İİK'nın 128/a maddesinde; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler...." hükmü yer almaktadır. Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....
HMK'nun 119/1-e maddesi uyarınca; şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Aynı Kanun'un 25. maddesi hükmüne göre de; hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup; ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda; borçlu, şikayet dilekçesinde, kıymet takdir raporu tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmediği halde, mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak, kıymet takdir raporunun borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği, dolayısı ile kıymet takdiri kesinleşmediği,ihalenin feshi aşamasında aşamasında kıymet takdirine itirazın değerlendirilebileceği, bilirkişiden alınan rapor içeriklerine göre borçlunun kıymet takdirine yönelik itirazının yerinde olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 8 nolu bağımsız bölüme yönelik ihalenin feshi istemleri reddedilmiş ise de, kıymet takdirine ve satış ilanına itiraz edilmemesi sebebiyle doğrudan ihalenin feshi isteminin de reddine karar verilmesi gerektiği yönünde hatalı bir değerlendirme yapıldığını, kıymet takdirine ve satış ilanına yönelik yapılan itirazlar, borçlu ve diğer ilgililere tanınan bir hak olduğu gibi ihalenin feshi de ihaleye hazırlık ve ihale aşamasında meydana gelen hukuka aykırılıklar sebebiyle hukuki menfaati olan borçlunun kullanabileceği ayrı bir şikayet hakkı olduğunu bu nedenle kıymet takdiri ve satış ilanına itirazın yapılmadığı gerekçesiyle diğer bir şikayet olan ihalenin feshi isteminin doğrudan reddedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının oldukça eksik tespitlere dayalı olarak hazırlandığını, satış ilanında taşınmazın önemli özelliklerinin belirtilmediğini, kıymet takdiri raporunda taşınmazın değeri belirlenirken gerekli araştırma...
Bu durumda tebligat üzerindeki şerh de dikkate alındığında davacı yönünden kıymet takdir işleminin kesinleştiğinin kabulü gerekir. Davacı tarafça İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesinde 2020/611 Esas sayılı dosya ile kıymet takdirine itiraz edilmiş ve bu davada satışın yapıldığı gerekçesi ile konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, 26/07/2020 tarihli tebliğ işleminin ekte kıymet takdir raporu tebliğ edilmediği iddiası ile tebliğden itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmaması ve lehe verilen bir karar bulunmaması karşısında 01/12/2020 tarihinde kıymet takdirine yapılan itirazların ve bu itirazlar kapsamında ileri sürülen kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediği iddiasının yasal sürede yapılmadığının kabulü gerekecektir. Tüm bu hususlar gözetildiğinde artık davacı borçlu yönünden kıymet takdir işlemi kesinleşmiş olup ihalenin feshi aşamasında ileri sürülen değer düşüklüğü iddialarının dinlenilmesi olanaklı değildir....
Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin kıymet takdiri tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir. Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 30.03.2016 tarihinde yapıldığı, davacı/alacaklının kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, Hopa İcra Hukuk Mahkemesi’nin 22.02.2017 tarih ve 2016/16 Esas - 2017/7 Karar sayılı dosyasında, 27.06.2016 tarihinde keşif yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir....
Kıymet takdirine itiraz hakkında verilen karara yönelik istinaf talebinin incelenmesinde ise; davacı tarafça kıymet takdirine itirazın yasal süre içinde yapılmadığı, davacının kıymet takdirinden en son Erzurum 2.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/205 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu dava tarihi itibariyle haberdar olması nedeniyle yasal süre içinde kullanılmayan şikayet hakkının süre yönünden reddi kararının doğru olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda davanın henüz 22/09/2020 tarihli ihale yapılmadan önce 04/09/2020 tarihinde henüz yapılmayan ihalenin feshi istemiyle açıldığı anlaşılmıştır....
İcra Mdnün 2018/969 talimat sayılı dosyasında 02/09/2021 tarihinde taşınmaz ihalesinin gerçekleştiğini, satış ilanı ve kıymet takdir raporunun müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, taşınmazın kıymet takdirinin 26/07/2019 tarihinde yapıldığını, kıymet takdirinin geçerlilik süresi olan 2 yıl geçtikten sonra 02/09/2021 tarihinde ihalenin gerçekleştiğini söyleyerek 02/09/2021 tarihli ihalenin feshine karar verilmesini istemiştir. Davalı- takip alacaklısı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbire rağmen değil , mahkemenin oluru ile satışın yapıldığını, mahkemenin satıştan önce tedbirin cebri icra satışına engel olmadığını bildirdiğini, Cumhurbaşkanlığı kararı ile icra sürelerinin durmasına yönelik karar sebebiyle kıymet takdirinin geçerlilik süresinin uzadığını söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/899 Esas, 2022/596 Karar sayılı dosyasında verilen ihalenin feshi şikayetinin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; satışın durdurulmasına ilişkin İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/551 E. 2019/658 K. sayılı ve kıymet takdirine ilişkin 2018/522 E....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, ...'nün 2008/660 Esas sayılı dosyasında alacaklı şikayet olunanın 10.02.2010 tarihinde satış talebinde bulunduğunu, ancak masrafı yatırmadığı için bu işlemin yapılamayacağının bildirildiğini, aynı tarihte alacaklı tarafın kıymet takdirinin yapılmasını talep ettiğini, yine icra müdürlüğünce masrafın yatırılması halinde kıymet takdirinin yapılabileceğinin açıklanması üzerine sadece kıymet takdiri için masraf yatırıldığını, 15.10.2010 tarihinde kıymet takdirinin yapıldığını, kıymet takdirinden sonra satış talebinde bulunulmadığını, ... İcra Müdürlüğü'nün 2008/122 Esas sayılı dosyasından satış yapıldığında ...'...
Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür (HGK'nun 17.03.1999 tarih - 1999/12- 161 E.- 148 K. sayılı kararı). Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....