespitinin 19/04/1991 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın 09/08/2021 tarihinde açıldığı, bu haliyle kadastro öncesi nedenlere dayanarak açılan davanın dinlenebilmesi için Kadastro Kanunu'nun 12/3.maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından; kadastro öncesi nedene dayalı olarak davanın dinlenme imkanı bulunmamaktadır. Öte yandan davacı aynı zamanda taşınmazı 29/08/1988 tarihinden beri kendisinin kullandığını iddia etmekle kadastro sonrası zilyetliğe de dayanmıştır. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılması mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği durumlarda tapulu taşınmazın da olağanüstü zamanaşımı yoluyla ve zilyetlikle kazanılması mümkündür. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de 4721 sayılı TMK'nın 713/2 maddesindeki düzenlemedir....

      -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığı ve de zilyetliğinin devri ile mülkiyetinin geçeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının miras bırakanının dava konusu taşınmazları tapu kaydı üzerinden 1973 yılında kayden temlik ettiği, aynı yıl içerisinde öldüğü, kadastro tespitlerinin ise 1975 ve 1976 yıllarında yapılarak 1977 yılında kesinleştiği görülmektedir. Bilindiği üzere, muris muvazaası nedeniyle dava açma hakkı murisin ölümü ile ortaya çıkar. Somut olayda, muris kadastro tespitinden önce öldüğünden, davada kadastro öncesi nedene dayanıldığı açıktır. Kadastro tespitleri 1977 yılında kesinleştiğine; eldeki dava da 2011 yılında açıldığına göre, olayda 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 14/01/2019 tarihli 2018/515 Esas, 2019/56 Karar sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF 1. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2. İstinaf Nedenleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin davanın niteliğinin belirlenmesi hususunda yanılgıya düştüğü, eldeki davanın yolsuz tescil iddiasına dayalı olarak açıldığı ve kadastro öncesi nedene dayanmadığı, Yerel Mahkemece keşif yapılmadan, eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, dosyaya sundukları tapu kayıtlarının zemine uygulanması suretiyle ayrıntılı inceleme yapılarak sonuca gidilmediğini belirterek, kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. 3....

          HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin esasa yönelik, davalı ... ve ... vekilinin esasa ve vekalet ücretine yönelik yaptığı istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, davanın kabulüne, davalı ... yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiş olup, karar yasal süre içerisinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü; Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince; davada kadastro öncesi nedene dayanıldığından ve dava tarihi itibarıyla Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü süre geçirilmiş olduğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Temyiz Nedenleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 3.2....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğe dayalı K A R A R Davacı dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazı 40 yılı aşkın süredir zilyetliğinde bulunduğunu açıklayarak kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğuna, Mahkemece kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali talebi değerlendirilerek davanın reddine karar verildiğine ve davacı tarafından red kararı temyiz edildiğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar süresi içinde davacı ... mirasçısı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı, ..... köyünde bulunan çekişmeli 179 ada 10, 198 ada 15, 204 ada 1, 11, 15, 207 ada 15, 209 ada 5, 14, 42, 213 ada 84, 109 parsel sayılı taşınmazların tarafların müşterek murisinden intikal etmesine rağmen, kadastro sırasında murisin ilk eşi adına tespit gördüğünü belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile müşterek muris ...’nın mirasçıları adına tescilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı ... mirasçısı ... dava konusu taşınmazların ...’dan intikal ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. III....

                  Taşınmazlara ilişkin kadastro tespiti itiraz edilmeyerek 25.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Dava ise 25.11.2021 tarihinde açılmıştır. Kadastro Kanunu'nun "Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre" başlıklı 12. Maddesi; "...Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz..." hükmünü havi olup kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden sonra 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra artık bu nedene dayalı olarak dava açılamayacaktır. Hak düşürücü süre, mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu