İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve şikayette bulunmakta hukuki yararlarının bulunduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan ihalenin feshi istemine ilişkindir. Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ihalesi gerçekleştirilen taşınmazın kıymet taktirinde isabetsizlik bulunduğu belirtilerek bu iddianın ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürüldüğü anlaşılmış olup, her ne kadar davacı tarafça ihalesi gerçekleştirilen taşınmazın kıymet taktirine süresinde itiraz edilmiş ve Konya 7....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; taşınmaza gerçek değerinin çok altında kıymet takdir edildiğini, taşınmazın konumu, mevkii, niteliği ve yüz ölçümü dikkate alındığında değerinin daha fazla olduğunu, rapora karşı itiraz edilmiş ise de hatalı bir şekilde kesin nitelikte karar verildiğini, kıymet takdirine itirazlarının ve davanın denetlenmesi gerektiğini, satış ilanının tüm alacaklılara usulüne uygun tebliğ edilmediğini, satış ilanının tirajı yüksek bir gazete ile yayınlanmadığını, ihale alıcısı adına vekalet sunmadan bir başkasının ihaleye katıldığını, mükellefiyetler listesi usulüne uygun hazırlanmadığını ve ilgililere tebliğ edilmediğini, taşınmazın imar durumu ile ilgili son bilgilerin celp edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. II....
İİK’nın 128/2. maddesi gereğince, satışa hazırlık işlemleri sırasında icra dairesi taşınmazın kıymetini ehil bilirkişiler aracılığıyla tayin ve tespit ettirir, kıymet takdirine ilişkin rapor, borçluya, haciz koydurmuş alacaklıya ve diğer ipotekli alacaklılara tebligatın yapıldığı icra dosyasındaki, ayrıca bildirilmiş bulunması hali müstesna olmak üzere, tapudaki mevcut adresleri esas alınmak suretiyle tebliğ edilir. İİK'nın 128/a maddesine göre, ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak düzenlenen raporun gerçeği yansıtmadığını ileri sürebilirler. Yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edemezler....
Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece ihalenin feshi iddialarına yönelik tek tek inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, eksik inceleme ile verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, kıymet takdiri raporuna taraflarınca yapılan itiraza rağmen kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapıldığını ve dava dilekçesine açıkladıkları halde mahkemece taraflarınca itiraz yapılmamış gibi değerlendirme yapıldığını, kıymet takdiri kesinleşmeden yapılan satışın kanuna aykırı olduğunu ve ihalenin feshinin gerektiğini, süresinde açtığı kıymet takdirine itiraz davasına yetkisizlik kararı verildiğini ve kararın gönderilmesi için yetkisizlik kararının tarafına tebliğinin usulsüz olmasına rağmen süresinde mahkemeye başvurduğu halde tarafının bilgisi ve müdahalesi olmaksızın açtığı kıymet takdirine itiraz davasının açılmamış sayılmasına karar verilerek kesinleştirildiğini, kesinleşen kıymet takdiri raporu ile kanuna ve hukuka aykırı satış kararı alındığını, satış kararının ve satış ilanının...
Şti. aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, şikayete konu taşınmaza 5,066.000- TL kıymet takdir edildiği, taşınmazın 22/02/2022 tarihinde davalı T3 5.775.000- TL'ye ihale edildiği, ihalenin feshi şikayetinin süresinde ileri sürüldüğü, kıymet takdiri raporunun davacıya 07.10.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacının kıymet takdirine itirazının İstanbul 24.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 15/11/2021 tarihli, 2021/1393 esas ve 2021/1590 karar sayılı kararı ile süreden reddine karar verildiği, Dairemizce resen inceleme talep edilerek incelenen kıymet takdirine itiraz davasına ilişkin dava dilekçesinde davacının kıymet takdiri tebliğinin usulsüzlüğünü de ileri sürmediği, bu durumda süresinde kıymet takdirine itiraz etmeyen davacının kıymet takdirine itirazlarını ihalenin feshi davasında ileri süremeyeceği, kıymet takdiri üzerinden de 2 yıllık sürenin geçmediği, taşınmazın satış ilanının davacıyı kıymet takdirine itiraz davasında temsil eden...
