Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, tutanağın beyanlar hanesinde soy adının ve baba adının yanlış gösterildiği, bu yanlışlıkların giderilmesi ve eksikliklerin tamamlanmasını isteyerek dava açtığına göre, davanın tespit maliki hazineye de yöneltilmesi gerekirken, dava dilekçesinde sadece Kadastro Müdürlüğü hasım gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, asıl dava edilmek istenenin Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın davalı olarak sadece kadastro Müdürlüğüne yöneltildiğinden söz edilemez. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılma hali vardır. Mahkemece temsilde yanılma hali resen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine ve beyanlar hanesinde zilyet olarak gösterilen ... oğlu ...'e yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak tanınmalı, davanın yaygınlaştırılması halinde davaya devam edilmeli, köyde böyle bir kişi olup olmadığı yönünde tutanak tanıkları dinlenmeli ve zabıta araştırması yapılmalı, davaya devamla deliller toplanmalıdır....

    Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetine ve tapunun beyanlar sütununda gösterilmesine izin veren özel yasal düzenleme getirmiştir. Anılan kanun maddesinde, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceği belirtilmiştir. Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir kanundur. 33. maddesinde, Kadastro Kanunu'nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiştir. 19. madde, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır....

      Mahkemece, davacının dayandığı zilyetliği devir senedinin dava konusu taşınmazın dava edilen bölümünü kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 4. maddesi gereğince, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerle ilgili kadastro tespiti sırasında, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle Hazine adına tescil edileceği düzenlenmiş olup, anılan bu düzenleme karşısında bu tür davalarda fiili kullanım durumunun ne şekilde olduğunun yöntemince araştırılması gerekir; Ancak mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili kullanımın ne şekilde sürdürüldüğü yöntemince araştırılmamıştır....

        UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: İncelemeye konu uyuşmazlık, davanın kabul kararının eksik incelemeye ve/veya hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı, hükmün fer'ilerinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLER : Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24/12/2019 tarih, 2017/9 esas 2019/467 karar sayılı kararına karşı, davalılardan T12 ve T11 vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; muhtesat aidiyet tespiti istemine ilişkindir....

        Dava, beyanlar hanesindeki muhtesat kaydının terkini isteğine ilişkindir. 22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere, Eşya Hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı sadece şahsi bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise TMK’nun 722, 724. ve 729. maddelerinde açıklanmıştır. Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesi olanak sağlamaktadır....

          Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın 26.09.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5543 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılan 2510 sayılı İskan Kanunu hükümleri uyarınca miktar fazlası Hazineye ait olmak koşuluyla temlik edildiği ve 1945 tarihinde yapılan kadastro tespiti sırasında da miktar fazlasının Hazineye ait olacağı şerhinin tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle çap kaydının oluştuğu, tapu kaydının beyanlar hanesinde 2065 m2'lik Hazine fazlalığı şerhi bulunduğu, bu şerhin 15.02.1951 tarih ve 163 sayılı yazı ile Mal Müdürlüğüne bildirildiği anlaşılmıştır. 2. Hemen belirtilmelidir ki, davalıların dayandıkları çap kayıtlarının ilk tesislerinin iskanen oluştuğu sabit olup bu durum Mahkemenin ve tarafların kabulündedir....

            Vergi Dairesi, Karahallı Vergi Dairesi ve Tapu Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 04.06.2020 tarih 2016/16263 Esas, 2020/1534 Karar sayılı ilamıyla; "davanın, kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açıldığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmüne yer verildiği, çekişmeli taşınmazların tespitlerinin 1995 ve 1996 tarihlerinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, eldeki davanın açıldığı 02.03.2015 tarihi ile dava konusu taşınmazların tespitlerinin kesinleştiği tarih arasında yasada belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş, bu kez bozma ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur...

              Yukarıdaki fıkrada belirtilen yasa hükümleri gözetildiğinde; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek madde 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosunun amacı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil etmektir. 4- Dava konusu taşınmazların beyanlar hanesinde "Tahtalı Barajı Uzun Mesafeli Koruma Alanı içerisinde kaldığı" yönünde şerh bulunmasına karşın, mahkemece gerekli araştırmalar yapılmadan, İZ-SU ve/veya Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne husumetin yaygınlaştırılması gerekip gerekmediği değerlendirilmeden davanın sonuçlandırılmasında isabet bulunmamıştır. 5- Mahkemece; dava konusu 11230 ada 12 parselin salt tapu kaydı...

              Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir....

                Her ne kadar mahkeme gerekçesi doğru değil ise de incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 2924 Sayılı Yasanın 11/3. maddesine göre ”......muhdesat ile tasarruf edenlerin isimlerinin kadastro çalışmaları sırasında, kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterileceği” vekadastro çalışmaları sonucunda belirlenen kişilerin, bu maddenin 4. fıkrasına göre gerçek hak sahibi olup olmadıkları hususunun ayrıca Orman Bakanlığınca tespit edileceği” yine 2924 Sayılı Yasanın 21. maddesi gereğince çıkartılan yönetmeliğin 45. maddesine göre ”Hak sahipleri tespit komisyonu, beyanlar hanesinde ismi ... kişilerin, hak sahipliği tanımı çerçevesinde, hak sahibi olup olmadıklarını tespit eder ve hak sahibi olarak tespit edilenleri, hak sahibi sicil defterine işler” hükmü bulunduğu, aynı yönetmeliğin 46. maddesinde, komisyonun hak sahibi olarak tanımlamadığı kişilerin itiraz ve dava haklarının düzenlendiği, bu nedenle açıklanan durumlara uymayan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın...

                  UYAP Entegrasyonu