Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

8622,21 m2'lik kısmın kadastro tespitinin iptali ile bu kısmın orman vasfıyla Hazine adına, geriye kalan kısmı olan (B) harfi ile gösterilen 27009,50 m2'lik kısmın da kadastro tespitinin iptali ile bu kısmın ham toprak vasfıyla aslî müdahil Hazine adına tespit ve tesciline, 105 ada 13 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan (A) harfi ile gösterilen 36284,05 m2'lik kısmın kadastro tespitinin iptali ile bu kısmın orman vasfı ile Hazine adına, geriye kalan kısmı olan (B) harfi ile gösterilen 37334,77 m2'lik kısmın ise bağ vasfıyla tespit maliki olan dahili davalılar Fatima Altün, ..., ..., ... adlarına 1/4 hisse ile tespit gibi tesciline, 106 ada 9 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan (A) harfi ile gösterilen 20119,95m2'lik kısmın kadastro tespitinin iptali ile bu kısmın orman vasfı ile Hazine adına, geriye kalan kısmı olan (B) harfi ile gösterilen 3735,03 m2'lik kısmın ise bağ vasfı ile tespit maliki olan dahili davalı ... adına tespit gibi tesciline, 106 ada 10 parsel sayılı taşınmaz...

    Daha sonra 6831 sayılı Yasanın 4999 Sayılı Yasa ile değişik 9. maddesi kapsamında fenni hataların düzeltilmesi çalışması yapılmış 25/07/2008 tarihinde askı ilanı yapılarak kesinleşmiştir. Kadastro müdürlüğünün 07/06/2010 tarihli cevabından çekişmeli taşınmaz hakkında 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmaları dışında tutulduğu ve taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesine göre, kadastro mahkemesinin görevinin her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlayacağı, H.Y.U.Y.'nın 7. (6100 sayılı H.M.K.’nın 1.) maddesi gereğince mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve resen gözetilmesi gerektiğinden, kadastro tespit tutanağı düzenlenmeyen davaya konu taşınmaz hakkındaki davaya bakmak görevinin genel mahkemelere ait olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın somut olaya uygun olmayan gerekçe ile reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      Ancak, mahkemece kadastro tespitinin iptali yerine kadastro tespit tutanağının iptaline karar verilmesi isabetsiz olup, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının ilk bendinde; “tespit tutanağının iptali” ifadesinin cümleden çıkartılarak yerine, “kadastro tespitinin iptali” ifadesinin yazılarak, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 17.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Her ne kadar dava konusu 33 ada 51 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin dayanağı Haziran 1324 tarihli ve 19, 33 ada 54 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin dayanağı Şubat 1926 tarihli ve 236 sayılı tapu kayıtlarında “...” ismi yer almamakta ve 33 ada 54 parsel sayılı taşınmazın tutanağında dayanak gösterilen Koçkara Vakfının 23 numaralı defterin 92. sayfasının mevcut olmadığı Vakıflar Genel Müdürlüğünden gelen cevabi yazıdan anlaşılmış ise de dava konusu taşınmazların tutanağında “...'ın” paydaş gösterildiği, dava dışı 18 ada 4 parsel sayılı taşınmazdaki paydaş “...'ın” da davacının murisi .... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.11.2003 tarihli 2003/323-515 E.-K. sayılı temyiz edilmeksizin kesinleşen ilamından anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna göre davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

          Davacılar ... ve ... vekili 02/08/2012 havale tarihli dilekçesi ile taşınmazın yüzölçümünün 27000 m2 olduğu gerekçesi ile tespit edilecek yüzölçüme göre listenin düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne; 252 ada 59 parsel sayılı taşınmaza yönelik itiraz bulunmadığı anlaşılmakla, davalı şerhi bulunan 252 ada 59 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin olağan şekilde tamamlanmak ve kesinleştirilmek üzere, dosyanın bu parsel yönünden......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar, arasındaki kadastro tespitinin iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.10.1987 gün ve 1986/7299- 1987/6931 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve Dairemizce de benimsenen yerel mahkeme gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemiz onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.Maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

              Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile orman sınırları içine alınarak ve çevresindeki geniş orman parseli ile birleştirilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede seri bazında yapılıp 09.06.1972 yılında ilan edilerek ... 1. Kadastro Mahkemesinin 21.05.1999 gün 1995/41-1999/15 sayılı kararı ile kesinleşen orman kadastrosu, 09.06.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması, 25.11.2005 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 4999 Sayılı Yasa uyarınca yapılan fenni hataların düzeltilmesi işlemi vardır....

                iptali ile, payları gösterilerek ... ve Fatıma Yılmaz (Önbaş) adına, çekişmeli 194 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile payları gösterilerek ... ve ......

                  Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın Ek-4 maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir. 6831 sayılı Yasanın 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarma işlemi kesinleşen 202 ada 93 sayılı parselin yüzölçümünün eksik belirlendiği, kendi kullanımındaki bir kısım yerin, 202 ada 92 sayılı davalı gerçek kişinin kullanımında olduğu yazılarak Hazine adına aynı nitelikte tespit edilen parsele ilave edildiği, bu bölümün tespitinin iptali ve kendi kullanımında olduğu yazılarak Hazine adına tescili iddia edildiğine göre, 202 ada 92 sayılı parselin dava konusu edildiği, 202 ada 93 sayılı parselin dava konusu edilmediği gözetilerek, 202 ada 92 sayılı parselin tespitinin tespitinin kesinleştirilmesi için tutanak aslının kadastro müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, bu parsel için esasa ilişkin hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, keşif ve inceleme yapılmamış, 202 ada 92 sayılı parselin dava konusu edilen bölümünün infaza olanak veren ifraz...

                    anlaşıldığından, kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, .......

                      UYAP Entegrasyonu