Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri Davacılar vekili temyizinde; ortaklığın giderilmesi davası derdest iken muhdesatın tespiti davasının açıldığını, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 4721 s. TMK' nun 684., 718., 724., 728., 729. ve 1012/2, 3. maddeleri, 3. Kadastro Kanunu'nun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12. maddesi 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/43 E. sayılı dosyası ile muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açıldığı belirtilmiştir. 2. Düzce 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/43 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde de; davacı ... Fil tarafından 28.12.2019 tarihinde açılan ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması nedeniyle davalılar tarafından 02.02.2021 tarihinde muhdesatın aidiyeti davasının açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. 3. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davası sonucunda, taşınmazdaki muhdesatın bu davanın davalıları tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesi halinde bu kişilerin yapıyı kullanmakta haklı sebeplerinin bulunduğu kabul edileceğinden taşınmazı haksız sebeplerle işgal etmedikleri sonucuna ulaşılacaktır. 4....

      Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/06/2018 tarihinde verilen dilekçeyle muhdesatın aidiyetinin tespiti, 15/10/2018 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılar arasında rızai taksime dayalı tapu iptali ve tescil ya da ödenen bedelin iadesi, terditli olarak temliken tescil, terditli olarak muhdesat aidiyetinin tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada muhdesat aidiyetinin tespiti isteminin kabulüne dair verilen 22/10/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....

        Öğretide ve Yargıtay’ın devamlılık gösteren uygulamalarında; taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti talebinin niteliğine gelince, taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez ve kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir....

          Mahkemece taraf delilleri toplanarak, tespit öncesi ahşap evin davacıya verilmesi hususunda taraflar arasında anlaşma yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, eğer taraflar arasında tespit öncesi ahşap eve ilişkin anlaşma yapılmışsa davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkin olacağı ve ortaklığın giderilmesi davasının reddi sebebiyle eldeki davanın hukuki yarar kalmadığı gerekçesiyle reddinin doğru olmayacağı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetli olmamış ve bu hususlar Dairemizin bu sefer yaptığı inceleme ile anlaşılmış olup, onama kararımızın kaldırılmasına karar verilmiştir....

            Yapılan açıklamalar kapsamında somut olayın incelemesinde; dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın kadastro tespitinin 20/09/1995 tarihinde yapıldığı, dosya kapsamında alınan davalı ve tanık beyanlarına göre eski evin yıkılarak aynı yere yeni evin yapıldığı, davacıların dava dilekçelerinde muhdesatın 1996 yılında yapıldığını beyan ettikleri, bilirkişi raporuna göre ise taşınmazın 10- 15 yıllık olduğunun tespit edildiği anlaşıldığına göre, muhdesatın, kadastro tespit tarihinden sonra meydana getirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemenin, muhdesatın davacıların murisi tarafından meydana getirildiğine ilişkin tespiti yerinde ise de; kadastro tarihinden sonra meydana getirilen muhdesatın tapu sicilinin beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesi hatalıdır. Zira, 3402 sayılı Kadastro kanununun 19/2. maddesine göre şerhi imkanı, ancak, kadastro öncesinde yapılan muhtesatlar için mümkündür....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti K A R A R 1-Dava konusu ....ada ....sayılı parselin kesinleşme bilgisini taşıyan kadastro tutanağının onaylı ve okunaklı örneğinin, 2- ..... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/22 Değişik İşler sayılı dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması, 3-Tarafların ortak miras bırakanı Rüstem Danış’ın veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, veraset belgesi alındığında dosyaya eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın Yerel Mahkeme'ye GÖNDERİLMESİNE, 16.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, toplanıp değerlendirilen delillere ve hüküm yerinde gösterilen gerekçelere, davaya konu muhdesatın taraflar arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasında davacı ... tarafından kendisine ait olduğu ileri sürülmeden, hatta ortaklığın giderilmesi davasının ilk duruşması dahi yapılmadan davacının eldeki davayı açtığı, davalılara kabul etme olanağının dahi tanınmamış olması karşısında davalıların muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının açılmasına sebebiyet vermiş sayılamayacaklarının anlaşılmasına göre mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı ...'ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 3,15 TL harcın davacı ...'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın aidiyetinin tespiti, tapu iptali ve tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.09.2012 gün ve 382/502 sayılı hükmün ...'...

                  haliyle muhdesatın aidiyetinin tespiti talebinin varlığının ve çözülmesinin kabulünün gerektiğinin tartışmasız olduğunu, muhdesatın aidiyetinin tespiti İstanbul Anadolu 11....

                  UYAP Entegrasyonu