Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, tüm bu açıklanan nedenlerle davaya konuyu taşınmazlara ilişkin yapılan ihalenin feshine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Taraflar arasındaki kıymet taktirine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davaların kabulüne kesin olarak karar verilmiştir. Kararın birleşen dava davacısı tarafından istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece mahkemesinin 13.01.2022 tarihli ek kararı ile başvurunun reddine karar verilmiştir. Ek kararın birleşen dava davacısı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı birleşen dava davacısı tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince 14.06.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin konu yönünden reddine karar verilmiştir....

    Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, satış ilanı ile kıymet takdir raporunun davacılara usule uygun olarak tebliğ edilmediğinin, davacı borçlu müvekkili adına tebligat yapılan kişilerin müvekkilinin çalışanı (şirket yetkilisi) olmadığının, kıymet takdirine de bu sebeple itiraz edilemediğinin ileri sürüldüğü görülmektedir. Her ne kadar şikayet dilekçesinde ileri sürülen usulsüzlüğün hangi davacıya yapılan tebligatlar için şikayet konusu edildiği açık değil ise de, kıymet takdir raporu ile satış ilanının muhatap adına çalışana tebliği hususunun sadece şikayetçilerden T2'ya gönderilen tebligatlarda söz konusu olduğu, diğer davacı şirkete gönderilen tebligatların TK'nın 35. maddesine göre yapıldığı göz önüne alındığında, bahsi geçen iddianın şikayetçilerden T2 yönünden şikayet konusu yapıldığının kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece T2 yönünden muhatap adına tebligat yapılan kişinin muhatabın çalışanı olmadığı yönünde bir iddianın bulunmadığına dair tespiti isabetsizdir....

    Kıymet takdirine itiraz üzerine icra mahkemesince verilen kararlar kesin nitelikte olsa da, usulüne uygun olarak kıymet takdirine itiraz edilmiş olması halinde ve bu hususun ihalenin feshi davasında ileri sürülmesi halinde kıymet takdirine itiraz sonucu verilen kararın ve karara dayanak olan raporun ihalenin feshi davasında denetlenmesi gerekir. Yukarıda belirtildiği gibi kıymet takdirine itiraz sonucu icra mahkemesince aldırılan rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan, ihalenin feshi davasında yeniden rapor aldırılmasını gerektirir yasal bir zorunluluk bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca istinaf dilekçesinin ikinci sayfasının 2 numaralı paragrafında anlatıldığı gibi ihalenin feshi davasındaki kıymet takdirine itirazın, mahkemece belirlenen muhammen bedelin düşük olduğu iddiasına ilişkin olmayıp, ihale tarihi itibariyle döviz kurlarındaki fiyat artışları ile inşaat maliyetlerindeki artışlar dikkate alındığında ihale bedelinin düşük olduğu iddiasına dayanmaktadır....

    Şikayet edilen ihale alıcısı cevap dilekçesinde; ihale bedellerinin yasal süre içerisinde yatırıldığını, satışın süresi içinde talep edilmesi nedeniyle hacizlerin düşmediğini, icra mahkemelerine yapılan şikayet ve itiraz dosyalarında takibin durdurulmasına dair bir karar olmadığından bu şikayetler kesinleşmeden ihale yapılmasına engel bir durum bulunmadığını, satış sıralamasının hatalı yapılmasının fesih nedeni olmadığını, zira alacaklının haczettirdiği mallardan dilediğinin satışını isteme hakkına sahip olduğunu, kıymet takdir raporunun usulüne uygun kesinleştiğini, gazetenin 50.000 tirajlı olmakla yeterli olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini ve HMK gereğince kötü niyetli olarak şikayet yoluna başvuran borçlular aleyhine idari para cezasına hükmedilmesini istemiştir. III....

      Somut olayda; dava dilekçesi kapsamında davacıların talebi; icra müdürlüğünce alınan kıymet takdiri raporunun iptali ile taşınmazların değerinin mahkemece belirlenmesine yönelik olup, usulsüz tebligat ve diğer sebepler kıymet takdiri raporunun usul ve yasaya aykırı olarak alındığından iptal edilmesi gerektiğine yönelik sebep olarak gösterilmiştir. Mahkemece, davacıların ileri sürdüğü kıymet takdirine itiraza yönelik şikayet hakkında hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamış ve ayrıca bu konuda karar verilmemiştir. Mahkemece, şikayet kıymet takdirine itiraz olarak nitelendirilerek İİK'nın 128/a maddesi kapsamında, icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazların gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı konusunda gerekli inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile şikayetin usulden reddine karar verilmesi isabetsiz görülmüştür....

