Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın 21/05/2015 tarihli raporunda ve ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.791,32 m²'lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile anılan kısmın davalı parselden ifraz edilerek orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tespit ve tesciline, aynı bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 4.921,07 m²'lik kısmının ise kadastro tespiti gibi tesciline;... ili, ... ilçesi, ... köyü, ...mevkiinde ...1012 parsel sayılı taşınmazın kadastro bilirkişisi ...'ın 21/05/2015 tarihli raporunda ve ekli krokisinde (A)harfi ile gösterilen 1.816,26 m²'lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile anılan kısmın davalı parselden ifraz edilerek orman vasfı ile Hazine adına tespit ve tesciline, aynı bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 8.540,57 m²'lik kısmının ise kadastro tespiti gibi tesciline;... ili, ... ilçesi, ... köyü, ...mevkiinde ...1013 parsel sayılı taşınmazın kadastro bilirkişisi ...'...

    -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davada toplulaştırmaya yönelik bir istekte bulunulmadığı, davada kadastro öncesi hukuksal nedene dayanıldığı, kısmen tapusunun iptali istenen 168 parselin kadastro tespitinin 26.02.1981 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi itibariyle 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu saptandığına göre davanın reddedilmiş olması sonucu itibariyle ve bu gerekçeyle doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 09.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur.Tapu Kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarından mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Somut olayda; dava konusu 104 ada 12 parsel numaralı taşınmazın 16.08.1974 tarihli kadastro tespit tutanağından, 1/2 hisse maliki ... oğlu ...'nun 15.06.1960 tarihinde ölmesi ile beyanlar hanesine ölüdür şerhi verilerek kadastro tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır....

        , ..., ..., 6 hissesinin ... adına tesciline, 1893, 1894 ve 1898 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptaline, taşınmazların 10 hisse itibariyle 4’er hissesinin ... evlatları Emine ve ..., 2 hissesinin ... adına tesciline,1895 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın 10 hisse itibariyle 8 hissesinin...oğlu ..., 2 hissesinin ... adına tesciline, 1899 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın 10 hisse itibariyle 8 hissesinin...kızı Taliye Özel, 2 hissesinin ... adına tesciline, 1904 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın 30 hisse itibariyle 16 hissesinin ... oğlu ..., 8 hissesinin ... oğlu ..., 6 hissesinin ... adına tesciline, 1906 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın 20 hisse itibariyle 4’er hissesinin...evlatları ..., ..., ..., ..., 4 hissesinin ... adına tesciline, 1907 ve 1908 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptaline, taşınmazların 20 hisse itibariyle 12...

          Mahkemece, kadastro davalarında husumetin tespit maliki ya da komisyonca lehine karar verilen kişi ya da kişilere yöneltilmesi gerektiği, somut olayda husumetin tespit maliklerine yöneltilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ..., dava dilekçesinde ....,......'a husumet yönelterek dava açmıştır. Mahkemece, getirtilen kadastro tutanağında dava konusu parselin .... ve ... ... ile ... adlarına tespitinin yapıldığı, bunlardan .... ve .... ... dışındaki davalılar yönünden husumetin doğru yöneltildiği, ancak maddi hataya dayalı olarak .... yerine .... yerine .... yazıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesindeki maddi hatanın her zaman düzeltilmesi mümkün olup, taraf değişikliği de sayılamayacağından, mahkemece, tespit malikleri davadan haberdar edilerek taraf teşkili sağlanmalı, ondan sonra taraflardan iddiaları sorulup gösterecekleri deliller toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir....

            Ancak; kadastro tutanağı ile belirlenen hukuki durumun, dolayısıyla tespitin iptaline karar verilmesi gerekirken; kadastro ekibince yapılan işlemin iptalini doğurur şekilde tutanağın iptaline karar verilmiş olması ve hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde, dava konusu taşınmazın “arazi” vasfı ile ... adına tesciline yönelik olarak hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasında yer alan "taşınmazın tespit tutanağının iptali ile arazi vasfıyla” sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine, “taşınmazın tespitinin iptali ile hali arazi vasfıyla” sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dosya içinde bulunan kadastro tespit tutanaklarının incelenmesinde 2006 yılında yapılan kadastro tespitinin senetsiz, 20 yılı aşkın zilyetliğe dayalı olarak yapıldığı ve TC vatandaşlık numarası da yazılmak suretiyle “1927 doğumlu ...” adına tespit edildiği görülmektedir.1978 doğumlu olan davacının 2006 yılı itibariyle 20 yılı aşkın zilyetliği olması yaşı itibariyle mümkün olmadığı gibi vatandaşlık numarası da yazılmak suretiyle yapılan tespitin tapuda isim düzeltilmesi davası ile malikinin değiştirilmesi mümkün olmayıp, hak sahibi olduğu iddiası ile davacı ancak tapu malikinin mirasçılarına tapu iptali tescil davası açabilir. Davanın açıklanan nedenlerle reddine karar verilmesi gerekirken aksine bazı görüş ve düşüncelerle istemin hüküm altına alınması doğru olmamış ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19.10.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Ancak, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorundadır. Dava konusu taşınmaz kadastro sırasında Hazine adına tespit edilmiş, ... mirasçılarından ...’nun kadastro komisyonuna itirazı üzerine, Kadastro Komisyonunca taşınmazın ... mirasçıları ... ve müşterekleri adına tespitine karar verilmiştir....

                  Davacılar, davaya konu 3044 nolu parselin 1973 yılında yapılan kadastro tespitinin ... adına 1985 yılında kesinleştiğini, henüz kadastro tespiti kesinleşmeden anılan taşınmazı 1975 yılında tespit maliki...'den tapuda resmi akitle satın aldıklarını ileri sürerek tap iptali-tescile karar verilmesini istemişlerdir. Davalı taraf davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, getirtilen kayıt ve belgelerden; davaya konu 3044 nolu parselin kadastro tespitinin 1973 yılında yapıldığı, davacıların ise anılan taşınmazı kadastro tespit tarihinden sonra 25.02.1975 tarihli resmi akitle satın aldıkları ve bu satın almaya dayalı olarak eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dairemizin 03.07.2014 tarihli geri çevirme kararı ile istenildiği halde; çekişmeli taşınmazlara komşu olan 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas 03.09.1990 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı ve 113 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşip kesinleşmediğini gösterecek şekilde onaylı tutanak örneğinin, varsa tespitinin dayanağı olan kayıtların, tespitinin kesinleşmiş olması halinde tapu kaydının onaylı örneğinin, hükmen kesinleşmiş olması halinde ilgili mahkeme ve Yargıtay ilamının onaylı örneğinin dosyasına konulmadığı anlaşıldığından; 03.09.1990 tarih ve 2 numaralı tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilerek dosya içine konulması, 113 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşip kesinleşmediğini...

                      UYAP Entegrasyonu