Kıymet takdirine itiraz üzerine icra mahkemesince verilen kararlar kesin nitelikte olsa da, usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz edilmiş olması halinde ve bu hususun ihalenin feshi davasında ileri sürülmesi halinde kıymet takdirine itiraz sonucu verilen kararın ve karara dayanak olan raporun ihalenin feshi davasında denetlenmesi gerekir. Yukarıda belirtildiği gibi kıymet takdirine itiraz sonucu icra mahkemesince aldırılan rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan, ihalenin feshi davasında yeniden rapor aldırılmasını gerektirir yasal bir zorunluluk bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca istinaf dilekçesinin ikinci sayfasının 2 numaralı paragrafında anlatıldığı gibi ihalenin feshi davasındaki kıymet takdirine itirazın, mahkemece belirlenen muhammen bedelin düşük olduğu iddiasına ilişkin olmayıp, ihale tarihi itibariyle döviz kurlarındaki fiyat artışları ile inşaat maliyetlerindeki artışlar dikkate alındığında ihale bedelinin düşük olduğu iddiasına dayanmaktadır....
Şikayet edilen ihale alıcısı cevap dilekçesinde; ihale bedellerinin yasal süre içerisinde yatırıldığını, satışın süresi içinde talep edilmesi nedeniyle hacizlerin düşmediğini, icra mahkemelerine yapılan şikayet ve itiraz dosyalarında takibin durdurulmasına dair bir karar olmadığından bu şikayetler kesinleşmeden ihale yapılmasına engel bir durum bulunmadığını, satış sıralamasının hatalı yapılmasının fesih nedeni olmadığını, zira alacaklının haczettirdiği mallardan dilediğinin satışını isteme hakkına sahip olduğunu, kıymet takdir raporunun usulüne uygun kesinleştiğini, gazetenin 50.000 tirajlı olmakla yeterli olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini ve HMK gereğince kötü niyetli olarak şikayet yoluna başvuran borçlular aleyhine idari para cezasına hükmedilmesini istemiştir. III....
Somut olayda; dava dilekçesi kapsamında davacıların talebi; icra müdürlüğünce alınan kıymet takdiri raporunun iptali ile taşınmazların değerinin mahkemece belirlenmesine yönelik olup, usulsüz tebligat ve diğer sebepler kıymet takdiri raporunun usul ve yasaya aykırı olarak alındığından iptal edilmesi gerektiğine yönelik sebep olarak gösterilmiştir. Mahkemece, davacıların ileri sürdüğü kıymet takdirine itiraza yönelik şikayet hakkında hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ve ayrıca bu konuda karar verilmemiştir. Mahkemece, şikayet kıymet takdirine itiraz olarak nitelendirilerek İİK'nın 128/a maddesi kapsamında, icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazların gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı konusunda gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile şikayetin usulden reddine karar verilmesi isabetsiz görülmüştür....
İcra takibi borçlularından her birinin kıymet taktiri yapılan malın maliki olması aranmaksızın kıymet taktirine itiraz hakkı olduğu gibi alacaklı tarafından açılacak kıymet takdirine itiraz davasında borçluların karşı taraf olarak gösterilmesi ve borçlulara savunma hakkının tanınması gerekmektedir. Zira söz konusu itiraz davasında verilecek karar ile taşınmazın değeri tespit edilecek ve bu değer üzerinden ihale yapılacak olup bu durum tahsilat miktarı bakımından borçlular aleyhine durum yaratabileceği açıkça ortadadır. HMK'nın 27.maddesinde "Hukuki dinlenilme hakkı" düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Bu hak, Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur....
Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, satış ilanı ile kıymet takdir raporunun davacılara usule uygun olarak tebliğ edilmediğinin, davacı borçlu müvekkili adına tebligat yapılan kişilerin müvekkilinin çalışanı (şirket yetkilisi) olmadığının, kıymet takdirine de bu sebeple itiraz edilemediğinin ileri sürüldüğü görülmektedir. Her ne kadar şikayet dilekçesinde ileri sürülen usulsüzlüğün hangi davacıya yapılan tebligatlar için şikayet konusu edildiği açık değil ise de, kıymet takdir raporu ile satış ilanının muhatap adına çalışana tebliği hususunun sadece şikayetçilerden T2'ya gönderilen tebligatlarda söz konusu olduğu, diğer davacı şirkete gönderilen tebligatların TK'nın 35. maddesine göre yapıldığı göz önüne alındığında, bahsi geçen iddianın şikayetçilerden T2 yönünden şikayet konusu yapıldığının kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece T2 yönünden muhatap adına tebligat yapılan kişinin muhatabın çalışanı olmadığı yönünde bir iddianın bulunmadığına dair tespiti isabetsizdir....