      İcra Müdürlüğü'nün 2009/45 Talimat sayılı dosyası ile satıldığını, satış aşamasında yapılan bilirkişi incelemesi ve kıymet takdirinde taşınmazın 75,00 m2 olduğunun ve taşınmazın değerinin 80.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, aslında taşınmazın 140,03 m2 olduğunu, taşınmazın eklentisi olarak özel otoparkı, 60,00 m2 deposu ve ön kısmında 30,00 m2 lik ikinci bir deposu mevcut olduğunu ve taşınmazın o günkü değerinin 200.000,00 TL'nin üzerinde olduğunu, konu ile ilgili olarak Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapmış oldukları şikayet sonucunda Cumhuriyet Başsavcılığınca da bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve taşınmazın 140,00 m2 olduğunun tespit edildiğini, belirtilen incelemelerin eksik yapılması sonucunda kıymet takdiri tarihinde yaklaşık değeri 200.000,00 TL nin üzerinde olan taşınmazın 80.000,00 TL değer ile satılmış olduğunu ve aradaki fark kadar kendisinin zarara uğradığını, davalının ise aradaki fark kadar zenginleştiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı...

      -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu hakkında yaptıkları ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi kapsamında borçlunun ipotekli taşınmazının satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunanın borçlu aleyhine yapmış olduğu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip dosyasındaki alacağına birinci sırada yer verildiğini, o dosyadaki haciz tarihinin 05.09.2008 olduğunu ancak 05.08.2010 tarihinde şikayet olunanın satış talebinin icra müdürlüğü tarafından reddedildiğini ve talebinin kıymet takdiri olarak kabul edildiğini, bu red kararının icra mahkemesi tarafından kaldırılmadığını, şikayet olunanın taşınmaz üzerindeki haczinin iki yıllık süre içerisinde geçerli bir satış talebi olmadığından düştüğünü, kendi ipotek tarihlerinin de 29.07.2009 olduğundan kendi alacaklarının 19.04.2011 tarihli sıra cetvelinin birinci sırasında yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        (HGK'nın 16.06.2020 tarih, 2017/12-742 E. - 2020/406 K. ) İlk Derece Mahkemesince; borçlunun şikayet dilekçesinde fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazları değerlendirilerek aldırılan raporda taşınmaz üzerinde herhangi bir yapının olmadığı taşınmaz üzerindeki binanın yıkılmış olduğu belirtilerek taşınmazın kıymet takdirine itiraz dosyasındaki rapor tarihindeki sadece arsa değerinin 280.820.00 TL olarak belirlendiği, icra müdürünün kıymet takdiri yaptığı tarih olan 26.10.2017 tarihinde taşınmaz üzerindeki binanın yıkılmamış olduğu ve değer tespitinin de bu haliyle yapıldığı, mahkemece icra müdürünün kıymet takdiri yaptığı tarih 26.10.2017 tarihindeki taşınmazın durumu ile değerinin tespit etmesi gerekir. Kaldı ki şikayete konu taşınmazın kentsel dönüşüm sebebiyle yıkıldığı ve taşınmazın diğer malikleri tarafından da binanın depreme dayanıklı olarak yeniden inşaatı için anlaştıkları da dosya arasına sunulan belgelerden de anlaşılmıştır....

          Davalı ihale alıcısı cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde yurt içinde adres göstermediğini, kıymet takdiri raporunun davacıya tebliğ edilmiş olup taşınmazın değeri konusunda ihtilaf var ise kıymet takdirine itiraz davası açması gerektiğini, bu hususların ihalenin feshinde talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK.114 maddesine satış ilanının yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile yapılmasına karar verilmesi şartı koşulmadığını, taşınmazın en yüksek teklif veren müvekkiline ihale edildiğini, ihalenin tam saatinde başladığını ve bitirildiğini, ihale tutanaklarında hiçbir eksiklik bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu